Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
AynıGök
AynıGök
@aynigok

Din Gününün Sahibi (Malik-i Yevmiddin)

15 Nisan 2009 Çarşamba
Yorum

Din Gününün Sahibi (Malik-i Yevmiddin)

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

771

Okunma

Din Gününün Sahibi (Malik-i Yevmiddin)

Bir anda kendini milyarlarca insanın olduğu bir kalabalığın içinde buldu
Nasıl gelmişti buraya hatırlamıyordu.Nerdeydi bilmiyordu.
Bulundukları alan algılarının ötesinde devasa bir yerdi.Etrafı şimdiye kadar görmediği bir renkte ışıkla kaplıydı. O kadar parlak ama gözü almayan. Bir tür müzik duyuyordu. Müzik diye tanımlamıştı kendince ama daha önce duymamıştı. Tatlı ılık bir rüzgar tadında bir esinti vardı. Tenine dokunuyordu. Daha önce duymadığı bir his. Ya bu koku? Her defasında derin bir nefes alma hissi uyandırıyordu onda. Yere bastığını görüyordu ama hissetmiyordu bunu. Sanki hem yerde hem havadaydı.
İnsan topluluğundakiler şaşkın birbirlerine bakıyorlardı. Kimse konuşamıyordu. İleri ve geri hareket edemiyorlardı. Sadece bulundukları yerde dönebiliyorlardı. Bir hilal şeklini almıştı milyarlarca insan. Hilalin uçları bulundukları yerden yüksekte bir yere kucak açmış gibiydi. O yeri gözleriyle göremiyorlardı.
Bu şaşkınlığın ortasında yüksek yerden gelen bir topluluk insan hilalinin içine doğru yöneldi. Bu varlıklar bulundukları yerin etrafını kaplayan ışığın rengindeydi. Simaları seçilemiyordu . Sadece ışık. Onlarda insan topluluğu gibi kalabalıktılar. Önlerinde onlardan farklı , onlardan daha büyük dört varlık vardı. Sanki bu topluluğa önderlik ediyorlardı. Kalabalık hilalin içini doldurdu. İnsanlara doğru dönerek secde ettiler. Bütün hareketler aynı anda muhteşem bir uyum içinde yapılıyordu. Ve o dört varlık öne çıktı. Biri onlardan biraz daha ilerde durdu. Bir ses duyuldu. O kadar yüksekti ki insan topluluğunun hepsini duyacağı kadar ama en yakınındaki insanı rahatsız etmeyecek biçimde." Allah’ın barışı üzerinize olsun,ey İnsanlar,Rabbiniz size selam söylüyor"dedi. İnsan topluluğu gayri ihtiyari ve tasdikler bir şekilde hep bir ağızdan "O barıştır,barış ondandır,barış ona döner"diye bağırdı.Ve herkes o an nerde olduğunun farkına vardı.Mahşer günü,din günü,kıyamet günü,kurtuluş günü."Ben Cebrail"dedi. Diğer üç melek Mikail,İsrafil,ve Azrail.
Yüksek yerden bir topluluğun daha yaklaştığı görüldü. Onlarda insandı. Ama onların yüzünde insanın içine huzur veren bir gülümseme vardı. Onlar binlerceydi.Hilalin ortasında durdular ve hep bir ağızdan"Selam ey onun doğru yolunu anlatmak için gönderildiklerimiz. Hoş geldiniz! Sınırsız rahmeti ve bağışlayıcılığı hepimizin üzerine olsun" Amin"diye bağırdılar hep bir ağızdan.Allah’ın barışı sizinde üzerinize olsun, güzel huylu güzel peygamberlerimiz"dediler.
İnsan artık nerde olduğunu biliyordu ve içini büyük bir endişe kapladı. Hafızası canlanmıştı artık. İşlediği günahlar aklına geldi. Utandı kendinden. Ve korkuya kapıldı rabbinin ona verdiği emirleri yerine getiremediğinden dolayı.
Kalabalık melek gurubundan melekler ikişerli guruplar halinde her bir insana yöneldiler. Ve onlara" Allahın barışı üzerine olsun"dediler Biz senin sağ ve sol yanındaki melekleriz ömrün boyunca sana yoldaşlık ettik, günahlarını sevaplarını yazdık şimdi onun hesap günüdür ve biz bu hesapta şahidiz.İnsan konuşamadı sadece dinliyordu.
Cebrail tekrar konuşmaya başladı.."Rabbimiz şahitlerin şahitliğinde sizi yargıladı ve işlediğiniz günahları ve sevapları tarttı. İnsan oğluna işlediği günahlar sebebiyle ebedi cehennem cezasını verdi. Şüphesiz ki o her şeyi layıkıyla bilen ve yapandır!"
İnsan bir an düşündü. Madem dünya hayatında onun emirlerini yerine getirmemişti. Ahirette olsun onun verdiği emri layıkıyla yapmaya karar verdi. Akın akın kendilerini cehenneme attılar. Ve rablerinin sesini duydular Kulum; bu ebedi cehennemi sizin cennetiniz yapıyorum. Artık barış içinde ve ebedi mutlu yaşayın!"

