- 3467 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN ŞEYTANSA
Kadın şeytansa tüm insanlık lanetlidir. Kadın şeytansa kıyamet yakındır. Kadın şeytansa erkek melek değildir. Kadına şeytan demek erkeklerin en büyük şeytanlığıdır. Oysa kadın masumdur. Kadın saflığın, bereketin, saflığın sembolüdür.
Kadın şeytansa erkek tanımsızdır. Sonuçta bizim annemiz, bacımız ve kızımızda bir başka erkeğin eşi değil midir? Kendi annene, bacına, kızına melek diyeceksin, hayatını paylaştığın kadına sırf aranda kan bağın yok diye şeytan diyeceksin. Yok öyle yağma.
Kadına şeytan diyen melek olamaz. Kadının bedeninden faydalanmak isteyen erkek yakalanınca kadına şeytan der. Beni ayarttı der. Oysa yatağa girene kadar, bedenini sunana kadar ona meleğim der erkek.
Kadın şeytansa neden tecavüze uğrayan kadındır. Kadın şeytansa neden dayak yiyen kadındır. Kadın şeytansa neden çocuğumuzun anasıdır. Kadın şeytansa neden onun yıkadığı ütülediği çamaşırı elbiseyi giyeriz.
Şeytanlık kurnazlıksa neden kadın tüm hayatını ailesine yuvasına adar. Kadın şeytansa neden erkek güler kadın hep ağlar. Kadın şeytansa neden cüzdan erkekte, vicdan kadındadır. Kadın şeytansa neden hem işte çalışır, hem evde çalışır, hemde sonra yatakta yorgunum deyince surat ona asılır.
Kadın şeytansa neden her zaman ilk ve son sözü erkek söyler. Kadın şeytansa neden erkek küfreder kadın sadece başını önüne eğer. Kadın şeytansa neden erkek kadından fiziksel olarak daha güçlü yaratılmıştır.
Kadın şeytansa neden genellikle erkek adam öldürürde hemşirelik mesleğini genellikle kadınlar yapar. Kadın şeytansa başına neden türban geçirirde yiğidin malı meydandadır. Kadın şeytansa neden korunmaya muhtaçtır, erkekte onu koruyan pozisiyondadır. Şeytan kendi kendini korumaktan aciz midir.
Şeytanın tanımına bakıyorsunuz. Kadının tanımına bakıyorsunuz. Gariplik hemen kendini belli ediyor. Eğer kadın şeytansa bizim bildiğimiz şeytanın özelliklerinin tamamını taşıyan erkek başka bir mahlukat olsa gerek.
Eğer bizim bildiğimiz kadın şeytansa Tanrı’nın yarattığı şeytanın bir fabrikasyon hatasına kurban gittiği anlaşılıyor. Kadınla şeytan arasında benzerlik kuranlar ya şeytanın tanımını bilmiyorlar, yada tüm insanların gözüne baka baka yalan söyleyecek kadar şeytanca bir yeteneğe sahipler.
Emekli Diyanet İşleri Başkanı Süleyman ATEŞ açık ve net bir şekilde izah ediyor.
“Kur’ân erkekten önce kadını Allah’ın lütfü sayarken Peygamber niçin onu şeytan saysın? Eğer kadın şeytansa erkek de şeytanın oğludur. Çünkü her erkeği bir kadın doğurmuştur. Eşek, özellikle kara eşek de şeytanmış. Çünkü dişisini görünce şehveti kabarırmış da (kitaptaki ifadeyi kullanmaktan hicap duyuyorum) cinselliğe kalkarmış. İzaha bakın. Yahu o hayvandır.”
Kadın şeytandır diyenlere sormak gerekir. Kadın şeytansa erkekler nedir? Bir kadın düşünür bu soruya şöyle cevap verir.
“Kadınlar ve erkekler birbirlerinden çok farklılar. Bu farklılıklar üzerine milyonlarca sayfa yazı yazılmış, binlerce teori ortaya atılmış olabilir. Erkeklerin savaşı, kadınların güzelliği temsil eden gezegenlerden geldikleri varsayımı doğru olabilir. Kadınların çenelerini tutamadıkları, erkeklerinde hala mağara devrindeki gibi yaşadıkları da gerçek olabilir. Hiç birine karşı değilim.
