- 692 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
İHANETE TERÖR DENMEZ
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
İHANETE "TERÖR" DENMEZ
Evine, bağına, bostanına zarar vermek için; başkalarından destek alana "Hain.", haninin yaptığı icraata da "İhanet." denir.
Sizi öz evladı bilen; karnınızı doyuran, harçlığınız veren, yarınlara yetiştirmek için okutan; kendi yemeyip yediren, giymeyip giydiren; size iş bulan, iş veren, aş veren, iş kuran, vergi mükellefi yapan, sosyal güvenlik imkânlarından faydalandıran, hasta olduğunuzda tedavinizi yaptıran, ilaçlarınızı temin eden, hata yaptığınızda size şefkatle yaklaşan ve hatadan dönmeniz için uğraş veren, bilim ve ilim seviyenizin yükselmesi için gayret eden bir ana-babaya evladı olarak zarar vermek için çaba sarfederseniz, enerjinizi kendi evinize, yuvasınıza zarar vermek için harcıyor iseniz; buna "İhanet.", bunu yapana da "Hain." denir.
Kendi evine zarar vermek için; kenardan köşeden başka etkenlerden her türlü desten bulan kişi "Asi’dir."...
Ülkemizde dil meselesi de yoktur. Kimlik meselesi de yoktur. Mazi meselesi de yoktur.
Bir dilimiz var. Bu dilimizin kuralları da "Türk Dil Kurumu." tarafından konulmuştur. Kurumlar kendi alanlarında faaliyet yaptıklarında "Ana tema." kalıcılığına dikkat ederler.
Kurallar ile oynamazlar. Hele ki; söz konusu "Dil." kuralları ise; bunun üzerinde oynamak demek nesilleri bir birinden koparmak demektir. Yani "Öze ihanettir."... Hal böyle olunca; kurallar belli, uygulama bellidir...
Yazı dili belli.
Dilbilgisine bakalım.
Dilbilgisi kuralları konuşma dilinde pek dikkate alınmaz. Bunun için de kimse kimseye "Niye bunu böyle yapıyorsun?" demez.
Lehçeler ve ağızlar konusunda da durum aynıdır.
Lehçelere, şivelere, ağızlara da müdahale söz konusu değildir.
O halde; dil meselesi yok...
İnsan ayrımı konusuna gelince; Ülkemizde her vatandaş okula gider, askerlik yapar, alış veriş yapar, vergi mükellefi olur, hastanelerden faydalanır, suç işleyene tutukevleri kurulmuştur. Sosyal güvenlik kurumlarından faydalanır. İş kurabilir, iş gören olabilir. İşletmeci olabilir. İş kuran olabilir.
İş ve işleyiş açısından da bir mesele yoktur.
Dileyen dilediği şehrimizde yaşama hakkına sahiptir.
Seyahat konusunda da mesele yoktur.
Memur, belediye başkanı, kamu personeli, milletvekili, başbakan olur... Buna da engel olan yok. O halde bu konularda da; mesele yok.
O zaman ne var...
Demokrasi diyecekler için de; sözümüz var;
Bizim ülkemizdeki demokrasinin sırnırsızlığı kadar dünyada başka ülke var mı?
Her şeye rağmen dileyen diledği ata binip; ister Üsküdar’a, İster Kumburgaz’a at koşturuyor. Televeziyonlarda "Daha fazla açılım salatası." yapılıyor. Kimsenin kimseye müdahalesi de söz konusu değil.
Demokrasi pilavı, özgürlük cacığı adı ile ihanet sofraları kuruluyor. Birileri buraların mutfağında devamlı servis yapıyor. Müdahale söz konusu değil.
Derdiniz ne?
Öyle ya; derdiniz ne?
Hangi dili konuşuyorsun?" diyen var mı?
"Neden bunu giydin.?" diyen var mı?
"Niye bu okulda okuyorsun?" diyen var mı?
O halde; derdiniz ne?
Birileri nutuk atıyor...
Danimarka’da malum tv kapanacak...
"Oradaki bin kere kapansa kaç yazar. Hakkari’de mikrofonda, Meclis kürsüsünde de "Devletten maaşını alıp." Danimarka’daki malum tv de." konuşulanlardan bin adım ötesini konuşmuyorlar mı?
