- 1125 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Yoksa Devlet Özür Mü Diliyor…
Yoksa Devlet Özür Mü Diliyor…
... Birlikte yaşamayı başaran ve/veya başaramayan ender toplumlardanız. Klasik söylemde vardır ya ‘biz bu cumhuriyeti beraber kurduk’ evet biz bu cumhuriyeti beraber mücadele ederek hem de bir ölüm kalım savaşından sonra bin bir zorlukla savaşarak kurduk. Ve bin yıl beraber yaşayan gerekirse bir bin yıl daha beraber yaşamak için sözleşen iki toplum ortak akıl ve ortak değerler etrafında ortak yarınlar için söz birliği yaptılar. Genç Cumhuriyet’i kurarken aynı fedakârlığı gösterdik, aynı heyecanı yaşadık. Kürtler ve Türkler olarak(ve tabii ki diğer topluluklar) biz bu devletin eşit ve öz çocukları olarak yaşayacak ve birlikte geleceğimizi inşa edecektik. Ahdimiz bu şekildeydi.
... 1789 yılında ilan edilen Fransız Devrimi’yle beraber gelişen ve zamanla /Evrensel Normlar/ haline gelen eşitlik, özgürlük ve tabi ki milliyetçilik gibi düşünce ve akımlar en fazla çok uluslu imparatorlukları etkileyecekti. Önce Avusturya-Macaristan İmparatorluğu daha sonra da diğer devletlerin(düvel-i muazzama) eskiden beri topraklarına göz diktiği Osmanlı İmparatorluğu bu akımlardan en çok etkilenen devletlerin başında gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin bünyesinde yaşayan milletlerin aydınları bu fikirler çerçevesinde milliyetçiliklerini geliştirecek ve zamanla millet haline gelmeyi başaracaklardı. Yunanlılar, Bulgarlar, Romanyalılar, Ermeniler, Araplar ve diğer milletler milliyetçiliklerini tamamlayıp birer birer Osmanlı Devleti’nden ayrılarak devletlerini kurdular.
... Bu arada Türk ve Kürt aydınlar da millet kavramı üzerine kafa yormuş ve bu milletler de kendi milliyetçiliklerini geliştirmeye başlamışlardı. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bu iki millet Osmanlı toplumları arasında en geç milliyetçiliklerini geliştiren ve/veya tamamlayan unsurlar olmuşlardır. Geç gelişen milliyetçiliğin etkisiyle bu iki toplum Kurtuluş Savaşı’nda birlikte hareket etmiş omuz omuza savaşmış ve olağanüstü bir başarı sağlayarak yine ve yeniden yıkılan imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilmişlerdi. Mustafa Kemal Atatürk yazışmalarında ve o dönemde Kürt beyleri ve ileri gelenleri ile yapılan anlaşmalar ile yeni kurulan devletin asıl unsurlarının Türkler ve Kürtler olacağı kabul edilmiştir. Hatta bu 1921 Anayasası’nda bile kısmen görülebilmektedir.
... Fakat Genç Cumhuriyet kurulduktan bir süre sonra çeşitli fikir akımlarının etkisi ile Kürtlerin varlığı inkâr edilmiş ve en katı asimilasyon kuralları işlemeye başlamıştır. Bu tez zamanla Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi ve/veya gayri resmi politikası olacaktı.
... Genç Cumhuriyet kurulur kurulmaz aslolan iki çocuktan biri öz, diğeri ise üvey evlat muamelesi görünce ilk sıkıntılar da baş göstermeye başladı. Birinin dili devlettin resmi dili olacak, öbür kardeşin dili yasaklanacaktı. Birinim kültürü en olmadık şekillerde yüceltilecek (güneş dil teorisi vb.) diğerinin dili yasaklanacak, kültürü için dağlı (kart-kurt söylemi vb.) denilerek aşağılanacak ve böylelikle asimilasyon devletin resmi olmasa da gayrı resmi politikası haline gelecekti.
