- 2956 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİNE DÖNME GÜNÜ: 4 NİSAN
KENDİNE DÖNME GÜNÜ: 4 NİSAN
Türk dünyasının "Başbuğ"u, Milliyetçi Hareket Partisinin efsanevî lideri Başbuğ Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde geçirdiği bir kalp spazmı sonucu vefat etti. Başbuğ Türkeşin ölüm haberi, Türkiye ve Türk dünyasında büyük tesirler meydana getirmiş ve özellikle ülkemizi yasa boğmuştur.
4 Nisan Türk Dünyasının, Türk Ülkücülerinin yetim kaldığı gün olmuştur.
4 Nisan Türk Dünyasının karalar bağladığı gündür.
Başbuğumuz Alparslan Türkeş, 4 Nisan tarihinde Ankara Hilton Otelinde katıldığı bir nişan merasimi dönüşü özel aracında saat 22.30 sıralarında fenalaştı. Araba ile hastahaneye götürülürken yanında bulunanlara "Arabanın camını açın, daraldım" diyen Türkeşin bu sıralarda yüzü sarardı ve nefesi sıkıştı. Bunun üzerine evine en yakın yerde bulunan Fatih Üniversitesi Çankaya Tıp Merkezine götürülen Türkeşe burada kalbi güçlendirici iğneler yapıldı. Alparslan Türkeşe burada ilk müdahaleyi yapan Dr. Hüseyin Aka olayı şöyle anlatmıştır:
"Sayın Türkeşin rahatsızlanarak hastanemize getirildiği söylenince apar topar geldim. Saat 22.45 civarındaydı. Bize gelir gelmez baktım durumu iyi değil. Hemen müdahaleye aldık. Müdahale 10 dakika kadar sürdü. Bu arada Bayındır Tıp Merkezini arayarak hazırlık yapmalarını haber verdik. Prof. Dr. Arif Özdemirle birlikte 5 dakika içinde Bayındır Tıp Merkezine götürdük. Bu arada ambulans içinde suni teneffüse devam ettik. Gayet güzel müdahaleler yapıldı. Ama bize geldiğinde de kalbi çalışmıyordu ."
Çankaya Tıp Merkezinde yapılan bu müdahaleler sonuç vermeyince, Alparslan Türkeş korumaları tarafından acil olarak Bayındır Tıp Merkezine saat 23.15 sıralarında getirildi. Nöbetçi Doktor Sertaç Yıldırımın yaptığı açıklamaya göre Alparslan Türkeşin hastaneye getirildiğinde kalbi tamamen durmuştu. Kendisine masaj ve şok tedavisi uygulandı. Yoğun bakımı sırasında bir ara kalbi yeniden çalışır gibi olduysa da alınan bütün tıbbî tedbirlere rağmen Başbuğ Türkeşin vefatına engel olunamadı.
Başbuğ Türkeşin vefat haberi uzun süre doğrulanamadı. Haberin çeşitli televizyon kanallarında duyurulmaya başlamasından itibaren ülkücüler hastane önünde toplanmaya başladı. "Türkeş öldü" haberini kabullenmek istemeyen ülkücüler, hastane önünde dua edip ağladı ve tekbir getirdi. Nihayet Bayındır Tıp Merkezinin yetkilileri Alparslan Türkeş ile ilgili acı haberi saat 03.15 civarında resmen açıkladı.
...Ve son Başbuğ artık yoktu. Seksen yıllık ömrü sona ermiş, ardında gözü yaşlı milyonlar bırakarak göçüp gitmişti.
O gece ülkücüler uyumadı. Başbuğlarının ölüm haberini duyan talebeleri ve dava arkadaşları sabaha kadar gözlerini kırpmadan beklediler.
