Sakin Bir Gün
Bugün de sakin ve sessiz devam ediyor hayat, son zamanlarda hep olduğu gibi. Emeklilik günleri böyle olsa gerek, durağan ve sessizce, her ne kadar konuşmak istenilse de. Böyle giderse o da kaybolabilir, konuşmak da uzaklaşabilir. Öyle bir gün geldiğinde neler olur, hayata nasıl bakılır, bunu da kendi zamanında anlatmak lazım, öncesi ve sonrası meşgul olabilir hayatımızın.
Televizyonda güzel şarkılar söyleniyor. Yan taraftaki sehpada güzel menekşeler gülümsüyor, eşyalar da öyle, onlarda da sessiz bir iletişim hissediliyor. Hepsi bu kadar cana yakınken olumsuz bakmak neden bu hayat armağanına? Bunun da cevabı objelerin arasında saklı olmalı, biraz daha dikkatli bakıldığında bulunacak gibi, henüz soran da arayan da yoksa beklemek lazım. Değişim deniyor, onun ne olduğu üzerinde düşünmek gerekir. Tam düşünmek isterken ekrandaki görüntü değişiyor. Bunun da bir cevap olduğunu kabul etmek lazım. Aksi taktirde içinden çıkılamaz bir karmaşada kaybolmak işten bile değildir.
Bu kadar olumsuzluklar içinde gün geçirmek zordur aslında. DIşarı çıkıp biraz dolaşmak lazım ama bunun için de hazırlanmak gerekiyor. O da çok uzak bir ihtimal olarak bulunduğu yerden el sallıyor olmalı. Gözler ona çevrilmişken biraz daha sağa kayıyor ve dışarıda devam eden hayatın detaylarında kayboluyor. Orada bir siyah tavuk koşuyor, arkadaşlarını kaybetmiş olmalı. Sonunda bulabilecek mi acaba diye düşünürken başka bir şarkı başlıyor. Galiba dinlemek gerekiyor onu, eskilerden gelen bir iz taşıyor ezgisinde. Dinleyip sonra neler yapılacağını düşünmeye devam etmek de mümkün. Az sabır...