- 467 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
PAZARDAN PORTRELER !..(2)
Bugün hava biraz daha soğuk.Güneş, yüzünü gösterse de gerçek niyetini hala saklıyor.
Bulutların aralarından üzerlerimize gelen ışınlar,yüzlerimize sıcaklık yansıttığı gibi ha-
vayı da "kızdırıyordu."Pazarcılar,sabah mahmurluğu içerisinde birbirlerine sorup duru-
yorlar. "-Acaba bugün yağmur yağar mı ?" Bu soruyu yanıtlamak çok önemliydi.Herkesde
bir tedirginlik olduğu aşikar."Acaba yağmur yağacak mı?"
Kimisi:"-Yağmur,gece sabaha kadar yağsın.Gündüz yağmasın.Bizler de ekmek parasını
kazanalım."
Kimisi: "-Bizler hep kendimizi düşünmekteyiz.Barajlar su ile dolsun ki,insanlarımız susuz-
luktan kırılmasın..."
"-Haklısın"
Bu konuşmalar sürüp giderken,herkes yorgun gözlerle birbirlerini süzüyorlardı.İçlerinden
biri,naylonunu çadırının üzerine germiş olsa hemen diğerleri de aynısını yapacaktı.De-
mekki ortada bir "lider" aranıyordu.Aklıma işgüzarlık yapmak geldi. Kesin bir ses tonuyla:
"-Bugün yağmur yağmayacak " diye bağırdım.Şöyle bir süzdüler.Yüz mimiklerimin ifadesi-
ni ölçmeye çalıştılar.Bozuntuya vermedim.Vücut dilim(yüz mimiklerim) ,söylediklerimi o-
naylıyordu.Doğrusu,ben de çadır ya da naylon germek taraftarında değildim.Bir gün ön-
cesi yorgunluğu henüz üzerimden atamamıştım.
Benim bu sözlerim üzerine pazarcı arkadaşlarda bir gevşeme olduğunu sezdim."-lider" bu-
lunmuştu çünkü.İçimden inşallah yağmur yağmaz da arkadaşlara mahçup olmam diye
Allahıma yalvardım...
Karımla birlikte arabadan malı indirip tezgaha dizmeye çalışırken yandaki pazarcı bayan
arkadaşın tezgahından yüksek sesle konuşmalar gelmeye başladı.Sesler,daha da yükseldi.
Gayri ihtiyari o tarafa yöneldim.Komşum Kamile ablanın tezgahına yanaştım.Müşteri ,bir hafta önce aldığı kadın bluzunu geri iade etmek istiyordu.
"-Bacim, bu bluzun bana olmadı.Bunu geri al.Paramı da geri ver."
"-Malı satarken iade yok,değiştirme var demedik mi ?"
"-Ben anlamam.Paramı isterim."
"-Sabah sabah daha ilk satışımızı bile yapmadık.Öğleden sonra gel,paranı al."
"-Yok,şimdi verecen paramı.Ben iki saat sonra yolculuğa çıkacam"
Konuşmalar sürüp gitti.Kamile abla,beni yanında görünce:
"-Ayhan bey,sen de 10 tl.varsa verir misin*"
Parayı uzattım.Kadın,parayı aldı ve homurdanarak uzaklaştı..Bu ve buna benzer olaylar-
la sık sık karşılaşıyorduk.Bizim sermayemiz sadece "sabır" dı.Öfkelenmiyeceksin.Her za-
man müşteriyi haklı kabul edeceksin.
Her gün olduğu gibi saat onbir sularında kızımı evden okula götürmek için tezgahı yardım-
cıma(karıma) bıraktım.
Kızım,beni neşeyle karşıladı.23 Nisan için verilen şiiri ezberlemeye çalışıyordu.Şiir üzerin
de birlikte çalıştık.Son kıtasında biraz tutukluk yapıyordu.Gerisi tamamdı.
Birlikte okula gittik.Eve döndükten sonra "Edebiyat Defterine " göz gezdirdim.Bir arkada
şın "Pazarcının Çişi" başlığındaki yazısı dikkatimi çekti.Okudum.Notlar aldım.Arkadaşıma
yorumumu gönderdim.İçeriği anlamlıydı.Pazarcıların sağa sola hoyratça işemelerini işle-
mişti...
Dışarıya çıktığımda,yağmur çiseliyordu.Yağmur,daha da hızlandı. "Eyvah,pazarcı arka-
daşlara yalancı olduk" diye içimden kendimi suçladım.