Alparslan Türkeşin Tıbbî Ölüm Raporu
Türkeşin tıbbî ölüm raporu, Ankara Bayındır Tıp Merkezinde hazırlandı. Türkeşin ölüm raporu şu şekildedir;
" Sayın Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 Cuma gecesi saat 23.15te kalp ve solunum durmasıyla hastanemiz acil servisine getirilmiştir. Derhâl yoğun bakıma alınarak resusitasyona devam edilmiştir. 3.5 saat süreyle yapılan resusitasyona yanıt alınamamıştır. Yapılan nörolojik, kardiyolojik anestezi ve reanimasyon, göğüs hastalıkları muayeneleri, ERA ve EKG tetkikleri ile hastanın ex olduğuna karar verilmiştir.(Karar saati:02.30)
Doç. Dr. Yaman Zorlutuna (Bayındır Tıp Merkezi Başhekimi), Prof. Dr. Ferhan Özmen (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Öğretim Üyesi), Doç. Dr. Nuri Özgirgin (Bayındır Tıp Merkezi KBB Uzmanı), Prof. Dr. Arif Özdemir (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Öğretim Üyesi), Doç. Dr. Nadir Banudak (GATA Kornea Yoğun Bakım Şefi), Prof. Dr. İrfan Sabah(Acil Yardım Hastanesi Kardiyoloji Bölümü), Dr. Murat Sümer(Bayındır Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı), Dr. Serap Bilen Hızek (Bayındır Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı), Dr. Funda Yağcı (Bayındır Tıp Merkezi Anastezi Uzmanı), Dr. Hüseyin Aka (Fatih Üniversitesi Çankaya Tıp Merkezi)."
Başbuğumuzun son yolculuğu ona yakışır bir şekilde olmuştu. Şanına layık cenaze töreni o an acımızı bir nebze olsun azaltmıştı. Başbuğumuz, Türk Milleti tarafından gönüllerde sonsuza kadar yaşayacak Başbuğ olarak uğurlanmıştıı.
Alparslan Türkeş için 8 Nisan 1997 Salı günü düzenlenen cenaze törenine on binlerce kişi katıldı. Onu son yolculuğunda yalnız bırakmak istemeyen MHPliler, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Ankaraya akın ettiler. Ankara, Alparslan Türkeşe son görevini yapmak ve ebedî yolculuğuna uğurlamak üzere, o tarihî gün için hazırlık yaptı.
Türkeşin cenazesine katılmak için gelenlerin çokluğu ve nisan ayı olmasına rağmen, anî olarak bastıran kar yağışı nedeniyle 8 Nisan günü sabaha karşı Eskişehir, Samsun, Konya ve İstanbul yolları tıkandı. Tören için başkente yaklaşık 4 bin civarında araç geldi.
Türkeş için üç ayrı cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreni için ilk toplanma Türkeşin naaşının bulunduğu Bayındır Tıp Merkezi önünde oldu. MHP yetkilileri, binlerce partili, Türkeşin naaşını almak için bildirilen saatten çok önce Bayındır Tıp Merkezinde toplanmaya başladı.
Ankara dışından gelen araçlar, 8 Nisan sabahı saat 03.00ten itibaren Bayındır Tıp Merkezi önünde ve çevresinde toplandılar. Bayındır Tıp Merkezinin Eskişehir yolu üzerinde bulunmasından dolayı, kente bu istikametten gelen yollar saat 05.15te tamamen trafiğe kapandı.
Türkeşin Türk bayrağına sarılı naaşı, saat 8.30da Bayındır Tıp Merkezi morgundan alındı. Kırmızı-beyaz karanfillerle Türk bayrağı motifi şeklinde süslenmiş bir cenaze arabasına kondu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenecek törene götürülmek üzere yola çıkarıldı
Saat 08.45te yola çıkan Türkeşin cenaze arabası, yoğun izdiham nedeniyle, 100 metre ilerideki Eskişehir yoluna ancak 25 dakika sonra saat 09.10da çıkabildi. Cenaze kortejinin önünde bir partili tarafından taşınan "Türkeşin posteri yer almaktaydı.
