- 1447 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SOSYALİM TARİHİ VE 1 MAYIS -3
Burjuva sınıfı iktidara gelip kendi devrimlerini tamamlar tamamlamaz,sermaye emek çelişkisinden kaynaklanan işçi sınıfıyla arasındaki çelişki derinleşir.Giderek giricileşen burjuvaziye karşı,proletaryanın iktidar olma ve mücadele düşüncesi gelişir.
İlerleyen tarihi süreç artık ezilen kesimleri de iktidar olma perspektifine yakınlaştırır.Ezilenlerin kendine öz ideolojileriyle iktidara yürüme süreçleri hemen hemen tarihte ilk defa olanaklı hale geliyor.Sosyalizm ve sosyal mücadele kendini bilimsel bir güç olarak donatması,iktidara yürürken temel silahlarına kavuşması durumu ortaya çıkıyor.Felsefi düzeyde bilimin sonuçlarını en somut biçimiyle yakalayan “Diyalektik materyalizm” sosyalizmi siyasal ve ekonomik olarak bilimsel temellere oturtarak,tarihi materyalizm yorumuyla tam bir izahata kavuşturur.
Bilimsel sosyalizmin oluşumunda Marks ve Engels’in yaptığı katkılar belirleyicidir.Bir anlamda ezilenlerin sosyalist düşüncesini, eşitlik özgürlük anlayışını,kısacası kurtuluş ütopyasının maddi temellere oturtarak,temel bir öğretiye kavuştururlar.Bu öğretiye kaynaklık eden ve bu ideolojinin dayandığı olgu,insanın var oluşundan o güne kadar ki süre içinde gelişmedeki attığı adımlardır.Gerek Fransız felsefesi,İngiliz iktisat politikası ve Alman tarihsel materyalizmi olsun,gerekse de “sınıfsız,sömürüsüz” toplum olarak ifade edilen,özcesi ütopik sosyalizm ve ütopik komünizm hayallerine dayalı olarak ortaya çıkan düşüncelere bilimsel bir gerçeklik kazandırılır.Bu anlamda Marks ve Engels’in yaptığı sosyal yaşamın önünü biraz daha bilimsel temelde açmak,daha derinlikli anlam kazandırma ve sosyalizme katkı temelinde sosyalizm ideolojisini netleştirme ve bilimselleştirmedir.Bununla da yetinmeyen bu önderler,bilimsel sosyalizmi örgütleme çabası içine girdikleri de görülmektedir.Nitekim bu çabaya bağlı olarak ortaya çıkarılan Komünist Ligat,birinci ve ikinci enternasyonal,Paris komünü deneyimi,işçi sınıfına kazandırılan bilinç ve örgütlülük,sendikal hareketleri,19.yy sosyalist mücadelesinin önemli kazanımları olarak ortaya çıkar.Bu süreçte iktidarlaşma yaşanmasa da sosyalizmin kazandığı teori ve örgütlülük bilinci önemli bir kazanım olur.
Bütün bu kazanımların pratikleştiren Lenin’dir.Lenin sosyalizmi politikleştirme yönünde ileri bir adım atıyor.17 Ekim devrimiyle tarihte ilk defa ezilenlerin ve sömürülenlerin iktidarını ortaya çıkarıyor.Böylece Lenin sosyalizmin yeni bir aşaması ve doruğu olarak şekilleniyor.17 Ekim devrimi insan gelişiminin daha ileri bir düzeyini ifade etmektedir.
Ezilenler ilk defa egemen sömürücü kesimlere karşı sınıf savaşımı temelinde kendi iktidarına kavuşur.Tarih boyunca hep hayal edilen,eşitlik,özgürlük ideallerinin gerçekleşmesi ve hayat bulması olanaklı hale geliyor.Sonuçta çok yetersiz, yanılgılı ve çağın gerçeğine fazla uymayan bir uygulama yaşansa da,yaşananlar pratik açıdan büyük bir önem taşır.17 Ekim devrimi deneyi bunlarla da sınırlı değildir.En önemli kazanımları o döneme kadar insanın bütün kazanımlarına ve evrensel değerlerine sahip çıkarak,bunları kendinden somutlaştırarak doruk noktasına ulaştırmasıdır.Diğer bir yönüyle de ideolojik planda 2.Enternasyonal da etkin olarak ortaya çıkan,burjuva sızmalarına –Reformist,Revizyonist- anlayışlara karşı bir ideolojik devrim olarak belirginleşmesi ve büyük bir deneyim ortaya çıkarmasıdır.En büyük önemi ise gerek islam devriminde,gerekse Fransız devriminde sosyalist yanın, değil iktidarlaşması,ezilmekten kurtulmazken 17 Ekim devriminde sosyalist yan hem iktidarlaşıyor,hem de evrensel çapta uluslar arası arenada büyük bir etkide bulunarak 20.yy damgasını vuruyor.