Biraz sonra tezgahın yanına geldiğimde bütün gözlerin benim üzerimde olduğunu hissettim. "Seni gidi yalancı,seni " der gibiydiler..Demekki peşin hüküm vermemek gerek-
liymiş.Şaka da olsa liderliğe soyunmak pek hoş bir şey değilmiş.Liderin sözü ve özü doğru
olmalıymış diye kendi içsel dünyamda debelenip dururken ;pazarın "akıllısı" yanımda pey-
dahlanıverdi. "-Bir sigara versene,bir sigara versene.bir sigara versene." papağan gibi
sıralıyordu kelimeleri.Pazarın "akıllısı".Çoğu pazarcıların gözünde pazarın "delisiydi"
İki-üç sene öncesi iflas etmiş zengin bir ticaret adamıymış.Sonra çeşitli nedenlerle işini
sonra da sağlığını kaybediyor.Nihayetinde de aklından oluyor.Öyle pazarın içerisinde dola-
şıp duruyor.Zaman zaman da bizlere öğütler vermekten de geri kalmıyor.
"-Ticarette kimseye güvenmeyeceksin ve de kimseye acımayacaksın.Yoksa benim gibi
acınacak duruma düşersiniz...""Akıllının " sözleri gerçekten düşündürücüydü.
Bu alemde güvenmeyecek ve acımayacaksın.Ezeceksin.Düşene de bir tekme de sen atacaksın
Yoksa " akıllının" durumuna düşmek an meselesi...
Ayhan SARIKAYA
YORUMLAR
"-Bir sigara versene,bir sigara versene.bir sigara versene." papağan gibi
sıralıyordu kelimeleri.Pazarın "akıllısı".Çoğu pazarcıların gözünde pazarın "delisiydi"
İki-üç sene öncesi iflas etmiş zengin bir ticaret adamıymış.Sonra çeşitli nedenlerle işini
sonra da sağlığını kaybediyor.Nihayetinde de aklından oluyor.Öyle pazarın içerisinde dola-
şıp duruyor.Zaman zaman da bizlere öğütler vermekten de geri kalmıyor.
"-Ticarette kimseye güvenmeyeceksin ve de kimseye acımayacaksın.Yoksa benim gibi
acınacak duruma düşersiniz...""Akıllının " sözleri gerçekten düşündürücüydü.
Bu alemde güvenmeyecek ve acımayacaksın.Ezeceksin.Düşene de bir tekme de sen atacaksın
Yoksa " akıllının" durumuna düşmek an meselesi...
ANLAMLIYDI ASLINDA AYHAN BEY...NE OLDUM DEMEYECEKSİN NE OLACAĞIM DİYECEKSİN...KİMBİLİR...
GÜZEL PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER.....SEVGİLERİMLE...
gerçekten güzel bir portre.
pazarla işim sadece alışveriş,yani hep haklı sayılan olması gereken müşteri:)).amma bende bir satıcıyım ve benim felsefemde de müşterim hep haklıdır.içimden bile kızmam kızamam yüzüme yansır hisseder müşterim.
bir kadın giyim mağazasında satış müdürüyüm ve zor günler geçiriyoruz hepimiz,müşterimizde aynı durumda.
allah hepimizin yolunu açık etsin.dayanma gücü versin
güzel paylaşımınız için teşekkürler
Sevgili ayhan bey kardeşim ; ben de galiba sizin ''akıllı '' arkadaşın durumuna düşmeyi hak edenlerden biriyim !
Kaderde varsa itirazım da olmaz zaten..
Kimbilir belki bir pazarda karşılaşırız ; ''Bir sigara versene '' derim diyemiyorum çünkü sigara içmiyorum..Ne dersiniz bu gidişle başlar mıyım yoksa.....
Fikret TEZAL tarafından 4/18/2009 10:44:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
güzel bir manzara resmi..hepsi gözümde canlandı.pazarları çok iyi bilirim.benim annem de köyde yetiştirdiği sebzeleri pazarda satardı.ben yanında durmaya bayılırdm.o ise kendinden utanacağımı düşünüp beni eve yollardı.ah zavallı annem...senin neyinden utanacaktım.alınterinden mi..dik duruşundan mı..analığından mı..sen pazarlarda yanmasaydın donmasaydın ben okuyabilir bir meslek sahibi olabilir miydim.şahsınızda anneme ve tüm diğer görünmez emek kahramanlarına teşekkür ediyorum...saygı değersiniz hepiniz...
edebiyatın kaynağı pazarlar,inşaatlar,maden ocakları,buğday tarlaları,kenar mahalleler; edebiyatın kahramanları pazarcılar,inşaat işçileri,maden işçileri,simitçiler,çiftçiler,evsizler vs olmalı bence.
bulunduğun koşullarda yazmak...
nasırlı avuçlarından öperim.
sevgilerimle...