Yazarın notu: Bu anlattığım öyküdeki olaylar hiçbir İslami veya diğer ilahi dinlerdeki kaynaklara dayanmamaktadır. Tamamen benim hayal ürünümdür. Allah hepimize o günü mutlu karşılamayı nasip etsin.



İlker doğanay
28.11.2008

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Din gününün sahibi (malik-i yevmiddin) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Din gününün sahibi (malik-i yevmiddin) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Din Gününün Sahibi (Malik-i Yevmiddin) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
işteöylebirşey
işteöylebirşey, @isteoylebirsey
15.4.2009 16:38:06
sanırım, mahşer denildiğinde tüm inananların kafasında oluşan,sizin hayal ettiklerinizden pek fazlası veya farklısı değil..
tabi bunu yazıya dökmek marifet ister..kutluyorum..
Rabbim o günde cümlemizin yardımcısı olsun..
saygı ve selamlar..

işteöylebirşey tarafından 4/15/2009 4:38:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
helbest
helbest, @helbest
15.4.2009 14:56:34
Yüksek yerden bir topluluğun daha yaklaştığı görüldü. Onlarda insandı. Ama onların yüzünde insanın içine huzur veren bir gülümseme vardı. Onlar binlerceydi.Hilalin ortasında durdular ve hep bir ağızdan” Selam ey onun doğru yolunu anlatmak için gönderildiklerimiz. Hoş geldiniz! Sınırsız rahmeti ve bağışlayıcılığı hepimizin üzerine olsun”. “Amin” diye bağırdılar hep bir ağızdan.”Allahın barışı sizinde üzerinize olsun, güzel huylu güzel peygamberlerimiz” dediler.
İnsan artık nerde olduğunu biliyordu ve içini büyük bir endişe kapladı. Hafızası canlanmıştı artık. İşlediği günahlar aklına geldi. Utandı kendinden. Ve korkuya kapıldı rabbinin ona verdiği emirleri yerine getiremediğinden dolayı.
Kalabalık melek gurubundan melekler ikişerli guruplar halinde her bir insana yöneldiler. Ve onlara “Allahın barışı üzerine olsun” dediler “biz senin sağ ve sol yanındaki melekleriz ömrün boyunca sana yoldaşlık ettik, günahlarını sevaplarını yazdık şimdi onun hesap günüdür ve biz bu hesapta şahidiz.”İnsan konuşamadı sadece dinliyordu.
Cebrail tekrar konuşmaya başladı..”Rabbimiz şahitlerin şahitliğinde sizi yargıladı ve işlediğiniz günahları ve sevapları tarttı. İnsan oğluna işlediği günahlar sebebiyle ebedi cehennem cezasını verdi. Şüphesiz ki o her şeyi layıkıyla bilen ve yapandır!”
İnsan bir an düşündü. Madem dünya hayatında onun emirlerini yerine getirmemişti. Ahirette olsun onun verdiği emri layıkıyla yapmaya karar verdi. Akın akın kendilerini cehennem attılar. Ve rablerinin sesini duydular “Kulum; bu ebedi cehennemi sizin cennetiniz yapıyorum. Artık barış içinde ve ebedi mutlu yaşayın”


haz aldım
hikayenizden.

yüreğin dert görmesin hiç.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.