Kindoruk diye birisi de; "Efendim zamanında dil konusunda, açılımlar konusunda açılım yapılmış olsaydı, bunlar bu noktaya gelmezdi." diye başka salata yapıyor.
Kindoruk "Maval." okuyor...
Yol, işyeri, işsizlik deniyor...
Sinop’da; yolu olmayan köy var. Trabzonda işsizlik tavan yapmış, İzmir’de yol parası bulamadığı için aylardır, şehre inemeyen köylüler var.
Artvin’de kamyoncular işsizlikten, aşsızlıktan kırılıyor.
Çerkezköy’deki damperli araç sahibi; arabasının vergisini ödeyemiyor.
Trakya’da çitfçinin bütün tarlaları ipotek altına alınmış...
Zonduldak’ta ticaret dibe vurmuş.
Ticaret tavan yapması gereken Fethiye’de; bir yıl içinde 117 işletme kapanmış...
Buralarda isyan etme yok, ihmal edildik nutukları atılmıyor...
Nerede atılıyor; bu ihanet nutku; belli yerlerde; nutku atan kim; devletten maaş alan... Ya belediye başkanı ya milletvekili.. Yani aslında sofrasında ekmek bulamayan bu nutku atmıyor. İşsizim diyor, aşsızım diyor; ama asıl aç olan kişi ihanet etmiyor.
Karnı tok, sırtı pek olan ihanet ediyor.
Şimdi de ben başka etnik kimlikteyim diyecekler...
O halde;
Niye Mısır’da, Cezayir’de, Arabistan’da, Amerika’da, Japonya’da, İngiltere’de, İspanya’da, İtalya’da, Hollanda’da yaşamadın da, doğmadın da ben nerdeyim sen ordasın. Aynı soydan değiliz de; Sibirya’dan çıkmışım yola, arda arda, yan yana gelmişiz.
Ben ayrı millettenim diye salata doğrama;
Sen bal gibi de Türk milleti adlı çınardaki dalsın. Kökün 12000 yıllık çınardandır.
Seni şişirip de babanın evinde babana hainlik etmeye zorlayanlar dedenin tarihteki düşmanlarıdır.
Her aklına esen devlet kurmaya kalkışırsa;
"Kayılar, Oguzlar, Gagauzlar; Çerkezler, Ahbazlar, Asilkanlar, Çapanoğulları, Avşarlar, Yörükler, Tahtacılar, Romanlar, Kosovalılar, Makedonlar, Tararlar, Kırgızlar, Ahıskalılar, Başkurtlar, Kurtlar...."
Ayrı ayrı devlet mi olsunlar?
Biz bir çınarı dallarıyız. Bir bedenin kollarıyız...
Kimse "Gönül sofrasına." ihanet damlatmasın...
"Haine." terörist; "İhanete." terör demekten de vazgeçelim.
Her şey yerli yerine konulmadığı sürece; her kafadan bir ses çıkacaktır.
BİZİM VATANIMIZDAKİ HAİNLER; İHANETE AYIRDIKLARI ZAMANIN YÜZDE BEŞİNİ, VATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNDE VERİMLİ OLMAYA AYIRMIŞ OLSALARDI... TÜRKİYE SÜPER DEVLET OLURDU...
Allah yüreklerinizi bir ve nur eylesin...
YORUMLAR
Devlet kimseyi meclise oturtmadı.
Ordaki herkesi oraya oturtan halkın iradesidir.
O imkanları halk onlara veriyor
ve halk, ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda hareket ediyor.
Kimin cehaletle beslendiği de aşikardır.
Hayatınızda verdiğiniz hiç bir karar sizin iradenizden gelmiyor.
Tamamen paradigmanın ürünleridirler...
Çünkü hiç bir şeyi çözümleyip değerlendiremiyorsunuz.
Ne var ne yoksa, efendim yasalar böle diyor.
O yasaları koyanlar da insanlar, o yasalar kendi dönemlerinin ihtiyaçları içindir.
Şimdiki yasalar ise bu günün ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir.
Yoksa daha çok aşağılık kompleksine kapılıp, daha çok avrupaya özenti duyarak onların eli altında yaşamaya mahkum olacağız.
kimseden de kalemime sağlık dileği istemiyorum. Çünkü, kalemsizim.
