- 460 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Aşk Öyküsü
Uzun yolculuktan sonra, amcamın memleketine geliyorduk. Dört gümüş hanede inleyen vapur sesleriyle içimiz heyecanla doluyordu. O anda karşıdan gelen amcamı gördüm. Teknenin kaptanı olan Talip amca uzun süredir, bizi bekliyordu. Nihayet gelebilmiştik iskeleye, amcamın kızı Sinemi gördüm. Uzun zamandır ne kadar da büyümüştü. Gözlerim doldu o anda, kardeşlik duygusu bu olmalıydı. Sinemin arkadaşı Meltemde oradaydı. Sarı saçları ve anlamı derin olan bakışlarıyla ahenk saçıyordu. Meltemle tanışırken bende doğan bir sıcaklık vardı. Tekne gezisinden sonra eve geldiğimde, nereye baksam onu görüyor, aklımdan çıkmıyordu. Bunun adı aşk olmalıydı herhalde. Mas mavi deniz gözlerini, gecenin yıldızlarında görüyordum. Meltemi seviyordum ancak o da beni seviyor muydu? Sinemden gelecek olan cevabı heyecanla bekliyordum. Meltemin cevabı hayırdı. O başka birini seviyordu. Bu sözleri duyduğum an kalbimden süzülen aşk acısı derinden yakmıştı benliğimi. Kimi seviyordu acaba. Benliğimi yıkan sevgimi, kanlı sulara atan bu kişi kimdi. Benim arkadaşım olan Ahmet’i seviyordu. O anda gözlerimden süzülen, nefret damlaları yüreğimi kamçılıyordu. Gitmek istiyordum bu şehirden, talip amcaya ben gidiyorum dediğim anda, oğlum neden bırakıyorsun beni. Hasretim yeni yeni süzülüyor. Sebebini söyleyemem amca. Elveda sana, yarım kalan aşka, ihanete uğrayan sevdalılara...
Emre Kölemen