- 588 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK GİBİ RÜYAYDI O... (Denemelerim)
DENEME
Gecenin bir yarsıydı. Bir bekar odasının, bekar yatağında, ara sıra sayıklayan gümüş saçlı adam yatıyordu.Bazan sayıklaması artıyor, yükselen sesi sanki birisiyle kavga eder gibi oluyordu. O an odanın yanından biri geçse onu biriyle kavda ediyor sanırdı.Bazen de sesi tamamen kesilir mışıl mışıl uyurdu. Bugün rüyasında, etkisi altında kaldığı birşeyler görmüş olacak ki, uykusunda konuşuyordu. O anda üstündeki örtüyü atıp yatağından fırladı.Yatağının içinde oturdu.Hayırdır inşallah deyip gözlerini bir süre elleriyle oğuşturdu.Tekrar kulaklarının duyacağı bir sesle "İnşallah hayır olur" diyerek, tekrar yavaşça yatağına uzandı.Dizlerini kıvırıp kasarak sırt üstü yattı.Ellerinin ikisini de başının altında iç içe koyup kenetledi. Kendi kendine konuşuyordu. " Yarabbi bu nasıl rüyadır.Aman Allah’ım sanki gerçek gibi yaşadım.Ben bunları yapacak adam mıyım?" diye kendine soruyordu.
Çok garipsemişti halini... Yüreği hızlı hızlı çarparken, gözbebeklerinde yaşlar birikivermişti bir anda. Ve sıcak yakıcı bir his duydu yanaklarında.Gözlerinde biriken yaşları yanaklarından aşağılara doğru sızıyordu şimdi. Bu duyduğu hiler onun eseriydi. Rüyasında sevdiği kadının eşiyle karşılaşmış, tartışmışlar. Kavgaya başlamışlar, kavganın sonunda onu yüksk bir kayadan itmiş, aşağıya yuvarlamıştı. Adam aşağıda kıvranıyor, ellerini uzatıp onlardan yardım istiyor, sevdiği kadın da gidip yardım edelim diyordu.Oysa"Hayır" deyip kadının elinden, bileklerinden sıkıca yakalayı kavramış kadına da izin vermiyor, kendi de yardım etmiyordu. İşte o anda yatağından fırlayıp oturmuştu. Kendine gelmiş, yaşadıklarının bir rüya olduğunu anlamıştı.Derince nefes almış amma bu derece acımasız olacağına inanamamıştı.
İşte diyordu zalim feleğin insana yaşattığı acılar... Ya Rabbi, bu imkansız durum nasıl çözülürdü? Bir insan bağlı bir insana bu derece aşkla, sevda ile, aşk ile bağlanabilir, uğruna cinayet işleyecek kadar da o kişiyi sevebilir miydi? Ve buna aşk denilebilir miydi? Nasıl bir sevdaydı bu? Başkasının acısı üzerine kurulan bir mutlulu, gözyaşı arasındaki ölümden ne derece farklıydı? Ben böyle sevdaya nasıl düştüm diye geçirdi aklından. An geliyor kendine ve duygularına inanamıyordu. Öte yandan sızıyla inleyen kalbi "Seviyorum amma çoook seviyorum" diyordu.
Gümüş saçlı adam ayaklarının sabaha karşı çıkan serin deniz rüzgarıyla üşüdüğünü hissetti.Ellerinin birini başının altından çıkarıp ayaklarını uzatarak üstüne battaniye ile yorganı çekti. bahar aylarının bu döneminde geceler ve özellikle sabaha karşı havalar çok serin bazen de soğuk diyecek kadar sert oluyordu.İnsan hissedinceye kadar iliklerine kadar üşüyordu.
Tekrar ellerini başının altına koyup bir süre daha öyle kalıp iç dünyasının hülyalarına devam etti. Düşündü. Sessizce yattı. Artık uyku diye bir şey kalmamıştı. Vücudu da ısınmış gevşemişti. Kalktı. İşığı yaktı. Battaniyesine sarındı. Yastığının altındaki not defterini çıkarıp arasındaki kalemi de eline alıp yazmaya başladı. Gecenin sabaha dönmüş ikinci yarısında yeni bir DENEME’sinin ilk satırlarını karalıyordu şimdi...İnsanların yataktaki saatlerinde, ölü dünyasında o dirilere duygularını anlatmaya çalışıyordu...Az sonra dünya aydınlandı.Karanlıklar ağardı.Güneşin sarı saçları oda camından kucağına düştüler.Bu yeni bir günün, yeni bir başlangıcın müjdesiydi. Şimdi güneş dünyayı sıcaklığıyla kucaklıyordu.
01.05.2009
Suat TUTAK
GERÇEK GİBİ RÜYAYDI O... (Denemelerim) Yazısına Yorum Yap
"GERÇEK GİBİ RÜYAYDI O... (Denemelerim)" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.