Bugün son derece geniş tartışmaların odağında yer alan 17 Ekim devrimi ve Leninizmi iyi anlama ve neyi ifade ettiğini kavramak,sosyalizmin gelişimi ve sosyal mücadele
açısından çok büyük bir önem arz etmektedir.Her ne kadar “ gözden düştüğü,çözüldüğü” söylense de,asıl gerçek bu devrimin 20 yy’da sosyal mücadele de bir çığır açtığı ve 20.yy’lı baştan sona etkilediğidir.Bu devrimi anlamak için sömürgeci egemen sınıfların,kendi baskıcı niteliklerini bu devrim üzerinde nasıl sürdürmek istediklerini iyi görmek gerekir.Zira egemen ulusların gerek 19.yy’de ve gerekse de 20.yy’deki kaba baskı ve sömürücü düzenini,insan emeği üzerindeki tahakkümlerini kaldırılması bakımından bu devrim büyük bir rol oynar.Leninizmin halklara verdiği ilham ve özgürlük umudu,buna bağlı olarak geliştirilen ulusal kurtuluş hareketleriyle,emperyalizme ve sömürgeciliğe vurulan darbeler ve “Halkların kendi Kaderlerini Tayin Etme” de Leninizmin oynadığı rol belirgindir.İnsanlığın ortak değeri ve kazanımı olarak ortaya çıkan bu mücadele ile özgürlük ve eşitlik istemi öyle sıradan gelişmeler olmadığı açıktır.Buna dayalı insanlara kazandırılan bilinç ve karalılığın kolay silinemeyeceği ve daha da derinleştirilerek sürdürüleceğini vurgulamak gerekir. Bir yerde kalıcı,tüm insanlığa mal edilerek ve tüm insanlarca savunulacak evrensel değerler yaratılmıştır.Bu özgürlük,eşitlik isteminden bir daha vazgeçilmeyeceği,çok kaba baskı ve sömürüye geri dönülemeyeceği ve her şeyin sil başta inkarının yaşanacağını söylemek çok büyü bir yanılgı olur.Kuşkusuz bu yönlü gerici çabalar vardır.Ve olacakta,ama bu çabaların özgürleşme düzeyini geriletmesi düşünülemez. Çok geri faşist ve anti demokratik rejimlerde bu yönlü tutucu zikzaklar olsa da,17 Ekim devrimiyle gerçekleşen kazanımların,ortak insan değerleri haline geldiği,bunların artık inkar edilemeyeceği ve ortadan kaldırılamayacağı,sadece daha da ileri insanlık kazanımlarını ortaya çıkarma da bir basamak olarak kullanılacaktır.Zaten bu noktada emperyalizmin de,özellikle bu yönlü gelişmeleri oldukça çarpıtma ve insanın bu istemlerini farklı biçimlerde saptırmaya çalıştığı görülmektedir.Eşitlik,özgürlük kavramlarını toplumsal istemlerden çıkarıp,bireysel istemler ve haklar olarak ele almaya çalışması “post-modernizm,denilen anlayış ve yaklaşımla,insanları toplumsallaştırmadan uzaklaştırma, toplumsal duyarlılığı öldürme çabası fazla gerçekçi olmayacaktır.Tahribatlar yaratılır,beli mesafeler elde edilir ama tarihte olduğu gibi insanlar kendi sosyal gerçeğine,kendi eylemiyle sahiplenecek ve kendi sosyal mücadelesinde vazgeçmeyecektir.Burada vurgulanması gereken konu;eski durumlara,geriye dönüş,çözülüş değil,daha derinlikli bir gelişme tarzının sosyalist mücadeleyle ortaya çıkarılacağı gerçeğidir.
YORUMLAR
Tahribatlar yaratılır,beli mesafeler elde edilir ama tarihte olduğu gibi insanlar kendi sosyal gerçeğine,kendi eylemiyle sahiplenecek ve kendi sosyal mücadelesinde vazgeçmeyecektir.Burada vurgulanması gereken konu;eski durumlara,geriye dönüş,çözülüş değil,daha derinlikli bir gelişme tarzının sosyalist mücadeleyle ortaya çıkarılacağı gerçeğidir.
sayfanıza ilk gelişim, devamını okuyacağım.
paylaştığınız için teşekkürler şair, sevgiyle kalın...