... Sonra onlarca başkaldırı, on binlerce ölü ve elimizden kayıp giden ve/veya gidecek olan ortak geleceğimiz. Yıllarca uygulanan yanlış politikalar ile süregelen devlet anlayışı bizi bugün için içinden çıkılması oldukça zor olan bu duruma getirdi. Her iki toplumun kanat önderleri Anadolu’daki tabir ile /şapkalarını önlerine alıp düşünmeye/ başladılar. Belki de ilk defa ortak aklın öncülüğünde çözüme bu kadar yaklaşmış bulunmaktayız. Bu hepimizin geleceği adına ümit verici bir durum tespiti olarak tarih sayfalarındaki yerini alacaktır. Son yılarda hükümetlerin geliştirdiği ve uyguladığı politikalar da bu anlamda Türkiye’nin geleceği adına oldukça ümit verici olarak karşımızda durmaktadır. Son günlerde Genelkurmay Başkanının, Mustafa Kemal Atatürk’ten esinlenerek söylediği, aslında çok daha önceden söylenmesi gereken ‘Türkiye Halkı’ kavramı ile bir adım daha atarak bu ülkedeki insanların ortak değerler etrafında birleşmesi gerekliliğini dile getirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk de birçok yerde Türk kelimesinin etnisiteye dayalı olmadığını söylemiştir. Fakat zamanla uygulanan yanlış politikalar ile bu kavram tamamen etnisiteye dayalı hale gelmiş ve Kürtlerin ortak payda olarak kabul etmeleri imkânsızlaştırılmıştır. Yine bu bağlamda görülen o ki devlet durumu görmekte ve buna yeni çözümler üretmektedir.
... İslam Dini’nde de menfi milliyetçilik(ırkçılık) kesin olarak men edilmiştir.Şu ayetlerde de görüleceği üzere ırkçılık, aynı zamanda toplumların felaketini de bereberinde getirmektedir.
... "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için uluslara, kabilelere ayırdık" (el-Hucurât, 49/13). Bütün bu uluslar, kabileler içinden Allah’ın öngördüğü inanç çevresinde toplananlar birbirlerinin kardeşidirler ve soyları, dilleri, renkleri ne olursa olsun, tek bir ümmet, tek bir millet oluştururlar: Muhakkak mü’minler kardeştirler" (el-Hucurât, 49/10). Allah yanında herhangi bir ulusun diğerinden, herhangi bir insanın diğer bir insandan doğal ve maddi nitelikleri nedeniyle bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük yalnızca bağlandığı inancın buyruklarını yerine getirme ve yasaklarından sakınma konusundaki titizlikten kaynaklanır: Allah yanında en üstün olanınız en muttaki olanınızdır" (el-Hucurât, 49/13). Mü’minler yalnız birbirlerini dost edinirler ve yalnız birbirlerinin velisidirler: "Onlar ki inandılar, hicret ettiler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaştılar ve onlar ki (yurtlarına göçenleri) barındırdılar ve yardım ettiler işte onlar birbirlerinin velisidirler" (el-Enfal, 8/72). İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin velisidirler" (et-Tevbe, 9/71). Buna karşılık bir mü’min, bir kâfirle velâyet ilişkisi kuramaz: "Ey inananlar! Kendinizden başkasını kendinize veli edinmeyin. Onlar sizi bozmaktan geri durmazlar" (Alu İmran, 3/118). "Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp kâfirleri veli edinmeyin. Allah’a aleyhinizde olacak açık bir delil vermek mi istiyorsunuz?" (en-Nisa, 4/144). (1)
... Resulûllah Efendimiz (a.s.m.), 23 senelik tebliğ ve irşat hayatını noktalamaya yakın olduğu günlerde son haccını, veda haccını yapar.Ve Veda Hutbesi ile Irkçılık âfetine dikkat çeker...
... Hutbenin bu bölümünde şöyle buyurulur: “Ey İnsanlar!.. Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır. (2)
... Birlikte yaşamanın gereği ve tartışmasız ön şartı birbirine saygı, aşağılamama, inkâr etmeme ve bütün ortak paydalarda birleşmeden geçiyor. Bunun için öncelikle atılan adımların devamının gelmesi ve devletin bu anlamda üzerine düşenleri yerine getirmesi gerekiyor. Türkler ve Kürtlerin onlarca ortak paydası bulunuyor. Bu değerler çerçevesinde birleşebilir ve ülkemizi hak ettiği muasır medeniyet ve /veya tekrar muvazene unsuru bir devlet haline getirebiliriz…
Yücel Demirtaş
17 Nis. 09
NOT:Alıntılar
1. Irkçılık- Prof. Dr. Alaaddin Başar
2. Irkçılık- Prof. Dr. Alaaddin Başar
YORUMLAR
... Birlikte yaşamanın gereği ve tartışmasız ön şartı birbirine saygı, aşağılamama, inkâr etmeme ve bütün ortak paydalarda birleşmeden geçiyor. Bunun için öncelikle atılan adımların devamının gelmesi ve devletin bu anlamda üzerine düşenleri yerine getirmesi gerekiyor. Türkler ve Kürtlerin onlarca ortak paydası bulunuyor. Bu değerler çerçevesinde birleşebilir ve ülkemizi hak ettiği muasır medeniyet ve /veya tekrar muvazene unsuru bir devlet haline getirebiliriz…
.............................................................