Bir kadının mutluluğu elde etmesi çok zor. Oysa erkekler kadınlardan daima daha çok mutlular. Bunu anlamak için çevreye şöyle bir bakmak yeterli. Erkekleri bir şişe bira içip ve patates kızartması yemek bile mutlu etmeye yetebiliyor. Televizyonda hoplayıp zıplayıp göğüslerini gösteren kadınlara bakmak ise bir erkeği nirvanaya eriştirebiliyor. Yalan mı? Bu yazıyı okuyan erkekler size söylüyorum ; hanginizin böyle şovları izlerken ağzı kulaklarına varmıyor?
Neden böyle? Erkekler neden bu kadar basit? Evet erkekler çok basit hatta belki biraz da aptallar… Fakat bu onlarda bir zayıflık ya da güçsüzlük değil hayata karşı. Tam tersine belki bu sayede daha güçlü ve hayatla savaşmaya karşı daha becerikliler. Kafalarını fazla kullanmıyorlar, derin düşünmüyorlar, hayatta anlamlar aramıyorlar, ojelerinin bozulması, saçlarının beyazlaması en büyük dertleri değil, koca göbekleriyle çok mutlu olabiliyorlar.
Hayatta anlam aramak, hep en güzel, en çekici, en mükemmel olabilmek, daha da önemlisi kendi cinslerine de bunları kanıtlamak zorunda değiller. Kadınlar öyle mi? Kadınlar giyimlerinden, ojelerine kadar her şeyi önce kadınlar için sonra erkekler için yapıyorlar. Kadınlar arasında da beğenilen, imrenilen olmak çok önemli kadınlar için. Sadece bir erkeğin aşkı ve beğenisi mutlu olmaya yetmiyor. Erkekleri mutlu etmek için bir çift sallanan meme yeterli oysa.
Kadınlar şeytan mı? Evet belki de kadınlar şeytanın yeryüzündeki muavinleri olabilir. Yapacağımız her kötülüğü planlayıp, maksimum acıyı vermekten hoşlanabiliriz. Hayat boyu kin tutmakta kadınlara özgüdür daha ziyade. Gerçekten dizilerde, filmlerde bile şöyle ortalama bir kadının yapabileceği entrikaları çevirebilecek kapasitede bir erkek yok. Erkek milletinin bu konuda çıkarttığı en yetenekli insan Dallas ın J.R’ı bile bizim sıradan ev kadınlarının eline su dökemez entrika konusunda.
Bazen zaten zor olan hayatı daha da zor bir şekilde bir kadın olarak yaşamak yerine, basit ve ilkel bir erkek olarak yaşamanın çok güzel olabileceğini düşünüyorum. Televizyonlarda, internette bu kadar çok meme açıp hoplayan kadın varken bir erkek olarak bir telefonla pizza sipariş edip, kocaman bira göbeğimi hiç umursamadan afiyetle yiyerek ve meme şovu izleyerek mutluluğa ulaşabilirdim.
Şimdi işin yoksa doğum sonrası nasıl kilo vereceğini düşün dur bakalım. Sanırım 6 ay pizza yemem ben artık. Kadınlar şeytanmış? Erkekler ne peki? Ne olduklarını bilmiyorum ama kadınlardan daha şanslı oldukları muhakkak…”
Bu yazarda bir kadın. Şimdi soruyorum kadınlar şeytansa neden erkek olmaya özeniyor.
Reha MUHTAR konuya daha farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
“Kadın mı şeytan, erkek mi öküz... Öküz veya sünepe ya da sapına kadar, hatta sadece sap olan erkeklere söylemeliyim ki; Öküz olan erkek vardır, olmayanı da vardır... Ama kadınların bütününün zekası şeytandır... Erkek arkadaşlar kolay anlayamayacaklar... Onlara anlatmak için dünüşce tarzlarındaki basit Aristo mantığından hareketleneyim: Dikkat! Her kadın bütün diğer kadınların şeytan olduğunu söyler...
Kadınların şeytani zekada oldukları, erkek darb-ı mesellerinden değil, kadın seslendirmelerinden menkuldür... Kadınlar, kadınlar için şeytan derler... Aynı kadın, kendi erkeğini öküz yerine koyup, diğer kadını şeytanlaştırır... Karı koca, munis bir hayatın içinde sürmekte olan bir evde, kadın şu vecizeyi yumurtlar: “Sana güveniyorum kocacığım... Ben diğer kadınlara güvenmiyorum...” Bir kadının duygu ve düşünce dünyasını bundan iyi özetleyecek bir söz bulunmaz...
