Hep O Şarkı
Hep o şarkının hangisi olduğunu merak eder dururdum. Çocukluğumun masum günlerinde kulaklarıma dolan bir ezgi miydi yoksa bana ulaşmadan sonsuzluğa doğru akan bilinmezlerin kendince bir ifadesi miydi, doğrusu içinden çıkmayı başaramıyordum. Artık anlıyorum ki ‘Hep O Şarkı’ydı duyduğum, her zaman ve her yerde… Kulaklarımın derinliklerinde tınlayan, bazen bana ulaşmak için saatlerini ayarlayan, tam onu dinlemek isterken yanımda olan…
O şarkıyı dinlemek için çıkmıştım yola. Ezgisinden bir aşk dünyası oluşturmak istemiştim, yahut sözlerinden vazgeçemeyeceğim bir hayat kurmak… Ben bunların gerçekleşeceği hayaliyle beklerken akıp giden hayatın hangisi olduğunun bilincine varmak için bir süre daha zaman geçmesi gerekmişti. Tecrübe kazanmaya başladığımda ise hepsi benden uzaklaşıp gitmişti. Durup yeniden düşünmeye başladığımda yine şarkılar vardı, yakınlarımdaydı. Hep o şarkılardı, söylendikçe eskimek ve yıpranmak bir yana giderek çoğalmışlardı, daha da güzelleşmişlerdi. Onları dinlerken hayat daha da inceliyordu, çoğalıyordu, güzelleşiyordu ama büsbütün uzaklaşıyordu. Ulaşılamaz bir düş oluşturuyordu hayat gönül dünyamda, sanki içimden kopuyordu ve bir daha buluşamayacağımız uzaklarda kayboluyordu. Onu bulduğumu sandığımda ise birlikte yaşlanmış oluyorduk sanki, tanınmaktan kaçıyorduk.
Şarkılar hayatı anlatıyordu o günlerde de. Hep o şarkıydı söylenen, ısrarlı gibiydi yükselirken, gizemliydi de ama aynı zamanda işveliydi. Yetişenler birlikte ülfet ediyordu, arkada kalanlarda ise bir iz kalıyordu sadece, hayatın kendisinden küçük bir ayrıntı… O ayrıntının çoğaltılabilmesindeydi hayatın tadı tuzu, tadılmasındaki çeşitlilikteydi. İlle de ısrarla tamamını aramaktaki inatta ise hep bir hüsran olurdu sonunda, o zaman azından da mahrum kalma ihtimali hep vardı. Bu ihtimallerin çeşitliliğindeydi hayatın zorlukları. Şarkılardaki ise bambaşka bir izdi. Yakalanamayan bir hayal gibiydi, yollarda olurdu onlar. Yetişmek imkansız gibi olsa da o şarkılar hep vardı ve olmaya da devam edecekti. Her zaman arkasından yetişilemese de onlar yükselecekti hayattan. Hep o şarkılarla sürecekti düşler de yaşananlar da, her zaman istenildiği kadar hakikat olmasa da.
YORUMLAR
Söylenecek çok şey var belki de.
Merhum Yakup Kadri de bu adı vermiş ünlü romanına.
Roman şarkıyla başlayıp şarkıyla bitiyor ve ne yazık ki, şarkı aynı (insan) taraflar değişmiş oluyor. Şarkı ya da şarkılar sonraki kuşakta hangi duygulara karşılık gelecek bilinmez. Sonuç: Hayatımız bir gün şarkısız kalacak...
Özledik Bibim...