- 1214 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYTAN NAMUSSUZ
Artık burası bonfile ağızlı, skeç dolmalıların yurdu-mu olmalı. Niyazlı sazlı esrik dindarların, söven ağızlı aydınların, at koşturup nal topladığı ucube gezeğenin varlığını bilmesekte tam ortasındayız.
Kendinden asla emin değilken güneş, pasını sıyırmadan batar gider... bize kalan karanlık... mantık çok uzak aydınlıktan ne derece ışır..
Uyku terini silememiş heykelinin önünde haç kuyruğunda, hilal savaşından bahseden derbederler ordusunun başarısından bahsetmek, her haliyle davulu göğe çalmaktan başka hiçbir işe yaramaz.Hal böyleyken özgürlük manitaları baronun verdiği cinsel şehvet ve içgüdüyle hüçre yapılandırmaları, sanki odalarımıza kadar girmiş bulunmakta, biz ise sinsi oyunun neresindeyiz sorusunu hala yargılamaktayız.
Toplumun bireyleri özbenliğinden uzaklaşıp, kısır döngüyle el sıkıştığını görmek, hiç istemediğimiz olduğunu bildiğimiz halde, kendi kendimize ihanet içinde olduğumuzu unutmamak gerekir.Güya bizde ki o derin ve ulvi yapıdan uzaklaştıkca başımızda nusubet hiç eksilmediğini herhalde bilmeyenimiz yok.
Aile yapılarımız, gün toprağa düştükce, gecede deprem geçirdiğini hisseden vucut, ağır ağır direncini yitirmekte, bozguna uğramış ordular gibi boş mataralarda bir damla su aramaktayız. Ailenin fertleri ekonomik yükün ağır baskısı altında erkek ve kadın kavramını yiririp, duruşumuzun nasıl bozulduğu, bir başkaları pek güzel seyrederken biz ise ’ Kadın takla, erkek bakla vay memleketin başına gelenler,, lüğat parcalamaktan kalem yorgun demekten usanmadık,
İkilem içinde boğuşurken Türk Kürt Laz vs kavgasından haricindekiler haçlı ordusunun yapamadığını yapıyor. İşe yaramaz köpeklerin boğuşmasını seyreden tepedekiler... Farkında olmadan sürünün nasıl parçalandığını anlamadan ahkâm, nutuk kesmekten başka hiçbir işe yaramıyorlar.,
Sakin bir kafa yapısıyla düşünülürse,boşluğun ne işe yaradığını, nasıl doldurulduğunu, bulmamız hiçte zor değil, ama biz ise zaman ve mekândan çok uzak olduğumuz kadar, yaban olduğumuzu itiraf edebilsek,konuların hipnotize etkisinden kurtulup kendi özümüzde asil olanla buluşmamız, bizi birçok tezgâhtan kurtaracağına eminim, buda eminimki din eğitiminin, doğum ve ölüm arasındaki yaşam tarzını belirleyen ana unsur olduğunu hem fikir olmaktan geçer.
Tortu bağlamış dimağların bir an önce tepemizden indirilip, tuz ruhuna yatırma zamanı geldi, geçiyor
Ülkemizin temiz toplum, temiz yönetim, hukukun üstünlüğü ilkesine kavuşması dileğiyle.
Halka tutmuş avuçların ortasında yıldız
Bu topralarda kaşımız gözümüz yüreğimiz var bizim
Şeytan namussuz öyle arsız, yüzsüz
Sen ben yok, biz varız.. yalnız.