Yücel kardeşim ,evet makale alanında da anlatımının güzelliğine ve konuya hakimiyetine şahit olmak ziyadesiyle memnun etti beni..konu yarayan bir yara..maalesef bence bilinçli olarak bin yıldır beraber yaşayan bu kardeş millet birbirinden ayrışsın diye nice tefrikalar üretilmiş..Yazdıklarına ve çözüm önerilerine katılmamak mümkün değil..bunları devlet büyükleri de biliyor ancak,ne yazık ki uygulamaya gelince bazı zincirleri aşmak kolay değil kardeşim......
....Bir de makaleyi bu kardeşliği pekiştirme adına projeleri olan Rahmetli Özal'ın ölüm yıldönümünde yazman da tevafuk olmuş.......
Çıktığın bu yeni yolda başarılar kardeşim....kaleminin gücü her daim yanında olsun...
İnsan olmanın olmasa olmazı;Kendin için ne istiyorsan,herkes için istemelisin.Ailen için,mahallen için,ilin için,ülken için ve kavmin için ne istiyorsan başkası için de isteyeceksin.İnsanlık ailesinin onurlu bir üyesi olmak için bu şart.Barış ve kardeşlik için de bu gerekli.
Bu kadar ırkçılığın ancak eğitimle mümkün olacağını bilenler,çocukların körpe dimağlarını dubura uğratarak ilginç bir miliyetçilik geliştirdiler.Bu ırkçılığa varan miliyetçilik karşı tezini yarattı.Bedelini özellikle gençlerin ve kadınların ağır ödediği kirli bir savaş yaşandı.İnsanların yoksullaşmasına neden olan savaş ekonomileri uygulandı.Ülkemiz ağır borçlar ve emperyalistlere büyük tavizler vererek hepimize bedel ödettirildi.
İslamiyetin ;İran'da,Irak'ta,Suriye'de ve Türkiye'de neden ırkçılığı engelleyemediğini nasıl açıklayacağız.Hatta aşiretler arası savaşlardan dolayı katledilen müslümanlar neyin bedelini ödüyorlar.En yakınımızdaki Yunanistan Müslüman azınlığıyla sorununu çözdü.Avrupanın hiç bir ülkesinde ırkçılık,müslüman ülkelerdeki kadar güçlü değil.Veya ırk savaşları yaşanmıyor.
Aklı ve bilimi dışlayıp çözümü kutsallarda aramanın sonucunda;Kutsallarımızı suçlamak istiyorsak İnsan hakları temelinde çözümler aramalıyız.Üstelik dünyayı keşfetmeye de gerek yok.Her ülkenin bu konuyu nasıl çözümlediğini incelemek yererli olacaktır.Müslüman olmayan azınlıkların sorunlarını hangi ortak değerle çözmeye kalkacağız?Hepimizin ortak değeri insan hakları olmalı.Herkesin dini kendine.Benim durduğum yerden bakılarak başkasının hakları niçin çözülsün?Laiklık neden ortak payda olmasın?
Kürt sorununu ve diğer azınlıkların sorununu çözmüş bir Türkiye'nin bölgesinin en büyük çekim merkezi olacağına inanmamız lazım.İnsanların eşit,huzurlu,mutlu ve barış içinde yaşadığı bir Türkiye hepimizin özlemidir.
Yazınız tartışma ortamı yarattığı için önemli.Sizi kutluyorum.sevgiler...
halk körcahil..ne tarih biliniyor,ne politika,ne strateji...
maalesef zaman içinde o kadar boş şeylerle doldurulmuş ki kafaları,belki davalarında haklı olan taraflar vardıysada,artık amaçlar değişmiş,yönlendirenler değişmiş,yöntemler değişmiş.
insan nelere sahit oluyor bu topraklarda...
küçücük beyinler nelerle dolduruluyor...
hele birde eğitimci olunca ve de birçok yerde elin kolun bağlanınca çok daha fazla üzülüyorsun...
