- 506 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK HESAPLAR BİLE KURTULUŞ OLUR...
Evdeki günlük biriken ekmek parçalarını küfletmemeye dikkat ederek,balkonda kurutmuştum.Sonra onları elimle ufaladım.Mikser makinasında da minicik parçacıklar halinde razmol olarak çıkarttım.Sonra bunları da biriktirdiğim boş yoğurt
kaplarından iki tanesine doldurdum.Böyle yapmakla hem israfı önlemiş oldum.Hem de ce-
bimden boşa para çıkmamış oldu...İlerde köfte yapacağımız zaman "köfte harcı "olarak
kullanacağız...
Bugünlerde yazlık ayakkabıya ihtiyacım vardı.Sağlamından bir tane almayı düşünmedim değil.Hesabını kafamda yaptım.Cebimden 100-150 tl.çıkacak.Ben ise ince hesaplar peşinde
koşuyorum.Hani halk arasında:
"Bu adamın cebinde akrep mi var" derler ya.Tam da o tiplerdenim...
Boşa para harcamamak için kafamda bin türlü projeler üretmiyorum da değilim.Plan ve projelerin envai çeşitleri kafamda canlanıyorlar.Hatta geçenlerde yağan
yağmurdan yararlandığım gibi pazarcı arkadaşlara bile katkım oldu.Yağmur suyu "saf su"
özelliğini taşıdığı için eski tip akü kullananlara su takviyesi olarak tavsiye ettim.Çoğumuz
da yağmur suyunu silecek suyu olarak pet şişelere doldurup yedekte beklettik.Az da olsa
yine de cebimize bir katkı olur diye düşünmüştüm.
Neyse kendime yazlık ayakkabı alacağım diyordum.Akşam ortanca oğlan eve sevinerek geldi.Kendisine ayakkabı almış.Kendi parasıyla.Kendi alınterinin karşılığında almış desem daha doğru olur.OKS.imtihanında Yenimahalle Belediyesinden Burs kazandığı için üç aydan
üç aya cüzi de olsa para alıyordu.Bu da onun hem özgüvenini kazandırmış hem de bu para-
yı kendi çabasıyla elde ettiği için özveriyle çalışmanın ne demek olduğunu idrak etmişti.
Zaten bir baba olarak benim beklentim de buydu.Çocuklarımın ayakları üzerinde kendi
çabalarıyla durmalarını öğrenmeye çalışmaları...Oğlanın çıkardığı ayakkabılar onun gözün-
de eski olmuştu artık.Benim gözümde ise tam tersi. "Yeniydi".Çocuksu bir sevinç kapladı
içimi.Oğlanın ayak numaraları ile benimkiler aynıydılar.Kırkdört ..Böylece acele etmediğim
sabırla beklediğim için ben de karşılığını gördüm.Yine cebimden boşa para çıkmamış oldu..
Kızımın yaş günü dokuz Nisan daydı.Hafta içine geldiğinden kızımızı ikna ettik.Kutlamayı
pazar günü öğleden sonra üçe almayı kararlaştırdık.Hafta içinde yapamazdık.Çünkü:pa-
zarlardan günler uzadığı için geç saatlerde dönüyoruz.Bir de çok yoruluyoruz.Eskisi gi-
bi değiliz artık.Sen kabul etmesen de organizma geri vitese çoktan taktı bile...
Kızım,o günün telaşı ile uğraşa dursun:
"sınıf arkadaşlarına kendi el yazısı ile davetiye hazırlıyor.
Bize pasta almamız için ricalarda bulunuyor."Çocuksu heyacan işte.Uğraşa dursun"
dedim ya ben yine işin iktisatlı yönünü düşünmeye çoktan başlamıştım bile..
Önce İstanbul yolundaki(3km.uzaklık) Cumhuriyet Pastahanesine gittim.Pastanın fiyatını
sordum.Bir kgr.mın fiyatının yirmi dört lira olduğunu söylediler.İki kilodan aşağı olmaya-
cakmış,bir gün öncesi de siparişimizi verecekmişiz.Teşekkür ettim."Ben yine gelirim"de-
dim ve ayrıldım.Demekki pasta 48 tl yi buluyor.Hııı.Biraz kafamı kaşıdım.Fizibilite çalışma-
larına devam etmeliydim.Yürüyerek geri döndüm."Kiler " markete girdim.Orada sordum.
