- 637 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
OKUNMASI BEKLENEN YAZI
Sıradan bir akşamüstüydü o yazıyı yazmaya karar verdiğim zaman.Ona yazıcaktım bu yazıyı ve o bu kağıdı gördüğü an içinde neler yazıldığını hissedecekti.Uyandığında yazdığım şey onun yanında,başucunda olucaktı.Herşeyi ayarlamıştım.Sabah kalktığında o veda kağıdını başucunda görücekti.Ama beklediğim şey olmadı yada olmak istemedi bilmiyorum.
O sabah onu benden alıp gitmişlerdi.Büyük bir ihtimal zaman çalmıştı onu benden.O garip sabah,bu yazıyı ondan erken kalkıp yanına bırakıcaktım ki ama aksine, kalktığımda yanımda ondan bana bir kağıt bırakılmıştı.Birkaç saniye onu benden alan zaman durmuştu benim için.Sonra kendime gelip iğrenç ellerimle bana bıraktığı o mektubu okumaya başladım.Ona böyle bir söz vermememe rağmen ellerim korkmuş gibi titriyordu.Kağıdın sonunda şu yazıyordu:
’’Gidiyorum ben üzgünüm...’’
İşin kötüsü benim ona vereceğim mektubun sonuda buna benzerdi.Tek fark olarak sadece o benden önce davrandı işte.Arkasından bu kağıdı bırakarak bana garip bir hatıra bırakmıştı.O an hissettim ki saçlarım artık daha hızlı beyazlıcaktı.Çünkü onlara o rengi veren,yaşama hissini, duygusunu veren o kadındı.Saçlarıma böyle olacaksa kimbilir bana ne olucaktı bundan sonra? Biraz önce birkaç saniyeliğine duran hain zaman,ondan bana kalan bu yadigarla tamamen duracaktı artık...