- 1534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOSYALİZM TARİHİ VE 1 MAYIS -4
b) Sosyalizmin Mücadelesinde Leninizm’in Katkıları
17 Ekim devrimi ve Leninizm ezilenlerin özgürleşmesinde maddi ve manevi olarak kendi iktidarlarına kavuşmalarında büyük bir aşamayı ifade eder.Sömürge halkların uluslaşmasında,kendi ulusal mücadelelerini vermelerinde,en çok da özgür ve bağımsız gelişmelerinde Leninizm’le yaratılan bilinç ve kazanımların etkisi büyüktür.
Zira Leninizm de esas itibariyle sosyalizmde politik ve taktik yönü ağır basan ve sosyalizm tarihinde taktik bir aşama olarak değerlendirilebilir.Bu aşamanın mevcut özelliklerinden ve sorunlarından dolayı ideolojik ve moral yönüne fazla öncelik tanınmasa da,daha çok başlangıçta devletleşme,kamu işleyişini düzenleme,iktisadi kalkınma planları ve tarihte ilk defa iktidarlaşan sosyalizmi koruma fikrine öncelik tanınmıştır.Bununla birlikte sömürücü sistemin ve emperyalist etkilerin halklar üzerinde ki kaba yönlerini aşıp,halklar için biraz daha uygun yaşam koşullarını yaratmıştır.Ezilen halkların kendi öz iktidarlarına yürümelerinde bir sıçrama tahtası olmuştur.Gerçekten de Leninizm’in önüne koyduğu özgürlük,eşitlik ve kardeşlik anlamında daha önceki devrimleri kat be kat aşan bir niteliğe sahip olmuştur.Yine “Proletarya Enternasyonalizmi” adı verilen ilkesi bütün ulusların bağımsız ve özgür olması zorunluluğunu dile getirerek bütün ezilen halkların baş kaldırılarını desteklemesi,dünya devrimine hizmet temelinde,sosyalizmi kendi nihai hedefine varmada ortaya konulan ilkeleri çok büyük bir anlama sahiptir.Bu anlamda Leninizm ve ekim devrimi,sosyalizmin ve sosyal mücadelenin gelişiminde büyük bir öneme sahiptir.Gerek proletarya ve işçi sınıfı ve gerekse de ezilen halkların kendi özgürlüklerine kavuşmalarında daha da önemlisi evrensel değerlerin yaratılmasında,emperyalizme vurulan darbelere kadar bu böyledir.Nihayetinde bilimsel sosyalizmin gelişiminde Leninist deneyim,sosyalizmin taktik ve pratik aşamasını ifade eder.Tüm yetersizliklerine rağmen oldukça öğretici ve derslerle dolu bir sosyalist aşamayı ve süreci ortaya çıkarmıştır.Bu sosyalist devrimin en önemli bir özelliği de,en çok saptırılan,ilkeleri ve nihai hedeflerinin en çok ihanete uğratılan bir devrim ve bir sosyalist deneyim olmaktadır.Reel sosyalizmin pratiği ile,sosyalizmin en uç noktada sağa yatırılması gibi yetmiş yıllık olumsuz bir gerçeğin kendini gösterdiği bir deneyim olmuştur.
Bilindiği gibi Lenin sosyalizmin zaferini gerçekleştirir,fakat sosyalizmin Rusya’daki inşaat sürecinde artık hayatta değildir.Kendi eserini tamamlamış hayata veda etmiştir.Yalnız ayrılışından önce dikkat çektiği ve korktuğu Rus milliyetçiliği ve devlet aygıtındaki brökratikleşmenin,kurulan sosyalizmin başarısızlığında büyük bir rol oynar.Lenin dikkat çektiği ve korktuğu olgular,onun kurduğu sosyalizmi başarısızlığa sürükler.Sovyetlerde kurulan sosyalizm daha ilk başlarda ve sonraki tarihi boyunca,ideolojik ve moral yanının fazla geliştirilmemesi,boy veren Rus milliyetçiliği,oldukça büyüyerek gelişen devlet brökratizmi sosyalizmi çökerten ve yıkılışını hızlandıran faktörler olarak karşımıza çıkar.Sosyalizmde devlete tapınma ve devleti mutlaklaştırma gibi bir olgu olmamasına rağmen Rusya’da devletin güçlü kılınması başlangıçtaki en temel hatadır.Faşizmle ve burjuva devlet yapısıyla mücadele edilirken buna karşı kurulan sosyalist devlet veya daha gelişmiş biçimiyle işçi,köylü diktatörlüğü biçiminde –başlangıçta gerekli olsa da- sonra da devlet aygıtının her şeyin üzerine çıkarılması, sosyalizmin savunulması tamamen devletin savunulması biçimindeki yanılgı; devleti esas öncü haline getirerek,partiyi ve ideolojiyi anlamsız kılmıştır.Bu noktada ortay çıkan sapmanın daha sonraki çürümelerin ve olumsuzlukların yaşanmasına kaynaklık etmiştir.Aslında yapılması gereken ve sosyalizmde de esas olan devleti daha da güçlü kılma gibi bir pratiğe girme değil,devlet aygıtını sosyalizmi ve sosyal mücadeleyi geliştirmede bir araç olarak kullanmaktır.Şüphesiz sosyalizm de devlet olgusu gereklidir,bir çok gelişmeye de yol açabilir.Önemli olan bu aracın nasıl kullanılması gerektiğini iyi bilmek ve bu anlamda ona rolünü iyi oynatmaktır.Misalen;devlet bir iç gericiliğe karşı,yine diş saldırılara karşı devlet vazgeçilmez bir araç olarak kullanılabilir.Önemli olan bunu amaç ve mutlak bir konuma getirmemektir.
Feodal devlet yapılanmasını çok geri ve ilkel bulan burjuvazi, ona karşı açtığı savaşta, burjuva demokrasisini getirme iddiasındaydı.Özellikle oluşturduğu devlet aygıtı,giderek devlet kapitalizmi biçiminde gelişerek militarist yöntemlerle devlet faşizminde ifadesini buldu.Günümüzde insanı ve doğayı en çok tehdit eden bir aygıt konumuna geldiği ve bir yerde tekrar aşılmaya doğru gittiği görülmektedir.Rusya’da ve genel olarak kurulan sosyalizmde de bu yönlü bir gerçeklik yaşandığı günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır.Sosyalizmle burjuvazinin faşist devlet aygıtına karşı mücadele verilirken,bunun yerine nasıl bir devlet biçimi konulacağı üzerinde pek durulmuyor.İktidar olunduğunda ise hemen proletarya diktatörlüğü biçiminde kurulan devletin mutlaklaştırılması durumu ortaya çıkıyor.Devlet kapitalizmi biçiminde somutlaşan ekonomik kalkınma planı, o dönem olumlu olsa da sonradan doğuracak olumsuz sonuçları pek kestirilemiyor.Ağırlıkta ekonomik kalkınmaya dayanan devlet örgütlenmesi, tüm yönleriyle sosyalist birey ve sosyalist tolum yaratamaz. Bu yönlü çabaları engeller.Devlet her şey denetler ve el altına almaya başlar.Her sorun devlet eliyle çözümlenmeye çalışılır.Gerçek anlamda sosyalizm ve insan,onun sosyal ve kültürel etkinliği ikinci plana itilir.Devlet kapitalizmi adeta halkı soluk alamaz bir duruma sokar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.