- 2553 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
DATÇA
Datça, Mugla’nın Akdeniz kıyısında yer alan küçük ve şirin bir kasabasıdır. Datça’ya dağların ve şelalelerin arasından kıvrılarak uzanan bir yoldan çam, zeytin, badem ve narenciye agaçlarının eşsiz güzelliği ve mis kokuları arasından geçerek varırsınız. Tüm bu güzelliklerin yanında sizlere yol boyunca Akdeniz’in eşsiz kıyı şeridinin huzurlu görüntüsü eşlik eder.Senenin 365 gününün 300 gününün güneşli geçtiği, Sunsail yatlar ve guletlerin karaya bağlanıp demir attıkları, şirin balık restoranları, alışveriş mağazaları bulunduğu bir liman kasabasıdır.Eski Datca’nın Datça Bebekleri Usta bir elin yarattığı bu bebekler en güzel Datça hatırası kalır evinizin bir köşesin de.
Türkiye’nin en güzel ve lezzetli bademi Datça’da yetişir. Nurlu’su, ak’ı, kababağ’ı, dedebağ’ı, sıra’sı ve diş’iyle çeşit çeşittir. En kalitelisi nurlu, en kolay yeneni ise kabuğu ince, dişle kırılabileni dişli bademdir..
Datça da çok ilginç şey göreceğinizi söylemiştik. Bunlardan biri de yörede karavilla denilen salyangozlardan yapılan yemeğin yılda bir kaç kez şifa niyetine yenmesi. Salyangozların mart ayına doğru topraktan çıkıp canlanan bitkilere doğru yürümesi ile başlayan salyangoz mevsimi “üç yağmurlara” kadar sürüyor. Datça’lılar salyangoz yiyenin basur hastalığına yakalanmadığına, yakalanmış olanların da iyileştiğine inanıyorlar.
Datça limanından sabah kalkan tekneler yarım ya da tam günlük geziler düzenliyor çevredeki koy ve büklere. Yarım günlük turlarda merkezden Mesudiye köyü koylarına kadar gidilip dönülüyor. Tam günlük turların hedef noktası ise Knidos. Gidiş ve dönüşte koylarda yüzme ve yemek molası veriliyor. Ugranılan önemli koy ve bükler arasında Kargı koyu, Hayıt ve Kızılbük, Palamut bükü yer alıyor.
Uzunluğu 7 km’yi bulan kumsalı olan Gebekum denize girmek için çok uygun. KumsalHaritada koptu kopacak gibi gözüken bu en dar yerin Hisarönü körfezine bakan tarafı Bencik limanı, Gökova körfezine bakan tarafı Bördübet. Arasındaki mesafe 800 metreye kadar iniyor. Bir ara bu dar yeri açıp da Datça’yı ada haline getirmek isteyenler bile olmuş. Tarihin babası Heredot’a göre Perslerin İonia’ya girmesi üzerine Knidos’lular Balıkaşıran Mevkiindeki bu dar kıstağı kazarak yurtlarını ada haline getirmek istemişler. Çok çaba harcamışlar ama yarımada anakaradan kopmamak için direnmiş. Taşları kıranların başta gözleri olmak üzere her yerlerinde onulmaz yaralar açılmaya başlamış. Bunun üzerine vazgeçmişler.Ilıca göllerinden çıkaracağınız çamur cilt için birebir
Datça’ya 4 km. kala, (Yeldeğirmenlerine gelmeden önce) Perili Köşk tabelasını gördüğünüzde sola, 1 km’lik toprak yola sapıyorsunuz. Yol sizi kumsala ulaştırıyor.
Uzunluğu 7 km’yi bulan kumsalı olan Gebekum denize girmek için çok uygun. Kumsal, rüzgarın da etkisiyle kendisini çoğaltıyor ve yayılıyor. Karşısındaki adaya denizden yürüyerek ulaşmayı sağlayan bir de sığlık oluşmuş, kumul hareketleriyle. Gebekum’da kalınabilecek iyi bir tesis var. Perili Köşk Oteli. Daha çok yatlara hizmet veriyor. Su sporları ve özellikle sörf meraklıları için gerekli teçhizat da bulunuyor. Çevrede balıkçı teknekeleri var. Mevsiminde iyi balık da çıkıyor ama balık lokantası yok. Perili Köşk Otel lokantasından yararlanabilirsiniz.
Şaraplarıyla ünlü Knidos bilim ve sanatta da ileri bir kentti. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksos ve ünlü ressam Polygnotos burada yaşadı. Mevsimleri ve zamanı gösteren güneş saatini göreceksiniz. En tepede Apollon Tapınağı var ve kent oraya doğru bir tiyatro gibi yükseliyor. Tiyatronun kendisi 4500 kişilikti ve 6 kapılıydı. Tiyatronun hemen üzerindeki Korint mabedi mimar Stratos’un eseriydi.
Haydi Eski Datça ya gidelim..Can Babanın mezarı başın da ona şiirlerle merhaba diyelim..
Bir başkadır Datca
ressamın fırçası bir başkadır buralarda
tepeler gül kırmızısı olmadan
toprak erguvan rengine soyunur
bir başkadır rüzgâr buralarda
koca sedir ağaçlarını korkutur
saçlara değen bebek dokunuşlarında
sanırsın yarin kollarında
bir başkadır yollar buralarda
bağlardan siyah üzümler sunulur
sıra sıra badem ağaçları
yosunlu kayalarda son bulur
bir başkadır dereler buralarda
türkü söyler sen yanına varınca
içindeki sen yeniden su olur
akarsın dag ova
bir başkadır deniz buralarda
mavinin her tonu gökyüzüyle buluşur
bir martının kanadı
oynaşır dalgalarla
bir başkadır yağmur buralarda
ağlayamayan gözler adına
usul usul vurur
yalnızlığın pencere camlarına
bir başkadır insan buralarda
yüzünde doğa okunur
meltemsi esintide duyulan
mavinin yeşilin teninde ki kokusudur
bir başkadır aşk buralarda
sevgiyi yaşarsın doğa tadında
deniz olur kaybolursun
bir gitarın melodisinin notalarında.. ___Baki Ceylan
YORUMLAR
merhabaaa.... bende bilirim datçayı devre mülkümüz vardı orada... datça Türkiyenin ciğeridir... oradaki oksijen hiçbir yerde yoktur... ahhh birde sabah kalktığınızda kekık , poy kokularıyla uyanırsınız içinize çekmeye doyamazsınız... herşey tabii doğal, organik... marinaları, balık lokantaları anlatılmaz yaşanmalı...
kaleminize ve yüreğinize sağlık Baki Bey
Şimdi oldu mu
Datça'yı hatırlattın bana, hüzne boğuldum, nasıl da özlemişim, iki senedir gitmiyorum, bu sene kısmet olursa gideceğim
Gençliğim Datça'da, geçti, harika bir ilçe,
yaşanası yer, kalınası yer, ve de seve seve ölünesi yer
benim de vasiyetim var, ben ölürsem Datçaya gömsünler beni
Çok teşekkürler arkadaşım, güzel bir anlatımdı, adım adım gözümde canlandı
saygılar selamlar
Müsade