İNAN
Nereye kadar, ne zamana kadar kaçamak seni sevişlerim. Sevipte ulaşamayışlarım, dokunamayışlarım, seni sensin yaşayışlarım. Aslında yakınmıyorum ben böyle mutluyum. Çünkü sen yokken aşık oldum sana, yüreğim yoktu yüreğinde, ellerim yoktu ellerinde. Aşkıma hep yokluğunu ekledim ve büyüttüm. Şimdi girersem yüreğine büyüsü bozulur sevdamın, dnüşüne bağlı değildi seni sevmemin ağırlığı. Her gece seviştim seninle sana dokunmadan, her saniyemde konuştum seninle sen duymadan. Şimdi karşına çıkmam intikam almak için değil nasıl yaparım ki sana böylesine aşıkken hayat senin etrafında dönerken. Sadece bil diye çıktım karşına bil sevdamın büyüklüğünü, inan sadece kalbimin sana ait olduğunu. Kim bilir kaç rüzgar kaç dağı terketti, kimbilir kaç bahar değişti, kaç deli fırtınaya direndi gemiler, dünya kaç kez döndü, güneş kaç kez battı o günden beri kim bilir ama ben hala senden VAZGEÇMEDİM, unutamadım. Silemedim yüreğimden hiç bir zaman beni sevmeyen, dokunmaya kıyamadığım ama beni binlerce kez kıran serseriyi. Söylesene böylesine seven biri unutabilirmi, intikamı bir an bile geçirebilirmi aklından. Sadece inan seni bir zamanlar ne denli sevdiğime sevdiğim inan / inanda artık acılarım son bulsun.