Bu arada taşınan pankartlarda,
"Ruhun Şad Olsun Türkün Gerçek Başbuğu"
"Türkeş Gibi Lider Yüzyılda Zor Çıkar"
"Başbuğlar Ölmez Yüreklerde Yaşar"
"Mekânın Cennet Olsun Bilge Başbuğ"
"Yüce Başbuğ Ülkün İle Yaşayacaksın"
"Türk Eşsiz, Türk Emsalsiz,Türk Ne Yapar Türkeşsiz"
"Türk İslâm Âleminin Başı Sağ Olsun"
"Tanrı Dağı Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslümanız"
Yoğun izdiham nedeniyle doğabilecek sağlık sorunlarının giderilebilmesi amacıyla cenaze kortejinin önünde Sağlık Bakanlığı ve Kızılaya ait 3 ambülans hazır bulundu. Ülkü Ocaklarına ait bir araç da kortejin en önünde polis araçlarıyla birlikte yürüyüş yolunun önünün açılmasına çalıştı.
Cenaze korteji İnönü Bulvarı boyunca yolun her iki tarafındaki Ülkü Ocaklı gençlerin oluşturduğu güvenlik çemberi arasında ilerlerken, Bursa İl Başkanlığına ait bir araçtan da sürekli olarak, "Provakasyonlara karşı dikkatli olunması" yönünde uyarı anonsları yapıldı.
Tekbir sesleri ve gözyaşları arasında ilerleyen cenaze korteji, Bayındır Tıp Merkezi ile Meclis arasındaki yaklaşık 4 kilometre mesafeyi, 20 dakikalık gecikmeyle 2 saatte alabildi
Alparslan Türkeş için ilk tören Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlendi. Buradaki törene, Türkeşin eşi Seval Türkeş, büyük oğlu Tuğrul Türkeş ile diğer çocukları katıldı.
Meclisteki törene dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Lideri Bülent Ecevit ve diğer partilerin üst düzey yetkilileri de katıldı. Törende Türkeşin öz geçmişi okunduktan sonra bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Türkeşin cenazesini taşıyan araç, Meclisteki tören sonrasında saat 11.15te Çankaya kapısından çıkış yaparak, kortejin önüne alındı ve MHP Genel Merkezine yöneldi. Meclisten parti merkezine doğru yürüyüş sırasında kortejdekiler tarafından tekbir getirildi, "Başbuğ ölmedi, kalbimizde yaşıyor" sloganları atıldı.
Cenazenin MHP Genel Merkezine getirilmesinden önce görevliler tarafından vatandaşlara, Türkeş kokartları ve üzerinde "Başbuğ Ölmez" yazılı Türkeş posterleri dağıtıldı .
Kortej saat 11.45 sıralarında MHP Genel Merkezinin önüne ulaştı. Cenaze burada yolun her iki tarafında toplanan partililerce tekbir sesleriyle karşılandı.
Binanın pencerelerinden ve yolda bekleyenler tarafından cenazenin üzerine karanfiller atıldı.
Cenazenin gelişi sırasında "Başbuğ ölmedi, kalbimizde yaşıyor" sloganları atılarak, tekbir ve salâvat getirildi. Parti genel merkezi pencerelerinden de cenazeyi taşıyan araç üzerine kırmızı karanfiller atıldı, spreylerle gül suları sıkıldı.
Devlet Bahçelinin de bulunduğu Genel Merkez önündeki törende bir konuşma yapan MHP Genel Sekreteri Koray Aydın, herkesin anasını, babasını, yakınını kaybetmenin acısını yaşadığını belirterek, bugün acıların en büyüğünü tattıklarını, "Başbuğlarını kaybettiklerini" söyledi.
Türkeşin kendilerine verdiği ülkücü kimliğinin hakkını ödemeye çalışacaklarını bildiren Koray Aydın, "Başbuğum, bugün genel merkez önünde ebedî istirahatgâhınıza uğurlamak için toplandık. Seni başbakan olarak uğurlayamadık. Bizi affet. Sana söz veriyoruz. Hepimiz birlik ve dayanışma içinde olacağız. Türk milleti ve Türk dünyasının başı sağ olsun" şeklinde konuştu.
Cenaze töreni sırasında kalabalıkta ve parti genel merkezinde çok sayıda kişinin gözyaşlarını tutamayarak ağladıkları görüldü. Alparslan Türkeşin ruhu için Kuranıkerim okunarak dua edildi. Türkeşin cenazesi, saat 12.00de Kocatepe Camiine götürülmek üzere Genel Merkez önünden hareket etti
Cenaze namazının kılınacağı Kocatepe Camii, saat 11.00den itibaren törene katılmak için gelenlerle dolmaya başladı. Cami avlusunda bekleyenler, Türk ve MHP bayrağı taşıdılar. Camide sürekli olarak Kuran okundu ve dışarıya da hoparlörle yayın yapıldı.
