- 412 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ANLAŞILMIŞTIM!
KAHVERENGİ VALİZ.
Sesler kesilmişti,”neden?” diye düşündüm.
Halbuki bağırmalar annemin ağlaması, ilk kez sessizlikten daha iyi geliyordu kulağıma….
Sessizlik içimi burkuyordu, kuşkularım arttı, kafamı yorganın altından çıkararak daha iyi duymaya çalıştım… “Yoksa bu sefer gitmiş miydi?”
Bir müddet, annemin gece ışık olsun diye açık bıraktığı perdenin, sokak lambası ile oynaşmasını seyrettim.
Ellerimi havaya kaldırarak, aynı ışıkla duvarda gölge oyunları, şekiller yapmaya çalıştım.
Bunu hep yapardım, ışığın cisimlerin gölgesi ile yaptığı şekilleri değişik hayvanlara benzetir, kendime korku senaryoları yazar, kendi yazdığım hikâye ile de baş edemeyince annemi yardıma çağırırdım.
Bu gece, şekiller hiçbir şey ifade etmiyor, asıl korkum tüm korkularımın üzerinde kalıyordu.
Öyle geniş geniş düşünemediğim için de, hiçbir gölge bana hükmedemiyordu.
Hayal dünyam, yüreğim daralmıştı.
Aklım, kulağım babamın İtalya’dan “oyuncaklarınızI getirmek için aldım” dediği kahverengi valizdeydi…
Babam 2 yıl sonra “ben geldim “diye bütün yakışıklılığı ile evin kapısına dikildiğinde, o nerdeyse yere değecek kadar büyük gelmişti gözüme
Daha sonra içinden, bizi inanılmaz mutlu eden çeşit çeşit oyuncaklar, giysi, çıkarmıştı da, babamı öpmüş, bir taraftan da onu okşamıştım.
İtalya’dan bu yana babama arkadaşlık etmiş, babam da “sizin için aldım, oyuncaklarınızı ancak buna sığdırabildim” dediği kahverengi valizin.....
Sonraki günlerde sık sık koridorda kapının arkasına yaslanıp, bizden kaçıp gitmek için vakit kollayacağını,bu yüzden mutsuzluğuma sebep olacağını, nerden bilebilirdim.
Yavaşça yataktan kalkıp,kuşku ve korkularımın boşa çıkması için dua ederek odanın kapısını açtım,.
Son günlerde sık sık durduğu yerde var mıydı!yoksa bu sefer gerçekten gitmiş miydi?.
Koridora kafamı uzatıp, dış kapının arkasındaki boşluğa baktım.
Duruyordu, derin bir nefes aldım. Bugünde gitmemişti gidememişti.
Demek ki annemin ağlamaları yüreğini yumuşatmıştı.
Birden öfkelendim..her hafta nerdeyse 2 kez yaşadığım bu manzaranın kahramanlarından kahverengi valize hırsla baktım.
Gizli saklı bir işe çıkmışta kimseye görünmemeye çalışan suçlu gibi nasılda köşeye sinmişti.
İşte sebep buydu..
Bu olmasa babam eşyalarını neyin içine koyup ta gitmeye kalkacaktı.
Mutfağa yöneldim, yarı karanlıktı ama bıçağın yerini bildiğim için iki adımda bulmuştum. Saniyeler içinde kendimi kahverengi valizle yüzleşir buldum.
Konuşmaya başladım… “Senin ne taşıyacağından haberin var mı? Annemin 20 senesi, güveni, 3 çocuğun sevgisi, beklentisi, bu yük çok ağır gelmez mi nazik bedenine, acıtmayacak mı seni…”sorularım, sorularım… babama soramadıklarım!
Öfkeliydim, bir an için kalbimi yumuşatmaya;
“hani ağlayan bebeğim,rayların üzerinde yürüyen tirenim vardı ya, onu sen getirmiştin,kızmamalıyım ” diye düşünmeye çalışsam da….
Kendi kendime “Yok, yok hiç kıymeti yok, sen bu kapının yanına her çıkışında, bize yürek yarası, anneme gözyaşı taşıyorsun.Senin, annemin gençliğini, çocuk hayallerimizi bir gecede sırtlayıp götürmene müsaade etmemeliyim.” diye karar verdim.….
Önce kilitlerini sökmeye çalıştım. Gücüm yetmedi.10 yaşında olmama rağmen çok zayıf ve cılızdım…
Bıçakla bir iki vurdum, benim yaram kadar olmasa bile, ancak beni anlamalarına yetecek kadar çizik atabildim…
Çok yorulmuştum, derin bir of çekip, bıçağı mutfağa bırakarak, yatağıma döndüm.
Yastığa kafamı koyar koymaz uyumuşum
Sabah babamın, abilerimi sorguya çeken sesi ile uyandım, “ne olmuştu, kim yapmıştı bunu?”diye bağırıyordu…
Yorganı başıma çekerek, İstifimi bozmadan beklemeye başladım, sıranın kendime geleceğini düşünüyordum ki… babamın”haydı kahvaltıya” sesiyle yataktan fırladım.
Şükür ki ANLAŞILMIŞTIM…
o gün valiz çöpe atıldı….
Sık sık ‘giderim ha’ diyen babamın, artık bir valizi olmadığı, bunun için de bizi hiç terk edemeyeceğini düşünerek mutlu oldum…
Ve bu gerçeğe rağmen , uzun zaman, geceleri kalkıp “kahverengi valiz” kapının arkasında mı diye baktım….
YORUMLAR
Sık sık ‘giderim ha’ diyen babasının, artık bir valizi olmadığı, bunun için de kendilerini hiç terk edemeyeceğini düşünerek mutlu oldu…
Ve bu gerçeğe rağmen , uzun zaman, geceleri kalkıp “kahverengi valiz” kapının arkasında mı diye baktı….
Küçük bir çocuğun dünyasını duygusal bir şekilde anlatmış
sınız.
Duygulandım...Çocuğun gözünde bir babanın yanında olması
ne kadar önemliymiş...
Tebrikler...Akıcı bir yazıydı...
selamlar...