GÜNGÖRMEZ BÖLMELERDE YAŞAMAK
““Bir girdim ki “düşünce iklimi”ne düşünceler koşuşuyordu. Sanki yangından bir şeyler kaçırıyorlardı. Bir heyecan bir telaş. Bu düşünceler soyut dünyanın elemli eylemleri müthiştirler. Yükleri ağır, eşyaları mukaddes. Hareketleri hızlı, iklim yakıcı. Bir âlemdeydim; beynim bin bir hareketin cümbüşünde, vücudum iflah olmaz donukluğunda. “Beyinde zehirli kıymığın” bitmez tükenmez raksı.””
Şeceresi düşmek ve düşünmek üzerine fiillerine uzanan bir asalet düşünme, düşünce. Düşmek, fevkalade iniş; düşünmek fevkalade yükseliş. Düşünme; beyin jimnastiği, insanüstü performans…
Düşmek ve düşünmenin müşterek yönleri, alışılmışın ötesinde tezahür etmeleri. Ayrılan yönleri ise; düşmenin maddi/tensel ve manevi/tinsel alanda kullanılmasına karşılık, düşünmenin sadece manevi alanda kullanılması. Aralarındaki fark ve fevk, yerle gök.
Düşmek de, düşünmek de “yok”luğun en’lerinden. Düşmeyi hayatında yapmayan yoktur. Hele çocukluk eylemi olarak meşhurdur; düşe kalka yürümek öğrenilir. İmkânsızlıklar içinden önemli gelinen noktaların zorlu mücadelesini özetlemede de çok kullanılır, “düşe kalka” tabiri. Entelektüel anlamda düşünmeyi hayatında yapan da nadirliğe yakın yoktur. Onun için düşünme zor. Onun için düşünce zor.
Düşünce; düşünme güreşini yapan şampiyonun korlu gözlerinden sıçrayan bin bir şua. Yakaladığı her olmazı “dur havanı”nda yoğuran sentez.
Düşünce; bir kolu “mutlak”a, diğer kolu realiteden koptuğu anda tımarhaneye uzanan bir demiryolu. Düşünme, “mutlak güzel”e lokomotif. Düşünce eri makinist. Ve düşünme, tecessüsün yıldızları misket ettiği bir iklim. Düşünce, realitenin aynası. Şakırdayan mantık zincirlerinin kıvılcımlı akisleri. Beyin labirentinin tozlanmaya yüz tutmuş heyulalarında, zorlu dolanış.
Ve “düşünen insan kucağında yaşadığı toplumun üvey evladı.”
Görünmezi görmek iş; görünende gözler var;
Hüner mutlu yükseliş; yokluksa kutlu bulvar.
Düşünme; şüphe denizinde, düşünce gemisiyle “birlik” limanına sığınış. Gabihlikten/çirkinlikten hasene/güzelliğe kanatlanış. Düşünen beyin, namütenahi/sonsuz doğumların fani ebesi.
Düşünme ki; insanın damla damla eriyen beynini yudum yudum içmesi. Düşünme ki; maziyi hale, hali istikbale bağlayan fısıltılı ahenk. Tefekkürün önsözü. Tefekkür ki sonsuzluğun önsözü.
Gün geçmez bölmelerde yaşayarak düşünce ikliminin kış mevsimini payidar ederek, günü zehir etmek de denge değil.
Akıllı bir insan için her gün yeni bir gündür. Yepyeni ve taptaze. Ve “her gün dünya yeniden kurulur, her gün taze bir başlangıçtır.” Yapmamız gereken; uzaktaki belirsiz şeylere görmek değil, elimizdeki belli olanı yapmaktır. Yarının yükü dünkülere ilave edilerek, bugünde taşımaya çalışılırsa en kuvvetli insan bile sendeleyecektir. Kum saatindeki taneler birer birer; yapılacaklar da birer birer…
Yarını elbette düşünmeli, plan yapmalı, hazırlanmalı. Yalınız merak etmemeli. Merak beyne, şüphe ise kalbe har zaman zararlıdır. Merak ve endişe burgusunun derinleştirdiği şüphe hendeğine hiç sapmamalı.
S. Edip Yörükoğlu
GÜNGÖRMEZ BÖLMELERDE YAŞAMAK Yazısına Yorum Yap
"GÜNGÖRMEZ BÖLMELERDE YAŞAMAK" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Eksi olmamak adina gülebilmek, gülebilmek adina yanibasindakilerin ve Sahsi alemindekilerin, dahi evrendekilerin farkina varabilmek...
$ahsi vasiflarin farkinda olabilmek, vs vs vs vs, bilmek iste..
Sanirim konu beni cezbetti, lakin dur diyor bir yerlerden birileri.
Yazi bu tadinda kalmali!
Feyz alarak, ders alarak okunasi bir eser gelmis meydane.
Tebrikelrimle Elifleyin..