Tüm Anka Kuşlarına..
Bu dünyadan vazgeçmek;tüm sevdiklerinden sanki hiç olmamışlar gibi üstelik..Soluk alıp vermekten,sabah düşen çiğden,göç eden kuşları izlemekten,değişen iklimlerden, herşeyden vazgeçmek..Öylece ardına bakmadan bir masalın ilk satırları gibi tüm bildik sesleri sessizce terkedip bu dünyadan vazgeçmek..
Gittiğinde bir daha ardında bıraktıklarını ,doğum sancılarıyla uyanan doğayı ,çocuk gülüşlerindeki masumiyeti,gün ortasına düşen gökkuşağını göremeyeceğini bilerek bir çığlık gibi boşlukta yankılanarak bu dünyadan vazgeçmek..
Denizlerin mavisini,martıların telaşını,her telaşın aslında yüreklerde bırakacağı ateşi unutarak, dönüşü olmayan kelimelerin izini süremeyecek hatta birdaha en sevdiğin yemeğin tadına bakamayacak olduğunu bilerek vazgeçmek..
Gündüzle geceyi,umutla bıkmışlığı, korkuyu,neşeyi birdaha hissetmemeyi göze alarak, özlemle tenine düşecek gözyaşının yarattığı huzuru yok sayarak rüzgar olup gitmek..
Sonsuz uyku için tüm bunlardan vazgeçmek ruhun külle bulanıp savrulması demek.Geriye biriktirdiklerinin irinli sancılarında bildiğin tüm gerçekleri atomlarına ayırmak, dünyanı yaratan odacıkları bir çırpıda harabeye dönüştürmek demek..
Tutunacak hiçbirşeyimiz kalmadığında bile en çok kendimize tutunduğumuz zamanlarda küllerinde dirilen ,yeşil vadileri dizginlenemeyen mustang’ler gibi dört nala geçtiğimiz baharlarda düşüyor gözlerim, yosuna çalan gözlerine..
Sağır ve dilsiz melodilerle haykırıyor artık varlığın , neredesin? ezbere bildiğin hangi uçurumun önünde açıyorsun kollarını parmak uçlarında titreyerek? Hala bir yer var saçlarına çiçeklerden taçlar yapabileceğin..Uzan ellerime korkma..
Şimdilerde adını unuttuğun ama sancılarını sancısı sayan dostun..
(Uçurum ucunda bekleyenlerin arkasında; kocaman , koşulsuz sevgi ordularının olduğunun unutulmaması dileğiyle..)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.