- 835 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ADI GİBİ GÜZEL BİR ŞAİRİN ŞİİR KİTABI… (Tahlil, Değerlendirme) Denemelerim
( ÇIĞLIĞIN ADIMLARI )
Sevgili Gülay hanım; “ÇIĞLIĞIN ADIMLARI” şiir kitabını okuyorum kaç gündür. Okuyup geçtiğim şiirlerinde seninle birlikte, seni ve senin hayatını, mısra mısra bende aynen yaşıyorum. Ve seni her okuduğum şiirinde daha iyi tanıyorum. Sanki tüm yaşamını o mısralara, o mısra aralarına bir bir yerleştirmiş, nakşetmiş gibisin…
Sende özel, sende gizli olan yaşamının gizlerini artık bir bir çözüyorum. Ne güzel de anlatmışsın her olayı tek tek… Şimdi sana daha da hayranım. Yalın bir dille, çocukça bir saflıkla, şiir diliyle yaptığın anlatım, beni çok etkiledi. Şunu yürekten söy-lüyorum. Birçok edebiyatçı senin kadar saf bir dille, bu kadar yalın bir anlatımla Türk-çe’mizi kullanamaz. Mısralarında hiç de yalancı ve yabancı kökenli söz ve dil kullan-madan, öylesine öz Türkçe kelimeleri seçip kullanmışsın ki, her okuduğum mısradan sonra sana olan hayranlığım bir kat daha arttı.
Kutlarım seni sevgili dostum… Gerçekten özelliğini, özel kişiye yakışır bir şekil-de ortaya koymuşsun. Çok çok özel olduğunu, özel bir insan olduğunu tekrar tekrar göstermişsin… Seninle gurur duydum. Türkü türkü coşmuşsun şiirlerinde. Biliyor musun? İnsanın sana âşık olası geliyor. Çok özelsin… Söyler misin, niye bu kadar güzelliklere sahipsin? Hayat dolusun. Neşelisin. Huzur ve mutluluk saçıyorsun… Çi-çeği gören arılar gibi, pekmezin kokusunu alan sinekler gibi insanlar da, senden ayrıl-mak istemiyorlar. Bu kadar tatlı, bu kadar sevecen, bu kadar cana yakın olman mı gerekliydi? Sana bakan insan bazen şaşırıyor. Kıskansın mı, hayran mı olsun? Karar veremiyor… Niye b öylesin sen? Daha doğrusu, nasıl başarabiliyorsun tüm bunları? Ondan da doğrusu, böyle nasıl olabildin? Hangi çabayla, hangi bilgi sermayesiyle böyle olabiliyorsun? Çok insan için imkânsızı, zoru nasıl da başarmışsın… Gel de hayran olma. Gel de, seni sevme… Dizlerinin dibine diz çöküp gel de, sana köleliği kabul etme… Sen böyle olunca, seni tanıyan insanlar, senden nasıl kopsun, ayrılsın? Ayrılabilsin… Bu mümkün mü? Hayatta değil… Benim için hiç değil. Ne yapacağım ben, seninle…!? Senin bu cana yakınlığınla… Bu şartlarda, sen bir kişiye ait olamaz-sın artık. Topluma mal olmuşsun. İnsanlar seni alıp bağrına basmışlar. Hepsinin sevgilisi olmuşsun… İDOLÜ olmuşsun. (Olmak istenen örnek kişi) Bu saatten sonra seni kim elinden bırakır, gönlünden çıkarır, kalbinden silebilir? Bu, hiç olmayacak şey. İmkânsız.
Gözüm korktu senden. Sen kimseye ait olamazsın… Kimseye bağlanamazsın… Tek kişiyle yaşayamazsın artık. Eski çağlardaki gibi SEVGİNİN TANRIÇASI olmuşsun güzel dostum. Sana sahip olmak zor… Çünkü tüm insanlar senin sevgilin olmuş, hayatın olmuş.
Gördüm ki, herkes gözünün içine bakıyor… Senden başkasını görmüyor.
Kıskanmadım desem yalan olur… Hem sevdim, hem kıskandım, hem de daha çok hayran oldum. Değerini daha çok öğrendim. Döndüm sonra, kendimle de gurur duydum. Senin gibi ender bulunacak bir insanı, kendime gönül dostu seçtim diye. Evet sen, müstesna bir insansın. Sıra dışı bir özelliğin var. Allah’ın sanki özenerek, özel yarattığı insanlardan birisin…
İyi ki seni tanıdım. İyi ki, senin arkadaşın oldum. Dostun oldum… Özelinin özeli oldum. Bu bana büyük gurur verdi. Mutluluk verdi… Amma; şimdi korkuyorum. Özellerin özeli olan bir insanı, arkadaşımı, yani seni, diğer insanlarla nasıl paylaşı-rım? Şimdilerde bu sorunun cevabını aramaya başladım. Bana yardımcı olur musun? Biliyorsun önceleri zaten “SENSİZ” olamazdım. Şimdi sana daha çok ihtiyacım var. Ne olur yardım et. Şimdi ben ne yapacağım? Elini uzat bir daha ne olur. Ver avuçla-rıma… Ve, kilitlensin parmaklarımız. Bir daha ayrılmasın. Olur mu? Özel sevgilerin özeli kal. Ne olur bu iyiliği yap bana… Sevgiyle kal olur mu?
02. 11. 2008
Suat Tutak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.