- 475 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dört artı bir
1 (Tezat...)
Sensiz geçen zamanları da, sensiz geçilen kaldırımları da sevmiyorum bu yeşilliğin ortasında.. Herşeyin yeşil olduğu bu yerde ne renklerle aram iyi artık ne de renksizlikle, sadelikle... Ne insanlara ne de aynalara bakınca seviyorum kendimi. İnsanlara bakınca insanlıktan çıktığımı, aynalara bakınca sensiz bir insan olduğumu hatırlıyorum çünkü... İkisi de acı, lakin ikincisi daha acı.. Çünkü burada yaşadığım, hisettiğim, konuştuğum heryerde ve her şeyde sen varsın. Her cümlenin başındaki büyük harf gibi ve her paragrafın sonundaki nokta gibisin... Hepsinin başında da sonunda da sen var, sensizlik var... Bir tezata ancak bu kadar düşer insan.. Her şeyde seni gördüğümden herşeyi seviyorum ve her yerde sensizlik geldiğinden aklıma sensizliğin kuyusuna her defasında daha da hızlı düşüyorum...
Bir tezata ancak bu kadar düşer insan:
İçinde SEN’i barındıran iki kelime; Biri SEN biri SENsizlik..
2 (Karanlıktan aydınlığa...)
Ellerinle ellerimin buluştuğu her yer artık kutsal bir mabed benim için. Ellerimin ellerine dokunduğu her an benim için sevgililer günü, aşkımın yıldönümü...Üzerinden yıllar geçse de ben her baharda açan çiçeklerle, ben her baharda ötüşen kuşlarla ve düşen bahar yağmurlarıyla seni anımsıyorum. Ve her bahar bitişinde aklıma bizim bu karanlık dünyaya ektiğimiz sevgi tohumları geliyor... Dünyayı aydınlatan Leyla’nın, Mecnu’nun, Kerem’in, Aslı’nın ışıklarını çaldı karanlık kalpler.. Dünya karardı...
Ama şimdi bizim sevgimizle aydınlanacak yeniden dünya...
3 (Anımsama...)
Çiçeklerin en diri mevsimi diyorlar Ağustos için...Çiçeklerin ve elbette çiçeklerin şahı güllerin.. Güllerin her rengini senin rengine uyarlıyorum aklımda. Ne yazarsa yazsın devasa çiçekçi lügatları ve ne derse desin çiçek satan çingene kadınlar, güllerin beyazı da sarısı da, kırmızısı da seni seviyorum demek benim nazarımda. Çünkü her gül seni anımsatıyor bana.
Ben seni nasıl ayrılıkla, kırgınlıkla anımsarım ki. Ben seni ’Seni seviyorum’la anımsarım olsa olsa...
4 (Senin olmadığın her şey...)
Duyduğum her ses seni anımsatıyor bana... Kuşlar ötüyor sabahları; o çok sevdiğin ve mırıldandığın şarkı geliyor aklıma... Kuşlar susuyor, bu kez sessizliği duyuyorum içten içe; Seni anımsıyorum... O sessiz ve sakin halini anımsıyorum. O düşünceli ve sessiz bakışların geliyor gözümün önüne... Sesini duymak kadar gözlerini görmek de güzeldi elbette seninleyken aancak şimdi hayal etmek bile acı veriyor bana. Çünkü seni anımsamak, seni düşünmek ve seni hayal etmek yetmiyor. Ben seni görmek ve daha yakından gözlerine bakmak, ben gençlik parkındaki o üzeri şafak yazıları ile çizili bankta yanında oturmak ve yanyanayken seninle daha da yakınlaşmak ve ben seni her akşam ayrıldığımızda ardıma dönüp sürekli bakarak yaşamak istiyorum.
Kısacası ben senin olmadığın her şey yerine senin olduğun tek bir şeyi istiyorum; SENİ İSTİYORUM...
4 + 1 (Uyandım...)
İç geçirdim derinden.. Keşke uykumun misafir olmasaydı, keşke rüyalarımda kalmasaydı dökülenler bu sayfaya.. Keşke elimi değil seni kıskanmaya devam etseydim:
Bir kıskanacağım sen olsaydın şu koca dünyada...
Sahipsiz kaldı mektubum...
Adresi kayboldu, silindi uçtu mürekkebi kağıdında...
Okan KÖROĞLU
21 Ağustos 2008 / Kışla
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.