Çocukluğum ve sen...
Ben,
Düşük çeneli geveze papağan,
Aynı zamanda mahallenin cadısıydım
Aslında abartıydı çoğu takılmalar,
Sadece biraz mızıkcıydım
En çok sana kızardım...!
Ne zaman örsem saçlarımı,
"Heh geldi bizim Kezban" derdin,
ve eklerdin:
"Hani kız elma sepetin?"
Şimdi nerelerde ne yapmaktasın kimbilir
Biliyor musun?
Seni çok özlüyorum...
Tek katlı demir parmaklıklı evimizi,
ve arka bahçedeki erik ağacını...
Hatırlıyor musun? Zeliha teyzeden korkarak gizlice topladığımız erikleri...
Ben gözcülük yapardım aşağıda,
sen toplardın…
Kandırırdım bazen seni :
Eyvah! Zeliha teyze geliyooo!!! diye.
......
Sen , o panikle zar zor çıktığın dallardan uçarcasına inerdin...
Ben, var gücümle kaçardım...
Hele Ahmet’ le sizi sigara içerken yakaladığım günü hiç unutmam...
Nasılda sevinmiştim,
Elime geçen bu fırsat için
Muzipce gülümsemiştim
Sen anlamıştın...
Nee! demiştin , söyle ne istiyosun karşılığında…?
Ve...
Rıza amcaya yani babana söylememem karşılığında bir hafta boyunca bana dondurma almak zorunda kalmıştın
O zaman anladım
Bana öfkeyle baktığında...
Yeşil zannettiğim gözlerin kömür gibi siyahmış meğer
Seni çok özledim ben...