Rabbim ülkemin sonunu hayır etsin...
anlamlı paylaşımınız için teşekkürler...
saygı ve selamalr..
artık konuşmalı...
nasıl ki asimilasyon stratejileri ve edebiyatı dayatıldı;şimdi de kabul ve saygı temeline dayandırılmış yeni eğitim ve muassır programlar ve stratejiler geliştirilmelidir.
fıratdicle tarafından 4/18/2009 12:03:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
çok güncel ve yazılması gereken bir yazı.Cumhuriyetin kurulmasıyla süregelen inkar ve susturma yoketmekle tehtit artık bundan sonra bu işin böyle yürüyemeyeceği gerçeğini ortaya koymuştur.kaderi birleikte paylaşıyorsak iyi günleri de birlikte paylaşmalı diye düşünüyorum.ya benden ol benim dilimi konuş.sen düşünme ben senin yerine de düşünürüm konuşurum mantığı iflas etmiştir.birlikte daha iyi günler için mutlaka ortak bir yol bulunmalıdır.saygılar tebrikler paylaşım için.
bu sizin uzamanlık alanınıza giren bir konu...tarihi kökenini iyi bilirsiniz.ama dil dışında neleri eksik.kültürleri bize karışmış zaten.ayrı bir kültür değil.türk kürt ayrımı olmaksızın herkes cumhurbaşkanı bile olabiliyor.şu an benim çalıştığım kurumun yarıdan çoğu kürt.olsun tabi.sözümüz yok.çalışıp hak eden istediği yere geliyor.sormak istediğim neleri eksik.kürtler tarihin hangi devresinde devlet olabilmişler de şimdi bunun savaşını yapıyorlar.aynı bayrak altında kardeşçe yaşamak varken pkk nın paçavrasını bayrak diye açıyorlar.bu devlet en büyük yatırmları doğuya yaptı.hiç bir zaman dışlanmadılar devlet konusunda.yelşilkart alıp yardım alıp kömür gıda bilmem ne alıp pkk ya yardım ediyorlar.devlet fakirlere aylık bağladı.onlar insan gibi sıraya girip paralarını alıp gitmek yerine devletin dairesini yerle bir ettiler.camlarını kırdılar...onları ezen devlet değil ağalarıdır.başından beri bu isimsiz savaşı tetikleyen de ağalardır halkı sömüren de .ama ne hikmetse koskoca devlete meydan okuyanlar ağalara ses çıkartamıyorlar...kimse ayrım var diyemez.herkes eşit şartlarda eğitim görüyor,meslek sahibi oluyor.bu savaşın altında büyük rant var.kimse ekmeğinden olmak istemiyor.uyuşturucudan silaha kadar.bir bayrak altında iki millet olarak yaşamayı gururuna yediremeyen ıraka gidebilir.o zaman görsünler kimlerin mandasına girerler kimlerin sömürgesi olurlar...
devletin ücretsiz yaptığı aşıları çocuklarına yaptırmıyorlar.neymiş kısırlaştırılıyormuşlar.halkları yok edilecekmiş.bunları bu insanlarımızın kafasına sokan kim...vergi toplamaya giden memuru ayağından vurdular,elektirik parası ödemezler bizim sırtımızdan çıkar...bilerek bu milletlerin arasını açtılar.asla da tamiri mümkün görünmüyor.çünkü onlar ayrı bir ülke ya da fedaral bir yapı istiyorlar.bu mümkün mü...onlar için ne yapılsa az yetmez bu diyorlar..nereye kadar sürecek talepleri,ayrı bir devlete kadar...söylenecek neler var neler...ama nasılsa anlatmanın bir faydası olmayacak ortak bir payda bulunamayacak..
keşke sizin dediğiniz gibi birliğimiz tekrar kurulsa.türkiyede en büyük kaynak askeriyeye değil iş imkanları açmada kullanılırdı o zaman.ne terör olurdu ne işsizlik...ama yok kardeşim bunu bitirmezler...
birleştirici yazınızı tebrik ederim...keşke herkes sizin kadar poztif ve yapıcı düşünebilse..keşke herkes hiç değilse din değerimiz üzerinde birleşebilse...çünkü islamda ırkçılık kesinlikle yasaklanmıştır...bunu da beceremiyoruz.çünkü öyle öğretmediler bize...
saygılarımla..
Devlet politikaları daima halkın gerisinde kalmıştır.
evet ne yazıkki ana dilleri ile konuşana alaya alınmış
hata son zamanlarda kendi ırkında olmayanı işe dahi alınmak istenmemiş adeta düşman gözü ile kendin bilmeyenler bunları layık görmştür
BU KONU HAKINDA
ASLIDA HERKES ÇOK ŞEY BİLİYOR VE SUSUYYOR.
Saygılar ve selamlar