- 768 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkın İsim Hali
“O ismi kendi kendimize söyler ve yüksek sesle telaffuz etmediğimizden,adeta içimize yazarız;isim beynimizde bir iz bırakır sanki,sonunda beynimiz,üzerine yazılar çiziktirilmiş bir duvar gibi,sevdiğimiz kişinin binlerce kere yazılmış adıyla tamamen kaplanır.Mutluyken bu ismi zihnimizde sürekli yazar bedbahtken daha da çok yazarız.”
Fransız yazar Marcel Proust “Kayıp Zamanın İzinde” adlı serisinin “Albertine Kayıp” adlı kitabında böyle bir ifade kullanmış.Ben bu satırları okuduktan sonra henüz kitabın başlarında olmama rağmen,devamını okumayı bırakıp bu ifade üzerine bir yazı yazmak istedim.Bu ifadeyi okuduktan sonra bu kitabın her satırını büyük bir dikkatle okumam gerektiğini düşündüm ilk olarak.Belki de kitabın tamamını okuyup daha sonra yazmalıydım ama haylaz bir çocuk gibi kıpır kıpır,yerinde duramayan yüreğim buna engel oldu.
O isim.O,sevgilinin her telaffuz ettiğimizde kulağımıza mistik bir melodi gibi dolan,başka bir ağızdan duyduğumuzda bütün vaktini yanlış bir takım küçük tahminlerde bulunmakla geçiren kıskançlığın tüm benliğimizi sardığı,her harfi en sevdiğimiz melodinin notalarına karşılık gelen harfler dizisi.Yani kısacası aşkın isim hali.
Kendi kendimize ve sessizce tekrar etmemiz,sahiplenme duygusundan olsa gerek.Aşkını haykırmak isteyenler de var tabi tüm dünyaya ama onun altında da küçük bir tehdit yatar sanırım.Tüm diğer insanlara karşı bir tehdit.O bana ait dercesine bir haykırış.Tonu ne olursa olsun bu bir haykırış oluyor çünkü sevdiğinin ismini ne zaman telaffuz ederse insan duygusal olarak yoğunluk yaşar.Bunun adı sitem de olabilir sevgi de.Bazen gözyaşlarıyla ıslanmış harfler yan yana gelir bazen de gözdeki parıltılarla aydınlanır harfler ve o iki zıt duygunun,aşkın ve nefretin iç içe geçmiş dansına şahit olur o ıslak,o parlak gözler.
Maalesef nefret,aşktan daha güçlü bir duygu olduğu için mutluyken zihnimizde sürekli yazar bedbahtken daha da çok yazarız o ismi.İşte girişteki bu ifadenin son tümcesinin açıklaması bu.Çünkü sevmenin sebebi yoktur.Seversiniz o kadar.Ama iş nefret etmeye gelince bir çok sebep bulabilirsiniz.Tüm olumsuzluklar,kötü huylar saklandıkları yerden çıkarlar hemen.Çünkü o adı aşk olan muhteşem örtü kalkmıştır ve her şey görmek istediğimiz gibi değil, olduğu gibi görünmeye başlamıştır.Görmek istediğimiz gibi görmek mi,yoksa olduğu gibi görmek mi?Benim bu soruya bir cevabım var elbette ama bende kalsın.Takdir sizin değerli okurlar cevabı siz verin…