03 Kasım 2008 Pazartesi 09:17 Tunar Çalışkan
Devletle Dalaşmayın
Millet iradesinin temsil makamı olan meclise giren birkaç kişinin hikayesi değil bu hikaye.Bu biraz da bizim iyi niyetimizin cezasını çekme hikayemiz. Anlatalım dilimizin döndüğünce.
Seçimle meclise girdi dtp milletvekilleri. Bir sürü tartışma ve engelleme çabasına rağmen girdiler. Herkes aynı saygıyı göstermese de genel demokrasi anlayışımız içerisinde girdiler işte meclise. Bir bölücü örgütün taraftarı olmalarına rağmen demokrasi adına herkes sesini yumuşattı onlara karşı. En hassas kurum olan
‘ TSK ’ bile toleranslı davrandı bu konuda açıkçası.
Ve her türlü yasal statüyü her ortamda ellerine verdi yasalar. Kapanma davası açıldığında bile ‘ demokrasi yara alır ’ diye bir sürü ses yükseldi. İnsan hakları açısından çok yol kat etmişken geriye dönüş olmamalı diye feryat ettik hep beraber.
Ama siz ne yaptınız DTP olarak ? Tüm adımlara karşı cevabınız ne oldu ? Doğu ve güneydoğu için bir sürü paket açıklanırken sizin beklentiniz neydi iktidardan? Hiç gidip hizmet anlamında bir talepte bulundunuz mu? Bu taleplere ne yanıt aldınız ?
Araç, ilkyardım,eğitim alanlarında ne talep ettiniz ? Geri çevrilen talebiniz oldu mu? Halkın ihtiyaçları açısından ciddi anlamda ne talep ettiniz ?
Sizlerin ciddi bir samimiyet sınavıydı meclise girebilmeniz. Yine aynı şekilde hükümetin açıkladığı paketler sizler için aslında birer aklanma imkanıydı. Bu paketler ve açılımlar üzerinden Kürtler adına pozitif talepler beklenirdi sizden. Ama siz gene sizden bekleneni değil, size yakışanı yaptınız. 12 eylül ile ilgili içi boş iddialarda bulundunuz. Ortalığı gerdiniz. Doğu illerine ziyarete giden Başbakanı, onun hibe ettiği araçları kullanarak engellemek istediniz. O araçlarla ‘hoşgeldiniz Başbakanımız’ yazılı pankartları indirttiniz.
Neydi istediğiniz ? Yatırım mı ? İşte geliyor yatırımlar niye engellemeye çalışıyorsunuz ? İlgi mi? İşte ülkenin Başbakanı gidiyor en uzak illere.Üstelik sizin gittiğinizden daha çok yerlere gidiyor. Geziyor.İlgileniyor.
İsteklerinizi anlayamıyoruz.Sizin kendinizi temsil değil, İfade edebilmek gibi bir sorununuz var. Derdinizi tam olarak anlatamıyorsunuz. Zira derdiniz toprak ise biliyorsunuz alamazsınız.Alana kadar kan akıtacaksanız meclis te işiniz ne ? Tekrar dağa dönebilirsiniz. Çünkü yandaşlarınız meclis ve büyük şehirleri dağ başına çevirdi kaç gündür. Bu kadar güzel ve olumlu yaklaşımdan sonra neyi kime anlatacaksınız ?
Bize göre sizin Kürtlere verebileceğiniz hiçbir şey yok. Sizlerin Kürtlere hizmet niyetiniz ciddi biçimde tartışmaya açıktır kanımca. Yaptıklarınız ve söylemleriniz birbirine uymuyor. Kendinizce Kürt miliyetçiliğini tırmandırmaya çalışıyorsunuz ama bu yanlış size pahalıya patlar. Ülkede sizin karşı muadiliniz olan milliyetçi taban bildiğim kadarıyla zor zaptediliyor. Ve patlamaya hazır kanımca.
İnsan hakları gibi evrensel söylemlerle bizi asıl bölmeye çalışan sizlersiniz . Bir iç savaş ise hesaplarınız bu en aptal hesaptır bana göre.
Size tavsiyem meclise girmişken bunu vatandaşlarınıza hizmet için değerlendirin. Bölücülükten kimseye fayda gelmez. Size hiç gelmez. Elde etiğiniz güzel olgulardan da olursunuz.
