AKLIMIZA GELMEYEN BAŞIMIZA GELDİ-2

• 26 Nisan 2009 Pazar 20:04:58

Bir yol sapağında karşılaştık bu tabela ile. Biraz güldük, biraz düşündük. Mutlaka bir hikâyesi vardır ama! Ney ise ne aman! İşimize dönelim heman!
“Dingiller Köyü’ne
Hoş geldiniz
Güle güle..” Ne dingil bir hayat söylemi biraz İvedik tarzına kaçtı ama bir köye ad olacağı aklıma bile gelmezdi. Şimdi burada yaşayan birine: “Hangi köydensin?” diye bir soru yöneltilse ne cevap verecek? “Ben dingiller köyünden falanca?” mı diyecek. Bu ne dingil bir ad, bu dingil bir tabela. Bu nasıl bir tabeladır ki hem hoş geldin hem güle güle yazılıyor? Geldiniz, köyün adını öğrendiniz, esprinizi yapmadan toz olun mu demek isteniyor?
Dingil sözcüğü dilinize dolandı mı imkânı yok kolayca bırakamazsınız. Bu yazıdan sonra bir deneyin isterseniz. Yolda yürüyorsunuz gözünüze şöyle bir tabela çarpıyor:
“Dingilin Çay Ocağı” Bu dingil de kim, çay ocağına böyle bir isim bulmuş! Demez misiniz?
Yahu özellikle mi böyle bir isim bulunmuş ya da kasten mi böyle bir isim konulmuş? “Nasıl gidiyor hayat?” sorusuna konu ile ilintili olduğu için: “Gındirlanik gidik” (yuvarlanıp gidiyoruz) şeklinde Elazığ ağzı ile cevap verelim. Ah bu ne dingil bir hayat!
Bir mezar taşının üzerinde yazılan şu ifade ne kadar da hazin duruyor: “Arkadaş kurbanı falan yerli Reco” Recep, arkadaş kurbanı olmuş anlaşılan. Mezar taşı ise bunu
herkese duyuruyor. Kader kurbanı, arkadaş kurbanı memleket olup çıktık. Ya hep başkasının mı suçu başımıza gelenler? Bizim hiç hatamız, kusurumuz, kabahatimiz yok mu?
“Lütfen arabanızla yavaş gediniz.” Gediyorum, gediyorsun, gediyor şeklinde şimdiki zaman çekimini yapsak getmek fiilinin komik olur. Siz hep yerinizde mi duruyorsunuz hiç getmiyor musunuz? Get gedebildiğin kadar ey sevgili okur!
“Arızalıdır, büyük yapmayınız.” Anlaşılmıştır ama ya geliyorsa? İnsan söz geçiremez ki! Bir tuvalet yazısı idi aklımın bir köşesine zincir atan. Kontrol mü edecen kimin ne ettiğine bakıp ya da alarm mı taktıracaksın büyük yaptığında biri çalan.
“Yarın gelirim
Sonra uğrarım
Haftaya gelirim
Biriyle gönderirim
Maaşı alınca getiririm
Dönüşte veririm
Bozuğum yok
Çekim kalmamış
Dövizim var
Kredi kartım evde kaldı
Yana yattı çamura battı
Gibi nedenler
Firmamızda geçersizdir.” Vay be, adam ne kızmış ya da ne kandırılmış böyle yahu! Bu kadar mazeret kim de var? Ya da nasıl bulunur bu kadarı? Üstümüze yok anlaşılan.
“Kanaat helâcısı
Paytak …..
Kabızsız, ishalsiz günler diler.” Bu kadar da ince düşünülmez yahu. İşin bokunu çıkardı bu millet. Ha birde neye kanaat ediyor bu zat onu anlayamadım? Müşterisinin şeyini bu kadar düşünen başka bir esnaf yoktur.
“Lütfen ayakkabılarınız ile klozetlere tünemeyiniz.” Siz kuş musunuz ulan! Klozetler tünemek için değildir hem! Çiş içindir, bilin.
“Dikkat ısırgan köpek var.” Bu yeni bir çay çeşidi olsa gerek. Isırgan köpek çayı. Midenin dostu, her türlü hastalığı ısırır. Şampuanı da var. Saç dökülmesine karşı bir numara. Isırgan köpek güzel bir buluş.
“Gel de İçme Birahanesi” Gel de yazma şimdi, gel de okuma Allah aşkına! Birahanenin adı bile insana içirtir.
Memlekette malzeme çok, mevzuyu uzatmadan nokta koyalım.