Kadın başka kadınların kocasını, sevgilisini, erkeğini, damızlığını, sünepesini, yumuşak başlısını, kifayetsiz zavallısını “şeytanlıklarıyla” elinden alacağını düşünür... Burada “öküz” yerine konan adam, edilgen, insiyatifsiz, tavırsız, davranışsız, duruşsuz sünepenin sünepesi bir konuma alınır... Bizzat kadın, “erkeğin öküz, kadının şeytan” olduğunu gerçeğini haykırır... Aradaki tek fark kadın neslinden her bir ferdin sadece kendisini şeytan görmemesindedir... Kadınlara göre, tüm kadınlar şeytandır... Kendileri hariç... “Öküz” sıfatlamasındaki erkek bu şeytani durumu anlamadığından, kendi kadını dışındakilerin şeytan olduğuna kanaat getirir... O erkeğin gözünde kendi kadını şeytan değil, çocuklarının annesidir...
Geri kalan kadınlar ise şeytan... Bir kadının, propaganda ustalığını gösteren Goebbelsvari bir başyapıttır, bu erkek beyninin dış şeytan tehlikesine yönelik yıkanması... Ne ki, kadın yine de “öküz sıfatlı erkeğin” , başka kadınlara yalanmasını, oynaşmasını, onlara yazmasını önleyemez... Çünkü şeytan çekicidir...
Kendi şeytanlığını melek kamuflajında sunan kadın, adamın şeytana gitmesini bir yerde kendi elleriyle teşvikler.. Her halükarda kadın bilir ki, “kendisininki saftiriktir....” Dışarda şeytanlar kol gezmektedir...Gelelim erkeklerarası darb-ı mesele... “Her erkek satanisttir... Çünkü mutlaka bir kadına tapmıştır...” Erkek aslında sadece bilinçaltında kadının üstün olduğunu bilir... Kendisine saftirik hülyalarına göre, kat be kat üstün şeytani bir zekaya sahip olabileceğine ihtimal vermez...
Zavallı olduğundan “arada bir yakalanmasını ya da kendinden kuşkulanılmasını” kadın şeytanlığına delalet eder... Zavallı bir durum ve Öküz Erkek nitelemesini hakeden bir davranış biçimidir bu... Bir kere kadının erkeği yakalamak için şeytan olmasına gerek yoktur...
O kadar saf, arkada iz bırakan, ne yaptığını böbürlenerek anlatan, yakalanmasa zaten zorla itirafa hazır olan bir mahluktur ki erkek, bunun için şeytani bir kadın olmaktan geçtik, naif ve aptal mizahi karakter Peter Sellers tipi bir dedektif olmak bile yeterlidir, erkek çapkınlıklarını ve yalanmalarını yakalamak için...
Oysa bir kadının erkeğe göre kat be kat fazla olan şeytani zekasının çok belirgin, belgeli ve somut örnekleri vardır... Aşağıdaki yazıda onlardan bir potburi sunulacaktır... Kadın bir herifle beraberse, o herifçioğlunun nerede ve hangi durumlarda ceviz kırmaya meyyal olacağını ilk günden hafızaya kaydeder...
Bu kayıt sistemi güncelleştirilir... Ancak eski bilgiler mümkün değil edilmez... Ergenekon soruşturması bilgisayarları gibidir mübarek... Bütün bilgiler yok edilmeden muhafaza edilmektedir...Buna karşın Öküz tiplemesindeki erkek, ancak yanında hanzonun biri kadına yalanırsa, uzaktan keser, göz kıprar, açık açık sarkarsa hareketlenir... Erkeğin davranışı, sitcom gibi situation comedy’dir... Yani durum komedisi... Duruma göre reaksiyon verir... Durum yoksa reaksiyon yoktur...
Kadın reaksiyonu durumsal değil, yaşamsaldır... Başından itibaren, günün hangi saatleri, gecenin hangi vakitleri, hangi seyahat, hangi vilayet, hangi mekan, hangi arkadaş, hangi bahane, ne gibi maruzat üzerine recording yapılır... Erkeğin her durumda verdiği yanıtlar, kayda alındıktan sonra konfirmasyona tabi tutulur... Bir daha, bir daha, bir daha... Tehlikeli saatler, heyecan yapacak günler, şeytanlarla karşılaşılacak mekanlar, uzaktan kumandayla kontrol altında tutulur...
