pazartesi kuzenimle beraber ailecek arkadaşlara gittik... terasta grill yaptık, ardından çay eşliğinde epeyce sohbet ettik ve hava kararmadan yürüyüşe çıktık...
zehirli fabrika havasından uzak, ne sıcak ne soğuk tertemiz köy havasında espiriliyle karışık sohbet ederek epeyce yol aldık...
fazla geçmeden az ilerde ben fenalaştım ve kuzenimin kolunda bir müddet yürüdüm... ne kadar vakit geçti bilmiyorum daha dayanamayıp dinlenmek için kendimi çimenlerin üzerine bıraktım ...

ne olduysa o bir iki dakika içinde oldu...
burası bildiğimiz üzüm bağlarının, çiçekleriyle göz kamaştıran meyve ağaçlarında bulunduğu bir orman yoluydu...
ben çimen üzerinde kendime gelmeyi beklerken toprak üzerinde gezinen böçeklerden biri sol elimin üstünü iki yerden isiriyor ama ilginc olan ben akşamdan hicmi hiç bir şey fark etmiyorum...

tabiki böçeklerde kendince yaşantılarından sorumlu ve haklı olarakdan kendilerini savunmaları lazım...
durum böylede olunca, böçeklerden biri beni ’davetsiz misafir’ olarak görüp ’haneye tecavüzden’ cezalandırması gayet normaldı...

ertesi günü oldu, bir kasıntı bir sizi başladıki sormayın... üstelikde elim sisti ve uyuştu...
ne bileyim, biraz külhanbeylik yapıp o akşam da doktora görünmedim ve tabiki ertesi günü dahada fenalaşmıştı elim ve artık dayanamadım...
ben bu olaydan ders aldim, hiç bir olayı hafife almamak ve hemen müdahale etmek gerektigini ögrendim... kimbilirdi o akşam beni belkide kene ısırmış durum dahada vahim olabilirdi.....

çarşamba sabahı doktora gittiğimde doktor bey elimi görür görmez harekete geçti... hemen aşı yaptı, elimi sardı ve antibiotik yazdı... hatta çalıştığımı sanarakdan istirahat bile yazacaktı...
takdirde olan yaşanır, "akacak kan başta durmaz" diye boşa denmiyor ve kaç gündür sol elim havada kaldı, çektiğim ağrılar çabası...

günümüzde hiç bir şeyin eskisi gibi kalmadığı kesin... tarım ilaçları v.s. yüzünden bundan 30 sene önceki böçekler bile aynı değildi... bir zamanların masum böçekleri, artık insanlara zarar veren hatta zehirleyen böcek haline geldiler...
sizlere tavsiyem, çimenlere oluorta uzanmayın, imkanınız varsa hiç durmadan yürüyün... mazallah Allah korudu, uzandığım yerde yılan dahi olabilirdi...

lütfen kıyafetlerinize dikkat edin, bacaklarınızı kapalı tütün hatta yüzleriniz hariç her tarafınızı iyice kapatin... eğerki çocuklarınızla yürüyüş yaptıysanız eve gelince soyup kontrolden geçirin...
hatta, eğerki çocuklarınız günübirlik doğa ile içiçe yaşayan çocuklarsa keneye karşı aşı yaptırıp onları birazda olsun korumaya altına alın...

...

_böyle madur durumlarda olunca insan, yardımına koşacak candan bir dost istiyor...
_yanında, yanında olmasa telefonla veyada internette kendisini teselli ve dua edecek bir kaç samimi RUH arıyor...

______nasılki gönülden verilen sadakalar bela ve müsibetleri önlerse, dualarda hastalana ruh ve bedenin iyileşmesini hızlandırıyor_____

bügün CUMA...
-çik rabbının huzuruna, sevgi ve dualarla sarıl O’na... Rabbımız cömerttir, isteyebildiğin kadar iste, hiç çekinme...

cümlenize; duaların kabul olduğu, bereketi, rahmeti bol hayırlı cumalar VE sevdiklerinizle MUTLU olacaginiz bir hafta sonu diliyorum...


Sahinde Hülya kahraman / 24.4.2009