YİTİRİLMİŞ HAYATLAR-1
Aylardan aralık.Kar diz boyu kadar.Soğuk bir Ankara sabahı.Yakınarak kalktım yine,hani onu görmeyecek olsam gitmezdim okula.Tatlı bir heyecanla hazırlanmaya başladım.Hangisini giysem daha çok beğenir diye düşünüyordum,en sonunda karar veremeyip ‘Aman canım varsın bugün de beğenmeyiversin.’deyip geçiriverdim üstüme elime ilk geleni ve atıverdim kendimi sokağa.Gelen ilk otobüse bindim ve okulda buldum kendimi.Vakit erkendi.Yavaştan ruhumu verip şehre ve içime çekerek onu yürümeye başladım.Elimde kitaplarım,kalbimde ona rastlayacak olmanın heyecanı ürkek adımlarla ilerliyordum.Aklımda kahverengi gözleri vardı ve sıcak gülüşü.Onu düşünürken yanaklarımın kızardığını hissediyordum.Gülümsedim saçlarımı okşayan kar taneciklerine usulca,biraz utanarak.
Başım önde yürürken bir ayak sesiyle irkildim.Gözleri gözlerime değdi,içim eridi yine.Merhaba bile diyemeden hızlı adımlarla uzaklaştı.Anlayamadım gözlerindeki korkuyla karışık nefretin ve gitmekle kalmak arası çelişkinin sebebini.Bir yere yetişir gibi daha çok da bir şeyden kaçar gibi çekti gitti,merhaba bile diyemeden.
Beklemek canımı sıkmıştı artık,o ne kadar saklarsa saklasın ben söyleyecektim.Söylemek için de anlaşılan ders bitimini bekleyecektim.Saatime baktım,dersin başlamasına otuz kırk dakika kadar vardı,en iyisinin bir çay içmek olduğunu düşünerek kantinin yolunu tuttum.Kantine girerken onu gördüm sokakta,neye bilmem bağırıyordu,içim ürperdi;yaklaştım biraz ama anlayamıyordum.Gözüm adamlardan birinin silahına ilişiverdi.Adamların bellerinde silahları,sevgilimin elinde kitapları...Yüreğim sığmadı göğsüme,gözlerim doldu taştı.Yapabileceğim bir şeyin olmaması kadar kötü ne olabilirdi.Bıraktım kitaplarımı,koştum dışarı;gücüm yoktu belki ama bir canım vardı.Koştum canhıraş... Bir silah sesi ruhumu bedenimden ayırdı.Nasıl attım kendimi dışarı hatırlamıyorum.İlk gördüğüm şey dağılmış kitaplarıydı.Sonra kan lekelerine baktım;tam yüreğinden yüreğini sol yerinden geliyordu.Vardım yanına,koydum başını dizlerimin üstüne,sarıldım henüz soğumamış bedenine.’Böyle mi olacaktı dedim ilk dokunuşum sana böyle mi olacaktı’ Kapandım üstüne ve kim bilir ne kadar zaman ağladım öylece.
...
Omzuma dokunan ele çevirdim gözlerimi.’Kalkın araca gelin bizimle,arkadaşlar işlemleri yapacaklar.’Neden sonra ve nasıl hatırlamıyorum topladım dağılmış kitaplarını ve bindim ben de onu koydukları araca.Tuttum elini usulca,utanarak da olsa.Belki ilk ve sondu bu dokunuşum ona.Bir serinlik vardı şimdi elimde.Ellerime baktım,ellerine baktım;sonra yüzüne.Yüzü bembeyaz oluvermişti daha varamadan hastaneye.Dayadım ellerini yanaklarıma ve elleriyle kuruladım yaşlanmış yanaklarımı hıçkırıklarıma hakim olamayarak...
Bir zaman sonra hastaneye geldik.Artık kimsenin bir acelesi yoktu nasıl olsa ölmüş biri için.Elimde kitapları ve kanlı atkısı kalakaldım hastanenin bahçesinde.Neden sonra bir memur yaklaştı yanıma,elinde kağıt kalem ‘Sorgulama yapmamız gerekiyor.’dedi.Sadece yüzüne baktım ve başladı sormaya memur: ‘Maktüle yakınlık dereceniz nedir?’dedi. ‘Çok yakınında ama çok uzağındaydım da...’diyemedim.Tekrar sordu memur ‘Maktül neyiniz oluyor?’ ‘Sevgilim’ diyemedim.Kilitlenmiş dişlerimin arasından bir fısıltı halinde tek bir kelime çıktı: ‘Arkadaş’ ve devam etti memur sormaya,ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum.Memur gittikten sonra oturdum bir köşeye,son hali gözlerimin önündeydi.Ne kadar oturdum orada bilmiyorum.Eve geldiğimde vakit epeyce geçti.Birkaç gün okula gitmedim.Olayın üzerinden iki üç gün geçmişti,aldığım kitaplarını inceliyordum; sayfalarını ellerine dokunurcasına heyecanlanarak çeviriyordum.Tam kapatıyordum ki arka sayfasında küçük bir fotoğrafın arkasına yazılmış bir not gözüme ilişti:
‘Sevme güzel sevme
Yanarsın
Susma güzel susma
Kanarsın
Söz gerekmez sevdayı itirafa
Gözlerine bakınca anlarsın’
İçim ürpererek çevirdim fotoğrafı,düşüverdi kitap elimden.Bir süre elimdeki resimle öylece kalakaldım.Nasıl bulmuştu bu en sevdiğim fotoğrafımı...
Bir acı hissettim,derin,büyük bir acı...Gözlerim yaşlı,kucakladım kitabı ona sarılır gibi...
...
O gideli yıllar oldu.Unutamadım,aslında unutmaya da çalışmadım.İçimde sakladım kederimi,kimseye diyemedim.Yıllar geçmesine rağmen başkasını da sevemedim.
08.07.2007
ANKARA