Bir kadın, çok rahat biçimde bir mekanı arayıp “erkeğinin oraya yalnız mı, arkadaşlarıyla mı yoksa başka kaltak! şeytanlarla mı gittiğini öğrenir...” Bunun için, orayı telefonla aramak, “bizimki oralarda mıydı” gibi saf sorular sormaya yatmak bir kadın için zahmet değildir... Bir erkeğin böyle bir şey yapmışlığı vaki değildir... “Öküz erkek” sıfatlamasına dahil olduğundan gurur yapar... Rezil olmaktan çekinir... Şeytani zeka, kendini erkeğe yapılacak ve yaptırılacak işlerde de gösterilir...
Hiçbir zaman, hiçbir şey erkeğe direkt söylenmemelidir... Önce, zemin yapılmalı, ortam hazırlanmalı, durum elverişle kaydırılmalı, herifçioğlunun gönlü yekpare biçim aldıktan sonra, altın vuruş yapılmalıdır... Bunlar şeytani zekalar gerektirir... Söyleyeceğini bodoslama, kavga çıkarma pahasına, dikine dikine söyleme daha çok hayvanlar arası bir öküz tavrı olduğundan, “Öküz erkek” sıfatlamasını hakedenler bu duruma girerler... Kadının şeytani zekasını, erkeği yönetmek için vardır...
Diyebilirsiniz ki, kadın bu kadar şeytansa, erkek bu kadar aptalsa, sen niye kadınları savunuyor, erkekleri gömüyorsun?.. Hasta mısın, mazoşist misin, aval mısın kaval mı?.. Hiçbiri değil... Ben satanistim!..”
Burada kadının aklının şeytanlığa çalıştığı öne çıkarılmışsa da katılmak mümkün değildir. Erkeğinde kadının da aklı vardır. Ama erkeğin aklı kadınların aklının şeytanlığa çalıştığını söyleyecek kadar şeytanidir. Zira şeytan dürüst değil dolandırıcıdır.
Tek tanrılı dinler ise bu konuya farklı bir bakış açısı getirir. Musevilik ve Hristiyanlık inancına göre Adem’in ilk eşi Lilith‘tir. Lilith, Adem ile eşit olduğunu savunur ve erkek cinsinin üstünlüğünü kabul etmediği için cennetten kovulur. Yeryüzüne inen Lilith, Şeytan’ı kendisine eş edinerek ondan sayısız şeytanî varlık dünyaya getirir.
Lilith, insan ırkından ve onların mutlu beraberliklerinden intikam almak adına her yeni doğan bebeği öldürmek için yemin eder. Bu sebeple ki Yahudiler, lohusa kadınları ve yeni doğan bebekleri yalnız bırakmazlar.
Bu sırada cennette yalnızlıktan dağa taşa attıran Adem, Tanrı’ya kendisine yeni bir eş yaratması için yalvarır. Tanrı ise Adem’in kaburga kemiğinden Havva‘yı yaratır. Havva, Adem’in varlığından yaratıldığı için erkeğe her zaman itaat edecek ve erkek-egemen üstünlüğe asla karşı gelmeyecek olan kadın cinsinin annesi olacaktır.
Lilith, bizim kültürümüze El Karısı veya El Kızı olarak geçmiş olsa da İslam dininde Lilith’e ve Adem’in Havva’dan önceki eşine dair açık bir bilgi bulunmamaktadır. Özellikle Anadolu’da lohusa kadınların korkulu rüyası olan El Kızı’nın, şeytanın eşi ve cinlerin annesi olduğu inancı Musevilik’teki Lilith’in hikayesini doğrular niteliktedir.
Bir kadın yazar bakın kadınların şeytan olamayacağını nasıl anlatıyor
“Kadın olmak gerçekten tam olarak farkına varıldığında bir gerilim yaratıyor insanda... Bunu erkeklerin anlayıp da yorumlaması çok zor. Kadın olmak doğuştan bir vajinaya sahip olmak, regl olmak ve kızlık zarının delinmesiyle olunacak bir şey değil.
Erkeklerin bunu anlamasını beklemiyorum. Çünkü erkekler kadınların güzellik salonlarında bikini bölgelerine ağda yaptırmalarını bile anlayamazlar zaten. Çok ciddiyim . Sağlık sebepleri dışında hiç bir erkek bunu yapar mı ?.Yapan kadınların varlığına bile inanmakta güçlük çekerler. Buradan yüce erkek milletine seslenmek istiyorum. Hayatınızdaki tüm kadınlar anneniz, kızkardeşiniz, sevgiliniz, iş arkadaşınız yaşamı boyunca en az bir sefer bunu mutlaka yapmıştır.
