MECHUL GEMİ..
istanbul yeni bir güne merhaba diyordu kadıköy limanında bir kargaşa vardı kimi vedalaşıyor kimide elinde bir mendil havada sallıyordu ağlamaklı gözlerden akan yaşlarını silmeden. giden yolcunun peşinden gülümsemeye çalışıyorlardı kimide elinde bir valiz sakin sakin vedalaşanları. izliyordu.
Seher vaktinde yol almış mechüle giden bir gemi bir gemi ki içine almış yolcuları hepsisinin yüzü asık ve yabancı.sadece biri için geriye dönüşü olmayan bir yolculuk
Gözler puslu gözler yaşlı yürek kırık ve suskun.kocaman bacasından kara dumanlarını savuruyor geçmişe dair kalmaması için kapatıyordu gelinen yönün tüm izleri siliniyor birer birer geçmişte kalan tüm hatıralar acılar ve sevinçler.köpüren dalgalarla siliyordu.martılar çığlıkatarak.kanat çırpıyorlardı.
bir çocuk elleri koynunda Oturuyordu köşede. adı sokak çocuğu karakaşlı esmer tenli yanlız ve suskun kırgın yorgun ve birazda hayata karşı isyanları yüzüne yansımış umudu kırık .
esmer tenli.çocuk. belliki alışkın gurbetin yanlızlığına. mahmur gözlerle dalmış geldiği yöne sahil boş onun için mendil salayan yok hiç tanıdık yüz yok.biraz daha boynunu bükerek daldı yanlız gök yüzüne uçuşan martıların arasından yıldızlara baktı isyan ederek yumruğunu sıktı mırıldandı. ah bir mendil sallayanım olsaydı bu sahilde bekleyenim olsaydı ne güzel olurdu. bu hayatın içine.tüküreyim der gibi yere tükürdü. kıskandı etrafındakileri ..
ne ağlayanı vardı nede mendil salayanı ..etrafında umutlu olanlar vardı bir gün mutlaka geri dönüp ona mendil salayana merhaba diyecek biri vardı içlendi çocuk. bir türkü tutturdu mırıldanarak .
yalnızlık yarim oldu
Ağlamak karim oldu
Şu gürbet elerinde ağlamak yarim oldu..
yanlız ve çaresizdi geri dönmek istedi ama gemi baya uzaklaşmıştı sahilde yoktu mendil salayanı ama çay içtiyi kahvesi vardı dolaştığı sokakları vardı çaresiz kaldığı zamanlarda taşladığı denizleri vardı sevdiyi aşkları vardı koşarak balkona geldi boşalmıştı sahil ve yağmur yağıyordu yolar kapanmıştı birer birer kaybolmuştu içine çöken sis ve yağmurdan yüreğinin kırğınlığı kapatmıştı yoları birer birer..
gemi hızla uzaklaşıyordu sahilden bu kocaman şehir delikanlının gözünde ufalmaya başladı o kadar küçüldüki ah gariplerin şehri ben seni terk ediyorum ama seni ne yapmak isterdim biliyormusun avcumun içine alıpta orda hapsetmek isterdim sokaklarını koca koca binalarını sevgiden yoksun insanlarını kederi gamı özlemi çaresizliyi yüreyine işleyenleri alıp çekmek senden kurtarmayı isterdim
senin çay baçende yaşanılan yalan aşkları silmek isterdim sende kaybolan hayatları sevinçleri alıp kurtarmak isterdim
ah koca şehir beni benden alan o soğuk havanı sana bıraktım gidiyorum yaban aşkların yalan dostlukların uzun vadeli özlemlerini sana bıraktım gidiyorum.
ah koca şehir ben sende nelere şahit oldum narin kızlarımızın sokalarda harap olduğunu
deli kanlılarımızın yabancı madeye esir olduğunu bir annenin çocuklarını doyurmak için sokalara düştüyünü sabahın erken satinde çöpte ekmek toplayan çocukları ekmek bulamayanların yanı başında tatil yeri beyenmeyenleri ekmek bulamayıpta bir garibin bir ayda çalışıpta kazandığı parayı makyaja harcayan insanları .
Sofrasında bir kuru ekmeye muhtaçken 6 çeşit yemeyi beğenmeyenleri
Gece kondularda rutubeten nefes alamazken öteki villa beğenmeyenleri gördüm.
Evet, ben gidiyorum artık benim bedenimde ömrümde sabrımda kalmadı artık bu düzene ne dayanacak gücüm nede mecalim kaldı ey koca şehir elveda sana elveda..
ama benim yoktur vatanım ben sokak çocuğuyum diye söylendi içinden kıvrılı verdi gemi duvarının altına alışkındı..
yorganı gök yatağı toprak dostları yıldızlar yastığı taştı ..
her zaman..
tek farkı uyanmamak üzere yatmıştı kar taneleri üstünü kapatmak için adeta yarışıyordu..
rüya görüyordu. yemyeşil bir vadide kır çiçekleriyle bezenmiş melekler ona doğru koşuyordu..
sabah gazetenin son sayfasında şu yazıyordu sokak çocuklarından bir tanesi bu geceki ayazda donarak hayatını kaybeti..
KİMİN UMURUNDA...
HEZALE...
UMARIM DUYARLU YÜREKLERE GİDER...
HEZALE...
YORUMLAR
ablacığım onlar ki biz evli barklı insanlardan daha umutlu ve dirençlidirler...
SIR ÇOCUKLARI diye bir film var o filmi izleme imkanın olsa
çocuklar terkedilmiş bedenlerinin umutları oluyorlar...
yüreğine sağlık...
karanfiller diiziyorum canım ablacığım...
svgler
syglar
slmlar
Emeğine yüreğine sağlık çok güzel olmuş allah gülen yüzünüzü soldurmasın onlar bizim can yaramız aslında sendeki bu yürek sende kaldıkça ardınca yürüyen çok olur gönül dostum yüreğimle emeğimle her dilediğinde her ihtiyacın olduğunda yanındayız çünkü biz gönül dostumduzdan sorumluyuz...
tek far uyanmamak üzere yatmıştı kar taneleri üstünü kapatmak için adeta yarışıyordu..
sabah gazetenin son sayfasında şu yazdı sokataki sokak çocuklarından bir tanesi bu geceki ayazdan donarak hayatını kaybeti..
KİMİN UMURUNDA...
HEZALE...
UMARIM DUYARLU YÜREKLERE GİDER...
hezal senin gibi mangal yürekli insanlar varken onlar yalnız değildir hezale
kutlarım iç acısı yaşatan bir (yazı) dramdı