Cenaze töreni dolayısıyla cami çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Tören için camiye gelenler, üstleri aranarak içeri alındı ve ambülanslar hazır bekletildi.
Cami avlusunda birikenlerin musalla taşı çevresine yaklaşmasına izin verilmedi. Önlem alan polis, protokol için katafalk çevresinde boş bir alan kalmasını sağladı. Partili görevliler de polisin bu yöndeki çabalarına destek verdiler .
MHP Genel Merkezindeki törenin ardından saat 12.00de Kocatepe Camiine yönelen kortej, yaklaşık 10 dakikalık yürüyüşün ardından camiye ulaştı. Cenaze burada yaşanan izdiham nedeniyle bir süre protokol kapısı önünde bekletildi. Daha sonra cenaze arabasından alınan Türkeşin naaşı, eller üzerinde Kocatepe Camiine taşındı ve musalla taşına konuldu.
Caminin ana kapısı protokol girişleri için saat 11.30dan itibaren kapatıldı. Dinî tören için çok sayıda bakan, milletvekili, bürokrat ve vatandaşın camiye geldiği görüldü. Cami avlusuna sığmayan vatandaşlar, çevre alan ve sokakları da doldurdular.
MHP Genel Başkanı Türkeşin cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Necmettin Erbakan ve diğer devlet ricalinin camiye gelişleri sırasında çevredeki kalabalık nedeniyle sıkışıklıklar yaşandı.
Cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer protokol mensupları ana kapıdan itibaren oluşturulan polis kordonu arasında tören alanına alındılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, saat 12.55te Başbakan Necmettin Erbakan saat 12.50de, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller saat 12.58 de Kocatepe Camiine geldiler.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkeşin eşi Seval Türkeş, oğlu Tuğrul Türkeş ve diğer çocuklarına baş sağlığı diledi. Başbakan Necmettin Erbakan da Tuğrul Türkeşe taziyelerini ilettikten sonra camiye girerek, öğle namazını kıldı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ise, camiye geldikten sonra doğruca Türkeş ailesinin bulunduğu yere gitti. Çiller, Seval Türkeşe taziyelerini bildirdi.
Alparslan Türkeşin naaşının öğle namazından sonra yoğun kar yağışı nedeniyle bir süre için konulduğu katafalktan alınarak, musalla taşına yerleştirilmesi sırasında çok büyük bir izdiham yaşandı.
Cenaze namazını kıldıracak olan Mehmet Nuri Yılmaz, beraberindeki Fethullah Gülen ile musalla taşının yer aldığı bölüme geçebilmek için büyük çaba sarf etti. Diyanet İşleri Başkanının ardından Cumhurbaşkanı Demirel ile diğer protokol da büyük güçlükle musalla taşının bulunduğu bölgeye ulaşabildiler.
İzdiham nedeniyle cenaze namazı için güçlükle saf tutulabildi. Cenaze namazı, düzenin sağlanmasının ardından, musalla taşının önünde yüksekçe bir yere çıkan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz tarafından kıldırıldı.
Tuğrul Türkeş, cenaze namazından sonra babasının naaşı önünde yaptığı konuşmada, Alparslan Türkeşin Türk neslinin yetiştirdiği büyük devlet adamlarından, bilge liderlerden biri olduğunu ifade etti.
Türkeşin cenazesi daha sonra polisler tarafından eller üzerinde taşınarak, tekbir sesleri arasında saat 14.00te cenaze arabasına konuldu. Cenaze, karanfil yağmuru arasında toprağa verilmek üzere, Atatürk Orman Çiftliği- Emek kavşağına doğru yola çıkarıldı. Cenaze namazı sırasında avluya giremeyen kalabalık bir grubun anıt mezara doğru yürüyüşe geçtiği görüldü .
