Can Kırıklarım
Başlamalı bir yerden. Sanırım benim çıkış noktam da bu oldu. Başlamalıyım yeniden sarıp sarmalıyım yaşamı, yaşamı paylaştıklarımı. Yaşam denen öğretmenin sözlerini yeniden duymalıyım.
Günlerime günler eklediğim günlerde, kendimi incinmiş yaşamı başaramamış bulmuştum. Bu süreç beni alabora ederken, sürekli kendimi matematik sınavına tabi tutup hesap gördürürken; can kırıklarım, kan kaybettirmekteydi. Bu süreç devam ediyor, ben yoruluyordum. Oğlum çıkageldi gurbetten. Dertleştik her ana oğul gibi, anlattıklarımı dinleyen yüzünde hem hüzün hem de umut vardı. Tuttu ellerimdem, öyle bir pencere açtı ki bana kendimi gördüm. Baktım ki benim öpe koklaya büyüttüğüm o minnacık elleri büyümüşte, yüreğimdeki can kırıklarını temizlemekteler. Tahmin edersiniz anı; gözyaşının gülerek aktığı zamanlardır....
Affetmek nedir...? Gerçekten bizler yaşadığımız kırıklığı kanıksar yada yok sayar karşımızdakini af mı ederiz? Bu tarz biraz kendini beğenmişlik, kendi haklılığına güvenmişlik değil midir? Evet, sen hatalısın ama bak ben es geçiyorum demek değil midir? Şu an ki doğrumla bence affetmek, yüreklerimizi özgür bırakmakmış. Kimbilir belki de yaşama karşı bir adım öne geçmekmiş...Gördüm ki insan ancak kendini affedip, yine ancak kendini esir ediyormuş.
Ve yaşamla hesaplaşırken bizler haketmediğimize inanırız olumsuzlukları. Hep bu vardır sözlerimizde haketmek. Ben seni haketmedim, ben bu sözü haketmedim,ben bu hastalığı haketmedim...Tamam da kim hak etti o zaman? Bizim dışımızdakiler mi?
Yaşanmışlığımızın içinde kötü sözlerle karşılaşılaşabiliriz. Ben de buna benzer bir deneyim yaşadım. Ve bana "Nursel abla sen bu sözleri haketmiyorsun. Bu sözlerin altında mı kalacaksın" dendi. Peki ne yapmalıydım, aynı lisanı kullanıp aynı noktada mı buluşmalıydık? Yoksa bu söz iyi ki benim dilimden çıkmadı noktasına mı kaymalıydım.... Elbette ikinci yolu tercih ettim.
Düşününce sana söylenen bir söz değildir karşıdakinin dilinden dökülen. Kişinin yaşamında ki kendi duruşudur. Muhatabı sen bile görünsen söz sana değildir. Bu nedendendir ki o sözün savunusunu yapacak olan da sözü söyleyendir. Yaşamda haketmedimize inandığız her şey böyledir aslında.... Kötü söz de, gelmeyen sevgilide, tutulmayan sözde, sevemeyen yürekte...
Sana değildir, kişinin yaşamda kalış bicimidir...Çiçek açamıyorsa sana kızdığı için midir?Açamıyor işte güneşi az gelmiş ne denebilir ki....
Belki de tüm gönül pencerelerimizi açmamızın zamanı gelmiştir... Aslında ne fark eder ki hemen bir adım atmalı, olayları değerlendirirken haklı haksız süzgecine takılmadan can yansa da o an merhaba diyebilmeli... Elbette ki yaşadığımız sürece, iniş çıkışlarımız olacak. Yaşamı kararttığımız noktalar olacak. Sanırım en güzeli yaralarımıza bir an önce bakmalıyız. Yüreğimizde ki can kırıklarını teker teker temizlemeliyiz ki; durdukça kanatmasınlar. Kan kaybına dayanacak bir bünye henüz gelişmedi.
İsimleri eşlediğimiz zaman sevgiyle buluşmalı. O isimler de hala öfkeyi, kini kırıklığı buluşturursak bir adım öteye gitmek mümkün değil. Öfke ve kinin gelişmediğini gördüm. Onlar sanki güneş almayan toprağın çiçekleri gibi karanlığın kölesi oluyorlar. Oysa bak bahar da geldi güneşe çıkmak lazım.....
İnsan yaşamda kalış şeklini belirlemeli, pozitif olmaya mı adayım, negatif olmaya mı adayım,
sanırım gerisi daha kolay... Şimdi ne yaşanmışsa her yola düşen yolcu gibi ben de can kırıklarımı
temizlemeliyim..... Kendim için....
Nursel Gökaslan
YORUMLAR
bazen hayatımı sindiririz yada hayatmı bizi, tam ortasında kalırız fırtınanın liman ararız ya limandan uzak kalmışsak
döneriz içimize yada elimizdeki ne .her şey cam kırığı gibi temizlene bilseydi her yer can kırığıyla dolup üstünde
sek sek oynardık,
çok güzel,. içsel olduğu kadar da dışa dönük bir çalışma ,
saygılarımla nursel hm..
ayhan ACAR tarafından 5/3/2009 4:12:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
İsimleri eşlediğimiz zaman sevgiyle buluşmalı. O isimler de hala öfkeyi, kini kırıklığı buluşturursak bir adım öteye gitmek mümkün değil. Öfke ve kinin gelişmediğini gördüm. Onlar sanki güneş almayan toprağın çiçekleri gibi karanlığın kölesi oluyorlar. Oysa bak bahar da geldi güneşe çıkmak lazım.....
güzellikleri görebilmek, hayata pozitif bakabilmek önemli olan...
öncelikle iyi, güzel düşünmek lazım....çünkü insan nasıl düşünürse öyle görürmüş....
eseriniz bub ağlamda anlamlı bir yazıydı...
kutlarım efendim....selamlar...
Bir güzel iç döküm..
Okudum aldım dersimi..
Ne güzel dert ortağınız var..''Oğlum geldi gurbetten'' !
Çok şükür ki var..
Benim de var..Gurbette bile değil ama gelmiyor, bilmiyor can kırıklarımı..Off..
Dertlendim şimdi..Ağlamadan yüreğim gideyim en iyisi..
Saygılar....Selamlar..
Hayırlısı Allah'tan..
Ve yaşamla hesaplaşırken bizler haketmediğimize inanırız olumsuzlukları. Hep bu vardır sözlerimizde haketmek. Ben seni haketmedim, ben bu sözü haketmedim,ben bu hastalığı haketmedim...Tamam da kim hak etti o zaman? Bizim dışımızdakiler mi?
Ben çok kötü hissettiğim zamanlarda diyorum ki:
''BENİM BİR RABBİM VAR.''
O her şeyi hale yola koyuyor.
Çok beğendim iç hesaplaşmanı.Evet anneysek yaralarımızı çocuklarımızla sarıyoruz ne güzel!
sevgiler
bence affetmek, yüreklerimizi özgür bırakmakmış...
Yaşamda haketmedimize inandığız her şey böyledir aslında....
Sana değildir, kişinin yaşamda kalış bicimidir...
Hayat işte, ne kadar akla bansak ta, duyguların savaşı edilemez inkar. Çok güzel cümleler, güzel tespitler.
Yaşanmış ve candan. Saygı ve sevgiyle Gökaslan.
Yanında durduğun çeşmenin suyu gibi bereketli olsun gönlün ve de kalemin.