- 1242 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAKIŞ AÇISI…
BAKIŞ AÇISI…
Karanlık gecedesiniz… Ve de yalnız…
Son zamanlarda gidişatı kötü olan bir yaşantınız ve karmakarışık olan duygulara sahipsiniz.
Ah çekiyorsunuz sigaranızın dumanıyla birlikte; lakin faydasız…
…
Klasik dertli insan hali… Hemen hemen herkes bu sahne de Rol oynar ve yöneticisi de yine aynı insan.
Zifiri karanlıklar arasında yalnızlığı yorgan yapar bürünürüz sımsıkı. Gözlerimizi göğe kaldırdığımızda sadece ve sadece dünya tavanında gördüğümüz, o tavanın rengidir: Siyah.
Oysa çocukluk yıllarımıza inersek iki dakika yaşam merdiveniyle, aslında okuldayken çok renk öğretmemiş miydi öğretmenimiz? Yahut ödevimize yardım eden anne ve babamız?
Ama bulunduğumuz konumda kendi yaşam tarihimizin nedense hep kötü anılarına bir olta misali takılı kalan bir beyine sahibiz. Sanki sadece bize siyah öğretilmiş gibi ya da sadece siyah bakmayı öğrenmişiz gibi…
Şimdi geçmiş gelecek karmaşasından iki dakika ayrılıp oturalım şöyle rahat nefes alabileceğimiz bir kenara da düşünelim…
Gökyüzü karanlık; fakat karanlığın arasından gece lambası gibi parlayan ışıltılar da var. Bunu görmek çok mu zor gelir biz insanoğluna. Yok, mu o gece parlayan beşgenler. O zaman hiç mi haberimiz yok. Gökyüzünde gözükmeyen; ama yıldızların sadece bir saklanış hali olduğundan… Gözükmeseler de vardırlar hep.
Sonrasında yine iki elimizin arasına aldığımız başımızdan geçen düşüncelere dönersek; aslında aynı yıldız olayı gibidir bu da.
Çıkış yok, ne yapmalıyım, çok çaresizim… oooo bitmez bu kendini kendine acındırma sözleri…
Ünlü bir söz var; ‘’ Çaresizseniz, çare sizsinizdir’’
Kesinlikle doğru. En karanlıkta başlar aslında aydınlık. Umutsuz olmak da çaresizlik gibi bir şey; fakat ‘’umut gece karanlığında gözükmeyen ama var olduğu bilinen yıldız gibidir.’’
Düz yollara gitmek için önce engebeden geçmeli insan. Azimle, çabayla; bıkmadan usanmadan… Rahatlığa ermek için; eziyet çekmeden, hedefini aldığımız şeyler hiçbir zaman tat vermez bizlere. Kolay olan değersizdir çünkü. Direnmeyi bilen kişiliğe sahip olacağız ki, nişan, hedefi keyfiyle bulsun… İşte bunları düşündüğümüzde çaresiz değil çare ben konumuna geçmiş oluyoruz.
…
Hep hazır yaşam cazip geliyor bizlere. Neden hemen olmuyor kelimeleri de ağzımızda sakız gibi maşallah.
Bir inşaat ustasına gidip sorsak, o bize aslında kısa ve öz bir ders verecektir. Bir binayı göklere çıkarana kadar kim bilir ne eziyetler çekiyorlar… Fakat bir bedel karşılığında onu yapmak zorundadır ve sabır ve azimle de bunu başarır. Biraz gözlerimiz kapayıp şimdi o ustayı hayal edelim mi azıcık?
…bitirmiş olduğu eserin karşısına geçmiş ve bir yandan havanın soğuklunu ustamıza unutturan çay içiliyor bir yandan da yapılan eser keyifle ve bir oh çekerek izleniyor… Ve bundan müthiş bir haz alıyor. Of demişti aslında işini yaparken; fakat elde ettiği başarıdan sonra of oh haline dönüştü.
İşte bu kadar…
…
Nedense olumsuz yaşam tarihimizi hep başkalarına yükleriz… ‘Senin yüzüne oldu, neden yaptın, hayatıma girmeseydin olmayacaktı’; tüm bunlar… Vs vs vs bu da ağzımıza aldığımız naneli sakız olsun.
Bırakalım biz bunları da bence ilk yapmamız gereken aynaya bakmak olsun.
Yakın bir arkadaşımla sohbet esnamızda hatırladığım bir cümle vardı. ‘ kişi her şeyden önce kişiliğini geliştirmeli’’
Bunu öğrenmeli ki insan, yolunda nelerle karşılaşacağını yola çıkarkentahmin etmeli ve hayat yolunda ona göre yürümeli.
Uzun lafın kısası… Ne ekersek onu biçeriz. Biz iyi şeyleri ekecek akıllılıktayız. Birazcık bencilliği, karamsarlığı ve sabırsızlığı kenara atalım. İnanın bana işe yarayacaktır…
Unutmayalım: ‘ ÇARESİZSENİZ, ÇARE SİZSİNİZDİR’
AYŞENUR KAYA
1.MAYIS.2009
YORUMLAR
Ne ekersek onu biçeriz. Biz iyi şeyleri ekecek akıllılıktayız. Birazcık bencilliği, karamsarlığı ve sabırsızlığı kenara atalım. İnanın bana işe yarayacaktır…
Sabah sabah çayımı içerken çok güzel bir yazı okusum.İçim
açıldı doğrusu...O güzel yüreğine ve yaşamı pozif algılamana hayran kaldım...
Yazı yapılan örneklemelerle çok güzel motiflenmiş.Sıkıcı değil,akıcıydı.
Tebrik ederim.
Selamlar..