Ebedî İstirahatgâha Doğru
Türkeşin naaşı polis kordonu eşliğinde Meşrutiyet Caddesi-Atatürk Bulvarı-Kızılay-Gazi Mustafa Kemal Bulvarı güzergâhını takip ederek, Atatürk Orman Çiftliği -Emek kavşağındaki mezar yerine getirildi.
Yoğun kar yağışı altında yürüyen kortejdekiler, yaklaşık 7 kilometrelik mesafe boyunca tekbir getirerek,"Başbuğ Türkeş" şeklinde slogan attılar. Bu sırada bir araçtan sürekli olarak Kuranıkerim okundu.
Bulvar boyunca bazı binalara Türk bayrağının asıldığı görüldü. Bulvar üzerinde bulunan MHP Çankaya İlçe Başkanlığı binasından Türkeşin cenazesini taşıyan aracın üzerine karanfiller atıldı. Kortejin yürüyüşü devam ederken, anıt mezar yerinde de son hazırlıklar yapılmaktaydı.
Kortejin arkasından tören boyunca hiç ayrılmayan Devlet Bahçeli ve ülkücüler, kortej ile birlikte saat 15.45te anıt mezar alanına geldi.
Aynı zamanda Başbakan Yardımcısı Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, eski politikacılardan, Osman Bölükbaşı da Türkeşin kabrine geldiler.
Cenaze bulunduğu araçtan partililerce alınarak, mezar yerine taşındı. Cenazenin anıt mezar alanının girişinden kabre getirilmesi 20 dakika sürdü.
Türkeşin naaşını defin için tabuttan küçük oğlu ve damadı çıkardılar. Tuğrul Türkeş, naaş mezara indirilirken kabre girerek, babasının cenazesini kendisi yerleştirdi. Türkeşin eşi ve diğer çocukları da defin sırasında mezarın başında bulundular.
Türkeşin naaşı saat 16.03te defnedildi. Granit mermerden hazırlanan mezar taşında Türkeşin doğum tarihi 1917 olarak yazılırken, ölüm tarihi boş bırakıldı. Türkiyenin tüm illerinden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden, Kırımdan ve Türkistandaki Hoca Ahmet Yesevinin türbesinden getirilen topraklar Türkeşin mezarına konuldu .
Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybekin bir süre önce Türkistana gittiğinde, Ahmet Yesevinin türbesinde "lâzım olur" diye bir çuval toprak getirdiği ve bu toprağın da Türkeşe nasip olduğu dile getirildi. Buradaki törene Türkeşin ailesi, Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Devlet Bakanları Namık Kemal Zeybek ve Bekir Aksoy, siyasî parti temsilcileri, milletvekilleri, Osman Bölükbaşı ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Görülmemiş bir kalabalığın katıldığı Alparslan Türkeşin cenaze töreninde güvenliğin sağlanması için 7 bir polis görevlendirildi. Bunun yanı sıra MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları Derneği, cenazede düzenin sağlanması için 10 bin ülkücü genci görevlendirdi . Kortejin geçeceği yerlerde 3 ayrı bomba ekibi seyyar olarak görev yaparken, 2 helikopter de havadan kontrolü sağladı.
Türkeşin cenazesi Bayındır Tıp Merkezinden taşınırken, 4 kilometrelik bir kortej oluştu. Meclis önünde bekleyen büyük bir grup da buradaki törenden sonra korteje katıldı. MHP Genel Merkezi önünde bekleyen grupların da eklenmesiyle, cenazenin Kocatepe Camiine götürülüşü sırasında kortej birkaç kilometre daha uzadı. Kortejin geçişi sırasında Türkeşin naaşı etrafında 5 ayrı polis kordonu oluşturuldu. Türkeşin cenaze törenini 8 televizyon kanalı canlı yayın yaparak izleyicilerine yansıttı.
Türk Milleti, Başbuğumuzu ebediyete sadece Ankaradan uğurlamadı . Dünyanın dört bir yanında yürekler Başbuğu Türkeş için attı, dualar Başbuğumuz için yükseldi.
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 10 Nisan Perşembe günü gıyabî cenaze namazı kılındı.
Gıyabî cenaze namazı Türkeşin doğduğu evin yakınında bulunan Selimiye Camiindeki öğle namazının ardından kılındı.
