sodom ve gomorrah
-Özgürlük, utanman gereken bir husustur Simin.
Klostrofobim yoktu, sadece beni öldürmek için koydukları bu hücrenin otomatik gri kapılarına alerjim vardı o kadar. Baygındım, beni buraya koymasınlar diye o kadar kılıç çektim ki, baygınım yıllardır. Kendi sidiğime basıyorum işte. Ellerim artık bileklerimle bütünleşmiş kelepçelerde çürüyor yavaş yavaş. İnsanlığın insanlıkla olan savaşını başlattığımı söylüyorlar. Oysa tek yaptığım kendi kurduklarıma inanmaktı. Erik Satie çalardı hep, beyaz duvarlı tavanı işlemeli odada. Hep gnossienne derdi kuşlar. Küçük ve kesik ıslıklarım polyuska söylerdi havaya.
Sonra hastane çıktı, deborah çıktı, tanrı istemleri, insanlık, adem, Havva hepsi bir anda oldu. Yıkması çok zordu hepsini. Ben yıktım yine de tanrımı, ademi ve havvayı. İnanması güçtü çünkü onlara, daha kolay şeyler kurdum. Yeni bir form. Şimdi kilit altındayım. Zihnin gestapoları tarafından, yıllardır kilit altındayım.
Bu hale nasıl geldim, bilmiyorum. Herkes kadar açtım özgürlüğe, faşizme değil. Güneş, ay, YR. Her biri bir heceydi hepsi, öz-gür-lük. Cılız bir ağaç gibi hissediyorum, toprağım siyah alabildiğine. Kapı açıldı yine.
-Nasıl ölmek istiyorsun?
Nasıl bilmiyorum, ama ölmeyi istiyorum. Tüm gördüğüm iğrençliklerin şerefine bu ölüm Sayın Başkan ! 18 kölene içiyorum bu ölümü.
-Kırmızı elbisene sıçarken ölmek istiyorum !
Kara mizah, silahın kabzasını midemde hissettim. Ardından black bombay enjekte ettiler bedenime, neden bilmiyorum. Müthiş hissediyordum. Dünyada tapabileceğim tek şeydi bedenimde gezinen şu sıvı. Güldüm, gülmemem için hiç sebep yoktu. Onun da kellemi boynumdan ayırmaması için hiç sebep yoktu. Güzel anlaşma !
Dizlerimin üzerinden ayağa dikildim, nefret ederdi beni dik görmekten. Ne kadar iğrençti bedenim oysa şu an. Ona bakıyorum da, siyah elbisesinin ardından, dizinin biraz altına kadar bağlanmış güzel ayakkabılarına.. Zerafeti ölmeyi, yok olmayı hak etmiyordu tabi ki.
Bu hikayede, tüm iğrençliğini ortaya koymuş, çirkin gri elbiseli ben, Simindi ölmesi gereken. Ölsün istemiştim çünkü tüm şehvet ve tutkular. Doğum günümde, Polonya’yı delik deşik etti Natziler. Yanıyordu maden zenginleri. Doğum günümde J.R.R Tolkien öldü. Pek çoğu silindi yeryüzünden 2 Eylül’de. Ben de affettirmek için kendimi yok olsun istedim, mide bulandıran tüm istemler, düşünceye tecavüzler.
Siyah elbiseli güzel kadın son verecekbunlara, inanıyorum ki, onun adı öfke. Aspasia ne kadar zekiyse o da o kadar zekidir işte.
Konuştu öfke, üfledi İsrafil, çaldı Burzum.
“Sağ elim Sodom, sol elim Gomorrah, ve pelin otu yağıyor gökten.”
YORUMLAR
İçimdeki iki güç var bir biriyle savaşan...
Biri var etmek üretmek istiyor...
Öbürü yakmak yıkmak yok etmek...
Ben hangisimiyi...
Bilmiyorum!!!
Belkide bu iki güç arasında çırpına çırpına tükenen bir aklım sadece...
pandora2000 tarafından 4/29/2009 10:27:28 PM zamanında düzenlenmiştir.