Bir kgr.mın fiyatı 15 tl.imiş. Siparişi bir buçuk kgr.dan aşağıya kabul etmiyorlarmış..Hııı.
Kafamı,burada da kaşıdım.Biraz masrafı azaltmaya başladık. Tekrar fizibiliteye devam et-
meliydim.Pes etmek yok.Parayı öyla kolay kazanamıyorum.Vallahi,vatandaş alnımın derisini yüzüyor,beş kuruş para verirken...Ben de haklıyım.(kendime göre)...
Oradan Gimsa markete geldim.Pasta reyonundaki çocuktan fiyatları aldım.İşte tam aradı-
ğım gibi bir yer buldum.Kgr.mı 10 tl.imiş. İyi.Birinci pastahane ile aralarında ondört tl.fark vardı.İki kgr.sipariş verecektim.Böylece yirmisekizlira para cebimde kalmış oluyordu.Bu para ile evimin gazını alır,iki aya yakın yakıt giderini karşılamış olurdum.
Ayrıca pazarda kşam geç saatlerde (bu saatlerde sebze fiyatlarını düşürüyorlar.
Sebzeler,tezgahta kalmasın diye) sebzelerimi alır bir haftalık ihtiyacımı karşılamış olurdum..
Fizibilite çalışmalarımın nihayetinde semeresini almıştım,kendime göre...Bir taraftan da
böyle küçük hesaplar yaparak, ekonomik sıkıntılara karşı kurtuluşum olacak mı diye düşü-
nüyordum...Ben yine de umutluyum..Umudumu yitirmeye de niyetim yoktu...
AYHAN SARIKAYA
YORUMLAR
''damlaya damlaya göl olur'' diyoruz ya hep
ya damla yoksa:))
çöl olur
işin şakası,
bu ''Fizibilite çalışmaları'' senin benim onların hepimizin yaşamında var.
Lüks yaşamın olmadığı yerde ''Fizibilite çalışmaları'' hep vardır
Sen bayat ekmeği robotta çekersin köfte için, bir diğeri artan pirinç pilavını ikinci gün köfteye katar veya çorbanın içine katar, ben dizleri aşınmış pantolonun paçalarını keser şort yaparım, bir diğeri, eteğini daraltır kızına göre yapar
İşte hayatın içinden insan manzaraları
Azla yetinmeye çalışmaktır bu, hesabını kitabını bilmekle de alakalı ama, fazlası yoksa azın hesabını nereye kadar yapacağız ki,
İşin yoksa düşün
Zor, hayat çok zor
hayat en çok asgariye muhtaç olanlara zor
hayat en çok emeğinin karşılığını alamayanlara zor
insan olduğu halde, insan gibi yaşayamayanlara zor
sıkıntılarından dolayı yaşadığı ortama katılamayanlara, yani yaşayamayanlara zor
sağlıksızın halini sağlıklı anlayamaz
anlamak ve anlatabilmek için yaşamak gerek, teşekkürler çoğumuzun düşüncesini dile getirdiğiniz için...
saygılarımla
müsade
na devam etmeliydim''senin benim onların yaşadıkları
Değerli Yazar ; sizi tasarruf ve hesap bilirliğinizden dolayı kutlamamız gerekiyor. Fakat insan olarak ve Türkiye gibi , iyi yönetilmiş olsa sayılı zengin ülkeler arasında olmayı hak eden bir ülkenin yurttaşları olarak öyle mi yaşamalıyız ?
Kendimi de anlatayım size : Sofrada mutlaka en bayat ekmekler önceden yenir bizde. Yani ekmek israfı sıfırdır.. Doğumgünü pastaları ancak çocuklar getirirse yenir bizde..
Ayakkabıya verdiğim ortalam para 20 TL'dır. Üç yıl önce bonkörlük edip 50 TL ödediğim kışlık ayakkabıyı bu kış da eskitemedim. Çocuklardan kalanları ise aynen giymeye devam.....Yine de düşülebiliyor işte.....