- 791 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIMDAN KARELER 13
Pamuk toplamaları bitti..Topladığımız pamuk paralarını aldığımız avans düştükten sonra elimize verdiler..Hamit aldı parayı koydu cebine..Artık eve döneceğiz..Bir otobüs kiraladık ve köyün yolunu tuttuk..Annemi iki aydır görmemiştim..Onu o kadar özlemiştim ki..Halbuki yatılı okullarda okuduğum için ayrılığa alışıktım..Hamit in ve görümcenin davranışları karşısında kendimi yalnız hissettim..Derdimi köyde dedikodu olur diye içime akıttım..Kimselerle paylaşmadım..Eve geldik..Otobüsle önce görümceyi ve kayınımı indirecektik..Tam o sırada kaynana koşarak geldi..Başladı bağırmaya..Vay efendim sen benim kızımı nasıl üzersin..Nasıl laf söylersin..Şaşkındım..Hamit in gözüne baktım..Çünkü azar işiten bendim..Önce beni kayırmak için Hamit e kızıyor sandım..Meğer kızı için laf söylüyormuş..Görümcem(Aysel)amcasına benden bir şeyler anlatmış..Amca gelmiş kaynanaya anlatmış..Suçlu kim’’ben’’…Ne yapacağımı bilemedim..Ben neyin içine düştüm diye içimden geçirdim..O sırada Hamit annesine Sıdıka bir şey söylemedi anne falan dediğini duydum..Gerçekten de hiç suçum yoktu..Nasıl oldu da beni savundu onu da hala bilmiyorum..Bir azar da kaynanadan işittik..Tuttuk evin yolunu..Annem geldiğimi duyunca koşarak yanıma geldi..Biraz hasretlik giderdikten sonra zayıfladığımı ve neden üzgün olduğumu sordu..
-‘’üzgün değilim sadece yorgunum ‘’dedim..içimdekileri anlatamadım..Söylesem ilk diyeceği söz ‘’ben sana demedim mi ‘’olacaktı..Yine hiçbir şey yokmuş gibi eşime saygıda kusur etmeden,ailesini sorgulamadan yoluma devam ettim..Aradan on-on beş gün geçtikten sonra Hamit e babamın yanına gitmek istediğimi söyledim..Bir hafta sonu babama (düğünüme gelmedi ama)ziyaret ettik..Bir gece kaldık..Babam Allah tan Hamit e iyi davrandı..Babam bizi iyi ağırladı..Her ne kadar neden zayıfladığımı merak etse de mutlu olduğumu düşünüyordu..Evet mutlu olmaya çalışıyordum..Kendi kendimi mutlu etmek veya mutlu göstermek ödevdi benim için..Eve döndüğümüzde biraz daha rahatlamıştım…İyi gelmişti babamı görmek..Eve geldikten sonra kazandığımız parayı düğünden kalan borçlarımızı kapattık..Artık paramızda kalmamıştı..Üç beş gün sonra Hamit ninesiyle tartıştı..Nine yaşlı olduğu için ne dediğini bilmiyordu..Hamit artık kendi evimizde yiyelim-içelim dedi ve ninenin evine yemeğe gitmez olduk..Artık konuşmuyorlardı..Ben gider nineye yardımcı olurdum..Evde eksik bir şeyler olduğu zaman Hamit e söylemeyi çekinirdim..Parası olmadığı için alamaz ve hırsını benden çıkaracak diye korkardım..Eğer annem gelirse anneme söyler evimin eksiklerini aldırırdım..Baktım zor günler bizi bekliyor..Evimi benimde düşünmem lazımdı..Yevmiye ile zeytin toplamaya gittim..Hamit kendisi de zeytinyağı fabrikasına çalışmaya gitti..Fabrika eve uzak olduğu için yatılı gitti..Bir ay falan gelmedi..Gittiğim yevmiyelerden biraz para biriktirdim..O yokken hep annem de kalıyordum...Fabrika kapandıktan sonra eve döndü..Biraz para biriktirmiş..Evimizin yanına odunluk-kömürlük yaptırdık..Kış olduğu için soba kurmamız gerekiyordu..Hamit yokken annem de kaldığım için soba sorunu olmamıştı..Ama kendisi de gelince kendi evimizde oturacağımız için mutlaka yakacak ihtiyacımız olacaktı..Bir gün Hamit hadi beraber gidelim oduna dedi..Dağa odun toplamaya gideceğiz ninenin eşeğini aldık…Dağdan odunu ettik Hamit eşeği sardı..
-‘’ hadi sen odunu eve bırak tekrar gel ben yapadurayım bir daha götürelim gelmişken’’dedi..
Eşeği eve getirdim üstünden yükü indirdim tekrar geri dönecektim..Nine geldi
-‘’eşeği alamazsınız’’ dedi elimden aldı..
