- 538 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMİZDEKİLER
Bir şairle. yıllar önce bir röportaj.gazeteci aynen şöyle sormuş Günün birinde bu yazdığınız şiirleri bırakıp ciddi şeyler yazmayı da düşünüyor musunuz ? Zavallı şair bu gün pek rastlanamayan. bir edebiyatçı terbiyeyle yanıtlamaya çalışmış’’’ şahsen yazdıklarımın ciddi olduğu kanatindeyim Gazetecinin bu yanıtan hoşlanmamış oldugunu tahmin edebiliyorum.. biz insanlar yeni şeylerden pek hoşlanmıyoruz çünki. galiba birazda haklıyız: eski şeylere bile zor ayak uydururken başımıza birde yeni işler açmak istemiyoruz işte hayatın terazisinde güç bela kurduğumuz dengeyi tehdit edecek yeni bir agırlığa tahammülümüz yok. herhalde bu yüzden ’’’’’ Ciddi şeyler’’’ yazmamakla eleştirilmiş şairleri fazla sade fazla insancıl olduğu için kuşkuyla bakılmış hep. O zaman ne bilsinler onun yeni şeyler söyledini. aslında şimdi de yeni şeyler söylemek lazım. Belkide asıl şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Aradan geçen sürede ciddiyetin çatık kaşlar her yerde görünür oldu çünki. Ciddiyet bize diyebilir’ki ’’güneşin altında yeni bir şey yok’’ O zaman bu güne kadar söylenmemiş olanları bambaşka bir şekilde söylemek lazım. Tazelensinler; hiç söylenmemiş gibi olsunlar diye yeni cümleler kurmak lazım.Özneyi ve yüklemi bambaşka şekillerde bir araya getirerek .Harfleri ve heceleri hiç gitmemiş oldukları adreslerde buluşturarak. severek,sevdirerek yenilemek lazım hayatın hücrelerini. sonrada kulağımızın pasını silecek yeni sesler çıkarmak lazım. Yeni doğmuş bir bebeğin ilk aglayışı gibi vahşi ve mahsum sesler mesela .Yada bir çiceğin açarken çıkardığı gibi gizli sabırlı sesler... Onlarla yürümek lazım bizi boğan ciddiyetin üstüne. elimizde çalgılar. sokağa çıkmak,en taze şarkılarla karanlığa vurmak lazım . Çalınmamış notaları çalmak , onları duyulmamış bir müziğin parçası yapmak lazım .. O müzik ki kalbimizin her atışıyla damarlarımıza akacak. ve bitirecek ruhumuzdaki bin yıllık aşkın .Aşkı keşfetmek lazım. yelkenli gemilerde bakir denizlere açılmalı, dönerken’de kraliçemiz için yeni kumaşlar getirmeliyiz. onun huzuruna. dudaklarımızda baharat tatıyla çıkmalı ve diz çöküp yemiler edmeliyiz. Ama diye bilirki , ’’ Aşk diye bir şey yok’’ O zaman aşkı icat edmeliyiz. her halde ampulü ya da fotoğraf makinesini icat etmekten daha zor bir şey değildir bu. hani ortadoğu’da öldürülen çocokları yüzümüze çarpan fotoğraf makinesini... Hani günlerce çantamızda taşyıp gözümüze güzel bir şey takılınca çıkardıgımız tek hareketle zamanı bizim için durduran fotoğraf makinesini... İşte onu icad etmekten daha zor olmamalı. aşkı icad etmek. basit bir mekanizması kolayca ögrenilen kuralları var. kalbimizi açıp düğmesine basıyor sunuz ve olaylar gelişiyor.. nasıl tarih yazınız icadıyla başlıyorsa. kalbimizin tarihide sevdanın icadıyla başlıyor işte Sevdanın icadı matbanın icadı gibi bir şey . Gutenberğ in tüm galaksiye yaptını yapıyor kalbimize,onu temiz,anlamlı ve aydınlık kılıyor..’’ YENİ ŞEYLER SÖLEMEK LAZIM ’’’ saygılarımla gönül dostlarım .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.