Yeşil kart hakkındaki son uygulamayı duydunuz değil mi? Artık eylemlere katıldığı tespit edilen şahısların kartları iptal edilecek. Siz bilirsiniz ama bence devletle dalaşmayın. Devlet sizi meclise kadar oturtmuş, size ciddi imkanlar vermiş. Akıllı olun ! Devletle dalaşmayın.
Not; www.edebiyatdefteri.com da yayınlanmış bir makalemi paylaşmak istedim..Sevgilerle...kaleminize sağlık...
Cehaletten beslenen insnaların yazınızı anlama kaabiiyetleri yoktur...Pkk yı kimlerin kurdugunu çok önceleri burda ve farklı 3 habwr sitesinde yazmıştım...Ayrıca artık pkk yı ABD İsrail İngiltere ve Türk derin devletlerinin kurdugunu bilmeyen yoktur...Doğuda kaldım ben 3 yıl...Erzincan da kaldım....Peki Erzincan da olmayan ihanet, neden Erzincan dan 100 km sonra hemen başlar ? Ve hangi itilmişlik olursa olsun, askere kurşun sıkmayı haklı kılar ? Mücadele edelim..Vatan için gerilla olalım..Din için mücahit olalım...Dış güçler saldırırsa şehit olalım...Ama içimize ayrılık tohumları atanların gazına gelipi pkk yı savunan yazılar yazmyalaım..Bu yorumu yazınızın altına yourm yazan bir şahsa yazdım...Yoksa satırlarınızn altına imzamı atarım...
birkaç yerde ki işsizliği, o bölgedeki işsizlikle karşılaştırıp iyi bir çözümleme yaparak, ciddi bir tespitte bulunduğunuzu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. canların gittiği olayları bu kadar basite indirgemeyin...
yoksa çözümsüzlüğü beslemiş olursunuz.
o bölgeyi anlamak için, bir süre onlarla aynı şartlar altında yaşamanız gerek(kürtmüş gibi). Bunu yapmadan anlayamazsınız çükü, empati yeteneğiniz yok... Ülkemizde dil meselesi de yoktur.(vardır) Kimlik meselesi de yoktur. (vardır)Mazi meselesi de yoktur.(vardır)
ayrıca bütün tanımlarınız yanlış.
Yüreğinize Sağlık!
MİSİLLEME
Sevgiye büyük sevgiyle, sövgüye beter sövgüyle
Saygıya güzel övgüyle; misilleme yapmalıyız…
Dost olana gülüm gibi…Düşmanlara ölüm gibi
Zâlimlere, zulüm gibi; misilleme yapmalıyız!
Hâin pusu kuranlara, sırtımızdan vuranlara
Müfteri…Soykıranlara… Misilleme yapmalıyız
Vatansever her bir Türk'e, sevgimiz tam kardeş kürde
En uygun zaman ve yerde; misilleme yapmalıyız!
Tarihiyle gurur duyan, Türk’üm diyen her fert uyan!
Belli oldu… ayan beyan; misilleme yapmalıyız
Çok hamâsi atmıyoruz… Domuz eti satmıyoruz
Yalanları yutmuyoruz… Misilleme yapmalıyız!
Yedisinden yetmişine…Aman…Tevbe etmişine
İnsanlığı bitmişine…misilleme yapmalıyız
Yetmedi mi yanan canlar? Dursun artık akan kanlar!
Bu nankörler bundan anlar; misilleme yapmalıyız!
Dünyamızı isleyene…Ve küresel pisleyene…
Türk’e düşman besleyene; misilleme yapmalıyız
Değişmez gâyemiz barış! Her dem insanlıkta yarış
Bu uğurda karış, karış… Misilleme yapmalıyız!
Daha fazla geç olmadan; geç olup ta, güç olmadan
Türk’üm demek, suç olmadan; misilleme yapmalıyız!
Misilleme âdil bir tarz…muhataba, bedeli arz…
Allah bilir farz oldu, farz! Misilleme yapmalıyız!
* * *Kurmayoğlu* * *
*Allah; insanca yaşamaya çalışan, gönlü sevgiyle dolu
bütün insanları ve bu uğurda mücadele veren milletleri
korusun. Şehidlerimizin ruhları Şâd olsun!*
* * *