Eşekten urganı aldım..Hamit e haber etmem gerekiyordu..O zamanlar cep telefonu da yoktu..Ağlaya ağlaya dağa gittim..Hep Hamit in kızacağını düşündüm..İşin kötüsü ya beni dağda döverse diye korkuyordum..Dağa vardığımda odunu yapmış üstüne oturmuş sigara içiyordu..Beni öyle geldiğimi görünce hemen ayağa kalktı.. İçim titredi sanki..Konuşamayacaktım..
-‘’Ne oldu hani eşek ‘’dedi..
-‘’Ninem aldı elimden vermedi’’dedim..Korkudan dilim sürçtü..
-‘’Niye göründün ki ona ‘’dedi..
-‘’Bahçedeymiş gördü ne yapabilirdim’’dedim..
-’’Tamam o zaman biz de sırtımızda taşırız odunu ’’dedi..
Urganı yere serdi odunların bir kısmını koydu öbür ucuna bir kısmını koydu..Beraber sırtımıza sarındık odunları..O önden ben arkadan yürümeye başladık..İp omuzlarımı kesmişti..Sırtıma batıyordu..Az yürüdük mü biraz dinlenelim desem Hamit kızıyordu..Urgan desen bitişikti birbirimizden ayrılamıyorduk..
Kavga ede,ede eve gelebildik..Odunları sırtımdan indirdiğimde omuzlarımı ip kesmişti..
Benden ala eşek mi olur dedim içimden..Ne güzel bir hayat imrenilecek durumdaydım..
Alnımdan ayrı sırtımdan ayrı ter akıyordu o soğukta..Eşekliğin ne olduğunu da anlamıştım o gün..Sobayı kurduk..Hamit odunları kırdı…Hemen ocağa su koydum Hamit in yıkanması için..O yıkandıktan sonra ben de yıkandım..Sırtımı elimle dokunduğumda sanki delik deşikti..Hemen işimi bitirdim ve yemek yaptım..Evin içi de ısınmıştı..Sıcacık sobanın başında güzel bir akşam yemeği eşekliğimi unutturdu..
sıdıka emek
YORUMLAR
sıdıka canım yaaa
öf yeter diyesim geldi.ama ortam ,zaman ,sevgi yada sevdiğini sanma.ve bizim zamanımızda bir kere evlendinmi hele hele de kendi istediğinle, bitti ne olursa olsun çekeceksin.yok ötesi.sende sanırım bu kafayla devam demişsin. sabırlı ve güçlü kadınmışsın vesselam
çok iyi anlıyorum yaşadıklarını.
sevgimle arkadaşım.bari şimdi kendine iyi bak derim sev kendini,gereken değeri ver kendine
Canım arkadaşım,yazılarını okudukça yavaş yavaş anlatı-
lan konulara hakim oldukça tek sorgulayacağım kişi olarak
siz çıkıyorsunuz karşıma.Bu yaşamın böyle olmasında Hamit
in hiç bir suçu yok.Zira bu insan,feodal yapının içerisinde
doğup büyümüş ve ufku kısır kalmış insan...Bu kişi ve buna
benzeyen kişilerden pozitif yaklaşım beklemek sadece saf-
lık olur.Hatta daha önceki yazılarında kendi kültürel eksik-
liğni "-ben ilkokulluyum sen se okumuş bir insansın "demişti.
Bu cümleden sonra başına gelebilecek tatsızlıkla dolu yazgı-
nı kendin çizmene razı olmuş gözüküyorsun...
Kafama takılan ikinci bir çelişki de şu olabilir diye düşünüyorum:
Ortada dramatik bir aile yapısı olan çocuğun ruhsal dünyasının yapısını ortaya koyduğumuzda;kendisini sığınacak ilk limana atıp,dışardaki fırtınalardan kurtarmak
istemesi.Fakat liman çürük çıkınca yine aynı fırtınaların içe
risinde yenik düşmek tabiki kaçınılmaz oluyor.
Bu kafamda oluşan olgulardan sonra kendi kendime soru-
yorum:
Bireyin kendi özgüvenine sahip olmasını;1.derecede ailenin
içerisindeki "SEVGİ" ortamı sağlıyor.Demekki okul da 2.ciye
geliyormuş.(çünkü yirmi yıl önce yaşanan bunun gibi bir
gerçeğe tanıklık etmiştim.)
Sevgili "kader_48 can,bu yazdıklarımı sadece sizin yaşadıklarınıza istinaden değil toplumda genelleme yaparak
değerlendirmek istedim.
Umarım hassas kalbinizi kırmamış olmuşumdur...
Bütün güzellikler sizlerin olsun.
Saygı ve selamlar sunuyorum efendim..