GÜL'e MEKTUPLAR-1/ Küçük bir genç kızdım.
İnternet mektupları-4. seri
Bu mektuplara güzel yazı kaygısı niyet olarak bile bulaşmamıştır.Karşılıklı samimi ifadelerden ibarettir.Sonradan imla düzeltme çabasından başka bir cümleye bile müdahale edilmedi.Kitap haline getirmek istersek,o vakit bir editörün yardımına ihtiyaç duyarız belki.
İşte bir nadide çiçek kızımızın daha kirletilme öyküsü ve çıkış için çırpınışlarımız.
Tarih:18 Aralık 2008 Perşembe 11:19:45
RE:RE:RE:RE:RE:
selam ve selam
********************* Tanışma ********************************
Yazılarınız iyi geliyor. En son yazımda anlattım hikayemizi. Yorumlarınızı bekliyorum. Ne düşünüyorsunuz merak ediyorum. İster yazının altına yazın, ister mesaj olarak gönderin. Bir büyüğüm olarak yol göstermenizi istiyorum.
Gül’ün sitede yayınladığı,değerlendirmemi istediği yazısı...Kendini anlatıyor.Gerçek yani.Malesef gerçek....
VE SON...
Küçük bir genç kızdım. Üniversitenin birinci sınıfında. Geleceğe dair umutları olan, saf, masum, tertemiz bir genç kız.
Sonraları masumiyetimin cezasını çektim. Bu saflığım yüzünden tenimde dolaşan hoyrat ellere dur diyemedim. Birincisinde yaptım, ikincisinde yaptım bu hatayı. Sonra vicdan azabım üstün geldi bıraktım hovardalığı.
Derken biri çıktı karşıma. gözleri cenneti vaat ediyordu. ben de yorulmuştum hayatın vefasızlığından. Dinlendirmek istiyordum kendimi, bir ömür onun kollarında. tertemiz mutlu bir yuvaydı benim özlemim. tabi onunki de. bu şekilde başlayan ilişkimiz Allahın huzurunda verilen sözlerle perçinlenmişti. artık helalimdi, helaliydim.
Ondan önceki erkeklerin hoyrat, kaba, sevgisiz yaklaşımları yoktu onda. her şey tam benim istediğim gibi, sırasına uygun olarak yaşandı. sevgi, aşk, tutku, cinsellik.. En huzurlu uykumu onun kollarında uyudum. Onun karısı, kızı, anası, sevgilisi oldum. o da yeri geldi baba şefkati gösterdi bana, yeri geldi sevgili tutkusu, yeri geldi koca kıskançlığı.
Hayallerimiz de vardı tabi. okul bitince resmen evlenecek, tatillerde onun memleketine gidecektik. Erkek ismi düşünmedik ama kızarımızın ismi hazırdı. Elif, Sude ve Medinesu. yani umudumuz vardı geleceğe dair.
Gitgide yıprandık sonra. İkimizin de zaafları vardı, birbirimize layık olamadık. Bu yüzden sürekli ayrıldık barıştık. hastalıklı bir sevgiydi bizimki, kangren olmuş bir ilişkiydi. Her şeye rağmen kopmayı başaramadık.
En sonunda pes eden ben oldum. Bıkmıştım her şeyden, sanki nefes alamıyordum. Bilmiyordum onun bu tavırlarının beni çılgınlar gibi sevmesinden kaynaklığını. Gerçi bilsem de uzun süre yine devam edemezdim. Bir süre sonra yeniden tökezlerdim.
Bir gün dayanamadım. Baktım olmuyor, kirli mazimi döktüm, ona. Benden nefret etsin de gitsin, dedim. Evet kaldıramadı. O anda beni boşadı, ama nefret de etmedi, benden. O kadar büyüktü sevgisi. Alnımdan öperek uğurladı, beni. O an, kendimi gerdek gecesinde, teni ilk defa bir erkeğin tenine değen, taze bir gelin gibi hissettim, öyle ürperdim. Ama artık her şey için çok geçti..
ben aşkı yalnız sana
yakıştığı için sevdim
bana da yaşattığın için sevgilim
çok teşekkür ederim..
Tarih:18 Aralık 2008 Perşembe 15:44:53
selam en selame
Yazınızı okudum.Altına yazdığım yorumu gönderiyorum.Seninle karşılıklı yazışmak,nasıl kendini huzura kavuşturacağını anlatmak ,sana mahsus dualar vermek isterim.Zararın neresinden dönülürse kardır.Kurtuluş mutlaka vardır.
Bana kendini tanıtırsan,yaşın,tahsil durumun,kişiliğin hakkında biraz bilgi verirsen memnun olurum.Tabii istersen,yardım etmeye çalışırım.
sevgilerimi gönderiyorum.Esra mektuplarından dolayı hakkımda biraz bilgi sahibi olduğunu zannediyorum.
yorum;
Bu kaçıncı hikaye benzer,dinlediğim.Acılarını ,yaşayanlarla birlikte yaşadığım.Üniversitenin ilk yılıydı diye başlıyor,hemen hepsi.Sevilmek istiyordum.Saftım,tertemizdim,diye devam ediyor.Kimi ilişkiler bir kişiyle hüsranla sonuçlanıyor,kiminde belki ilkinin kırgınlığı,belki yeni bir liman arayışı,belki de cinselliğe alışmanın sonucu ihtiyaç gidermeye yönelik ama çoklaşıyor,çetrefilleşiyor;kadın ruhunu yaralayacak pespayeliğe dönüşüyor.
