- 544 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
bir sıfır
Yaz tatilinin son günlerini yaşarken zaman artık daha hızlı geçiyordu. O benden daha hevesliydi okulların açılmasına. Kısa bir süre sonrada o gün geldi. Sabahleyin tatildeki günlere nazaran çok erken bir saatte kalkıp aklımda arkadaşlarıma anlatacağım tatil anılarını toparlamaya başladım. Hızlı bir şekilde hazırlanıp zor gücün servise yetiştim. Okula yaklaştıkça tatili şimdiden özlemeye başladığımı anladım. Fakat çok geçti. Şimdi okul bahçesindeydim.
Olan oldu diyip okulun tadını çıkarmak için silkelenip sınıfa ilk adımı attım. Ama hayatta attığım zor adımlardan biri olduğunu söyleyebilirim. Karşımda okulun en güzel şeyleri arkadaşlarım duruyordu. İşte o zaman içim birazda olsa rahatladı. Herkes beni beklemeden anılarını anlatmaya başlamıştı bile. Ama bir köşede kimsenin heyecanını paylaşmayan kara kara düşünen biri gözüme çarptı. Arkadaşlara heyecanla kim olduğu sordum. Bizim sınıfa yeni geldiğini öğrendim. Niye onların yanında olmadığı soracakken bizlerle konuşmak istemiyor dedi arkadaşım. Ben daha çok merak etmeye başladım acaba neden arkadaşlarla konuşmuyordu. Biraz utangaç biri olabilir diye düşünüm. Öyle olsa da benimle konuşa bileceğini düşünerek yavaş yavaş yanına yaklaşmaya başladım. Kendime gaz veriyor heyecanımı bastırmaya çalışıyordum. Ve de yanındayım. İlk önce kısık bir sesle selam verdim. Ama o beni fark etmemişti. Sesimi yükseltip tekrardan selam verdim. Çok ince bir ses tonuyla karşılık verdi. Bize katılmaz mısın dedim biraz durakladıktan sonra burada oturmak istediğini söyledi. Yanına oturmak için izin aldım. Yavaş yavaş onu kıvama getirmeye çalışıyordum. Hobilerini öğrenip onlar hakkında konuşmayı denedim. Bana karşı çokta sıcakkanlı olduğunu söyleyemem. Fakat ismini duyunca tepki vermemem birazda olsa onu bana yaklaştırmıştı. Çünkü ismi Sakineydi ve herkes ismiyle alay ediyordu. Yani oda hayata bir sıfır yenik başlayanlardandı. Ağzından cımbızla da olsa laf alıyor onu tanımaya çalışıyordum. İlk gün böyle geçti. Eve gelmiştim fakat aklım Sakine deydi onu nasıl kazanabileceğimi düşünüyor planlar yapıyordum.
Küçük sohbetlerle bir hafta geçmişti. Artık o daha fazla konuşuyor azda olsa sorunlarını anlatmaya başlıyordu. Annesinin öğretmen babasının da polis olduğunu söyledi. Buraya anne babasının görevleri için geldiklerini anlattı. Ama yeni bir yere tayinleri çıkmasına çok sıkılıyordu. Tam okul ortamına alıştığı zaman tekrardan başka bir yere gitmek zorunda kaldıklarını anlatıyordu. Bu yüzden hiç kimseye bağlanmak istemediği söylüyordu. Bütün ısrarlarıma rağmen bize katılmıyor bir köşede sessizce oturuyordu. Sakine çok sessiz görünse bile içinde fırtınalar koptuğunu anlayabiliyordum.
Onu kazanmak için elimden geleni yapıyordum fakat zaman hızla geçiyordu. On beş tatil zaman gelmişti. İlk kez tatile sevinmiyordum. Elimde olmadan Sakine‘yi düşünüyordum. Tatilde birkaç kez görüşsek de onun hala mesafeli durduğunu hissede biliyordum.
Okullar tekrardan açıldı değişen hiçbir şey yoktu. Sakine yine köşesinde oturuyor defterine eski arkadaşlarını ne kadar özlediğini yazıyordu. Ona bize alışması, ortama ayak uydurmasını söylesem de beni dinlemiyor hep bildiğini okuyordu.
Bir gün başka sınıftan biriyle tartışırken gördük onu. Karşısındaki ismiyle alay ediyor ondan zorla para almaya çalışıyordu. Bunu görür görmez sınıfça yardımına koştuk. Karşısındaki kızı da bir güzel benzettik. Bu olay Sakine’nin bize yaklaşmasını sağladı. Artık oda yaptığının ne kadar yanlış olduğunu anlamıştı. Kısa sürede yazdığı şiirlerle okulun en popüler kızlarından oldu. Artık sınıf değil herkes onu tanıyor övgüyle söz ediyordu.
Artık Sakine’de bizim sınıfın gerçekten öğrencisi olmuştu. Yaptığımız iyiliğin huzuru yaşarken küçük bir sorunu da aklımdan çıkaramıyordum. Ya yine gitmek zorunda kalırsa o zaman ona ne diyecektim…
YORUMLAR
hayale tebessüm etmeyi sevdiğim uzaklara gidince çok iyi öğrendim anlıyorum seni kardeş.. ben de çok sabah kız arkadaşımın hayaliyle gülüp mutlu oldum.. sende arkadaşların için bunu hissetmen çok güzel. sevmek ve sevilmek şiirler ve öyküler kadar güzel :)