Ben bir kadınım. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki kadın olmak dünyanın en zor işidir. Kadın olarak hep beğenilmek, seçilmek, en güzel olmak arzusu üzerine inşa ettiğim bir hayatım var. Hayatım boyunca ayna karşısında kadınlığımla sınav verdim öncelikle... Sonra kendi yüzümden ve saçımdan başlayarak tüm dünyayı boyamak suretiyle değiştirmek istedim.
Her ay kan kaybedip ölmeyeceğimi öğrendim ilk önce... Sonra topuklu ayakkabı giymeyi... En az 50 çift ayakkabım olması gerektiğini gözlemledim. Kuaförleri zengin etmem gerektiğini gördüm. Makyaj malzemeleri ve parfümlere dünyanın parasını verip güzelleşmeyi istedim. Göğüslerimle, popomla, bacaklarımla, işte her hangi bir yerimle kompleks duymam gerektiğini ve hayatımın kalan kısmına diyette devam edeceğimi öğrendim. İşin en kötü yanı burası; kontrplak benzeri bisküviler yemek zorunda kalmak...
Nietzsche şöyle buyurmuş; "Kadında her şey bir bilmecedir. Ve kadında her şeyin bir tek hal noktası vardır. Bu gebeliktir. Erkek kadın için bir araçtır. Amaç daima çocuktur. Fakat kadın erkek için nedir? Gerçek erkek iki şey ister; tehlike ve oyun... Onun için kadını tehlikeli bir oyuncak olduğu için ister. " Nietzsche hiç bir zaman kadınları ciddiye almamıştır . Hatta "Kadına mı gidiyorsun? Kırbacını unutma " diye de buyurmuştur. Haklı olabilir.
Aslında bu sözlerden anladığım anladığım şu ki eğer kadınlar olmasaydı erkeklerin para ve statü sahibi olmalarına gerek kalmazdı. Yiyip, içip, yan gelip yatıp homoseksüel bir hayat sürerlerdi.
Bu tespitin ayrıca gebelik kısmında takıldım, kaldım... Hiç bebek sahibi olmadım. Bebek sahibi olmayı istiyorum. (Erkeği araç olarak kullanmak) Bu hayatıma renk katabilir gerçekten. Üstelik konu sıkıntısı da çekmem. Önce oturup günlerce bebeği nasıl beklediğimi tefrika edebilirim. Ultrasona girdiğimde nasıl hislendiğimi, bebek karnımı tekmelediğinde neler hissettiğimi, anneliğin ne kadar kutsal olduğunu yazabilirim değerli köşe yazarı büyüklerim gibi. Bir çocuk doğurmak otuz senelik konu peydahlamak demek işin doğrusu...
Diğer bir yandan kadın olmak ve hayatın anlamı üzerinde düşünüyorum sabahtan beri. Bunu yazmayı bitirmeliyim bebek yapma çalışmalarıma başlamadan önce... Kadın olmak cesaret ister. Kendisine biçilen rolleri kabul etmeyip kendi rolünü yaratmak gereklidir... Erkek egemen bir dünyada varolabilmek için durmadan mücadele etmek... Duygusal açıdan hiç durmadan yıpranmak ama yılmadan kendi isteklerini dile getirmek...
İş hayatında savaşçı Zeyna, evde Barbie bebek olmak... Dışarda yırtıcı, tuttuğunu koparan... Evde şefkatli, narin, hassas... Her zaman dengeli ve sabırlı olmak en önemli şarttır. Bunun dışında dilediğiniz kaprisi ve şımarıklığı yapabilirsiniz kadın olduğunuz için... Olur olmadık yerlerde salya sümük ağlayabilirsiniz.
Bir kadın olarak ayrıca en önemlisi hayat mücadelesinin içinde bir erkeği müttefik olmaya ikna etmek ve birlikte olabilmenin yollarını aramaktır... Çünkü üniversite okuyup, master, doktora yapılsa, felsefe kitapları hatim edilsede bir kadın için hayatın anlamı bir erkektedir. Bir kadın için hayatın anlamı mutlaka bir erkektedir. Benim için de öyle !”
Kadın deyince aklına şeytan gelen erkekler, sokaktan güzel bir kadın geçerken tövbe edenler, unutmayınız ki kadınlar şeytansa sizler insan değilsiniz. Yok eğer kadın melekse siz Tanrı’nın en kıymetli kulu olursunuz.
Kadınlara şeytan yada melek muamelesi yaparken bu sözümü hiç ama hiç unutmayınız
KAYNAK:Tırnak içindeki yazılar GOOGLE arşivinden alınmıştır.