Ayrıca Londrada Türk-İslâm Ocağı tarafından da gıyabî cenaze namazı kılındığı öğrenildi.
Türkeş için Kosovanın başkenti Priştinede de bir tören düzenlendi. Kosova Türk Demokratik Birliği (KTDB) tarafından düzenlenen törene çok sayıda kişi katıldı. Törende bir konuşma yapan KTDB Genel Başkanı Erhan Köroğlu, Türkeşin "Türk birliği" ülküsünün Kosova Türkleri tarafından ebediyete kadar sürdürüleceğini belirtti. Kosova Türk Demokratik Partisi Genel Başkanı Orhan Sait de, " Türk dünyasının en büyük çınarını kaybettiğini" ifade etti. Törenin ardından Priştine Merkez Camiinde Türkeş için mevlit okutuldu.
Azerbaycan basını MHP lideri Türkeşin ölümüyle ilgili haberler, makale ve mesajlara birinci sayfalarda geniş yer ayırdı. Musavat Partisinin yayın organı Yeni Musavat gazetesi; "Türkçülüğün yücelen bayrağının inmesine izin vermeyin" başlığıyla bir yazı yayımladı. Yazıda, "Türkeş, dünyasını değiştirdi, ancak Onun adı Türk milletinin tarihine yazıldı" denildi. Halk Cephesi Partisine yakınlığı ile bilinen Azatlık gazetesinde de Azerbaycanın Millî Şairi Bahtiyar Vahabzade imzasıyla, "Büyük Türkçü" başlıklı bir yazı yer aldı. Bahtiyar Vahabzade yazısında; " 6 Türk Cumhuriyetinin bağımsızlığını, Türkeşin şaheseri " olarak niteledi. İktidara yakınlığı ile bilinen Panorama gazetesi ise " Türkeş Allahın huzuruna şerefli gitti" başlığı altında Türkeşin hayatı ve siyasî çalışmalarına yer verdi.
İngiliz The Guardian gazetesinin Türkeş ile ilgili haberinde de, "Türkiyenin dalgalı politik yaşamında kitlesini sakinleştirebilen bir sesti " görüşüne yer verildi.
Başbuğ Alparslan Türkeşin Ülkücü gençlerimiz başta olmak üzere Türk Milletine olan şuvasiyeti, Başbuğsuz dünyada yolumuzu aydınlatacak ışık olacaktır:
"Türk Devletinin yükselişini ve ihtişamını sağlamak. Bunun için de bütün milletle barış içinde yaşamak, herkesi ayrımsız sevmek."
Her Ülkücü, Başbuğuna söz vermek zorundadır. Başbuğun açtığı yoldan, bıraktığı Ülküden, bize gösterdiği doğrultuda izinden bir an bile şaşmadan yürümek, kalbi daima vatan aşkıyla çarpan ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımız.
Başbuğumuzu kaybettiğimiz 4 Nisan günü Türk Milletinin kendine dönme günü olmuştur. Sağlığında Türk Milletine büyük hizmetler veren Başbuğ Alparslan Türkeş, ölümüyle çok sevdiği Türk Milletine sonsuza kadar yaşamanın yolunu da göstermiştir:
Bir olalım, diri olalım.
Onun ölümü, Türk Milletine doğruları bir kez daha göstermiş, Ülkücülükten birazcık bile uzaklaymaşa, kalbini Türke yabancı ideolojilere açmaya başlayan gafilleri uyandırmıştır.
Onun fikirleri, çabaları Türk Dünyasındaki bağımsızlık ateşini yakmış, bugün 6 devletimizin hür dünyada yerini almasını sağlamıştır.
Başbuğumuz sağlığında Türkçülük bayrağını en yücelere taşımıştır.
Onu orada tutmak başta Ülkücüler olmak üzere bütün Türk Milletinin asli görei olmuştur.
Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran, Allahın huzuruna şerefle giden Başbuğumuza layık olmak için var gücümüzle çalışacağız.
Her 4 Nisanda bu konudaki inancımızı bir defa daha tazeliyoruz.
Münevver DÜVER
15.03.2007- ADANA
www.munevverduver.com
www.munevverduver.net
www.munevverduver.org