- 821 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ZEKA VE AKIL
Yaşadığımız hayat içinde bazı anlar da kendimizi kaybolmuş, hangi yöne gideceğimizi bilemediğimiz olmuştur. İşte bu anlarda beynimizde bir bölünme yaşanmaktadır, zeka ve akıl bölünmesi. ZEKA bilinmeyeni ve özgürlüğü isterken, AKIL bildiği yerde kalmayı ve elde ettiği deneyim ve tecrübeleri kullanmak ister.
Bu bölünme yaşandığında zeka farklı yöne gidecek, akıl farklı yöne gidecek ve arada oluşan boşluk ise insanın iç dünyasını dağıtacak parçalayacaktır. İnsan hayatı boyunca psikolojik olarak sağlıklı bir yaşam sürmek için zeka ile aklın birlikte hareket etmesi en doğru olanıdır. Zeka ile bilinmeyen alanlarda ki, bilinmeyeni çözmek, ulaşmak (kaşiflik ruhu) için önde giderken, akıl da hemen arkasında zekanın elde ettiği bilinmeyeni bilinenlerle deeğerlendirip idrak etme anlamı taşımaktadır. Bu şekilde zekanın verileri akıl tarafından değerlendirilip, ortaya çıkabilecek riskler, tehlikeler, süzülecek idrak aşamasından sonra insan doğru kararı verebilecek duruma gelecektir.
Zeka ile aklın bölündüğü anlar da zeka ile akıl arasında açılan boşlukta, zekanın elde ettiği verileri değerlendirmek için farklı bir alan açılacak ve bu alanda akıl olmadığı için elde edilen bilgiler boşlukta kalacak ve bilgiler yok olurken insanın içinde, ruhsal dünyasın da anlaşılması mümkün olmayan paradokslar yaşanacaktır.
Doğru olan ise zekalı akıl, akıllı zekadır. Bu dengeyi tutturabilmek için aklın her zaman zekanın arkasında olması bölünmelere ve parçalanmalara izin vermeden sistematik bir şekilde hareket etmelidir.
Evrende bilinmeyene duyulan merak arttıkça zekaya çok ihtiyacımız olacaktır. Fakat zekanın bilinmeyenden elde ettiği bilgilerin de kaybolmaması ve idrak edilebilmesi için de akla ihtiyacı vardır. Zekalı akıl artı, akıllı zeka eşittir idrak.
İDRAK ise yaşadığımız sürece yaşadığımız evrende varoluş öykümüzün, sırların, açığa çıkmasında ki en büyük etken, insan olmanın ve evrende ki varoluş bilincine ulaşmamızı sağlayan, gücünü sevgiden alan ’FARKINDALIK’ demektir...
Hülya Akyıldız
YORUMLAR
Evrende bilinmeyene duyulan merak arttıkça zekaya çok ihtiyacımız olacaktır. Fakat zekanın bilinmeyenden elde ettiği bilgilerin de kaybolmaması ve idrak edilebilmesi için de akla ihtiyacı vardır. Zekalı akıl artı, akıllı zeka eşittir idrak.
İDRAK ise yaşadığımız sürece yaşadığımız evrende varoluş öykümüzün, sırların, açığa çıkmasında ki en büyük etken, insan olmanın ve evrende ki varoluş bilincine ulaşmamızı sağlayan, gücünü sevgiden alan ’FARKINDALIK’ demektir...
ne kadar güzeldi..doğru teşhis..sevgiler..