Sonuç hüsran.Vicdan azabı,yıpranma,ruhsal kirlilikten kaynaklanan hastalanmalara,kendinden iğrenmelere varıyor.Üniversitede okuyor olmanın verdiği bilgi,korunma ve aileden geçinmenin desteğiyle ayakta kalınıyor görünse de artık sınırları yıkmanın,bireysel hürriyet arayışının kızlarımız için ruhsal çöküntülere uğramış kişiliklere dönüştüğünü,bir daha asla yerine gelmeyecek kayıpların,insanı insan gibi hissedeceği namus,dürüstlük,samimiyet,ar duygusu ,rabbiyle barışıklık ve gönül huzuru yok oluyor.
Bu hikayede olduğu gibi dini nikah kıyarak helal ilişkiye girişilse bile,hukuk önünde,cemiyetin şahitliğinden uzak nikahlar bile huzur getirmiyor.Sonunda, geçmişi kişileri bir türlü rahat bırakmıyor.
Bu ilişkide iki yıl ,bir başkasında birkaç yıl daha fazla sürse de sonuç ayrılık ...Kadın için kullanılıp atılma duygusunu beraber taşıdığı,sahipsizlik,başarısızlık duygusu,ne olacağım kaygısıyla yıkım,enkaz halinde ortada bırakıyor.Kesinlikle tedaviye muhtaç hasta bir birey olarak savrulmaya başlıyor.
Birçoğu ailesini de yıprattığından geri dönememe,yeniden aynı sıcaklığı,anne rahmeti baba şefkatini bulamama riskiyle,umutsuz,mutsuz,bilinmez yolların garip yolcuları durumuna düşüyorlar.
Bu durumlarda kesinlikle Allah inancına,tövbe etmeye,bilinçli dualarla geçmişlerindeki günahlarının cezasını affettirmeye ihtiyaçları vardır.Ama,kime nasıl,ulaşacaklarını bilmediklerinden, psikolojik destek,psikiyatrik tedavilere yönlendirilmekte olsalar da asla normale dönemiyor,hastalıklı ruh hallerinden kurtulamıyorlar.
Şu üniversitenin ilk yılından nefret ediyorum.Kızlarımızın çürütüldüğü,pisliğe bulaştırıldığı yıl olduğundan.Anneler babalar,devletin sorumlu kişi ve kuruluşları imdat desem duyulmaz,duyulsa algılanmaz,algılansa harekete geçilmez,harekete geçilse zaman alır...
Her yıl binlerce kurban vermemize kim,nasıl engel olacak bilmiyorum.Canım yanıyor.Ulusumun geleceğini var edecek anneler hasta ruhlu ....müstakbel babalar zani ve biraz cani...
Sevgili kızım,lütfen Esra’ya mektupları ve Safiye yazı dizisini takip et.Ettir.Aramıza katıl,küçük bir savaş açalım,belki büyür tüm ülkeyi sarar,birilerinin geleceğini etkileriz.Milletimize ve Rabbin rızasına hizmet etmiş oluruz.
selam ve saygılarımı kabul et.Sağ ve sağlıklı kal
Not: Devam edecek...keşke etmese dedirten bir gelişme temposuyla devam edecek..
YORUMLAR
Yorumunuza katılıyorum...katkılarınız için teşekkür ediyorum.
Namus yalnız kadınlara has değildir.Zina her iki cins için birdir.Ama sonunda en çok kadınlar ceremesini çekiyor...Yalnız bizde değil.En gelişmiş ülkelerde de kadınlar daha çok bedel ödüyor.
Ve kadın,annemiz,eşimiz ,bacımız ,kızımız demektir.bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek olamaz.
Ruhsal dengesi bozulmuş,kendine güveni sarsılmış,yıpranmış kadınlardan oluşan toplumların geleceği olamaz.yetiştirdiği çocuklarla ideal toplum oluşamaz.
mektuplarımızı takip etmenizi öneririrm.
selam ve saygılar.
evt ibretlik bir hikaye.de anlamıyorum bu konuda neden ünv.ilk yılı suçlanıyor.acaba normalde kızlarımızı gereğinden çok sıkıyoruz da birden nasıl davranacaklarını mı bilmiyorlar.aldıkları terbiye yada verdiğimiz ahlak bilinci ne.biz ebeveynler nerede yalnış yapıyoruz.bence önce biz kendimizi sorgulamalıyız öncelikle.
tabiki anlıyorum .seviyor seviliyor.kız yada erkek farketmez.ama bir yerde dur demesini bilmeli.bakın tekrar ediyorum sadece kızlarımıza yüklemek bunu doğru deil.erkek de eğer doğru ahlak bilgisi aldıysa karşısındaki sevdiği kıza nasıl bir yalnış yaptığını bilir ve dur der kendi duygularına.cinsel ihtiyaçlarını karşılayacağı pek çok ortam bulabilir.
lütfen doğru ahlak bilinci,doğru eğitim verelim kız ve erkeklerimize.sonrada ayırd ediyorlar bunlar gezip tozulacak bunlar evlenilecek kız diye.peki ya o kendilerince gezip eylenilecek diye düşündükleri kızlardan biride kız kardeşleri oalabilirmi bir düşünmeleri gerek.
tamam diyelim ki böyle bir olay yaşandı.duygularına kapılıp birlikte oldular.bunu bir yaşam şekli olarak devam ettirmek
evliymiş gibi sadece imam nikahı ile resmi nikah yapmadan
birlikte yaşamak ne kadar doğru.yalnışın neresinden dönerseniz kardır diye düşünürüm.yalnış üstüne yalnış yapmamak gerek diye düşünürüm.
herşeye rağmen hayat devam eder edecektir de
yoluna devam edip bu andan sonra doğru ne ise öyle davranmalı.
özür dilerim esefle okudum yazıyı.belki akıl verir gibi oldu ama yine çok özür dilerim bu sadece benim naçizane düşüncem
sevgi ve saygılarımla