Akıp Giden
Kurak, susuzluktan çatlamış toprakta bir kıpırtı belirdi. Suya hasret toprak nemlenmeye başlamıştı.Yarıkların arasından pınar yeryüzüyle buluştu.
Önce ne yaptığını bilmeden bir sağa bir sola aktı. Sonra yatağını buldu ve bir doğrultuda akmaya başladı. Gün geldi kendine şu soruyu sordu “ben amaçsız böylece akmaya devam mı edeceğim? Nedir benim var oluş gayem?” Bu soru nice günler kafasını kurcalar olmuştu. Cevap bulamıyor, düşündükçe işin içinden çıkamıyordu.Yine böyle bir gün uzakta bir karartı gördü. Git gide yaklaşıyordu. Bu susuzluktan dudakları çatlamış bir adamdı. Pınarın berrak suyunu gören adam, kana kana içmeye başladı. İşte cevap buydu, insanlar için akmak. Daha gür akmak için bir sebebi vardı artık.Her geçen gün gelenlerin sayısı artıyordu. O kaynağını zorluyor daha fazla insana hizmet etmek istiyordu.
Gene böyle bir gurup insanın geldiği bir gündü. Yoldan arabalarıyla geçen bir aile pınarı görmüştü. Suyunu gürleştirdi, hizmet etmek için hazırdı. Fakat bu sefer insanların ellerinde kovalar vardı.Pınarın doğuş yerini kazmaya başladılar.Tek amaçları arabalarını yıkayabilecek kadar çok suyu kovalarına doldurabilmekti.Daha fazla daha fazla su! Ona verdikleri zarar umurlarında değildi. Pınar anlamıştı aslında ne kadar bencil varlıklara hizmet etmeye çalıştığını. Onlar kazdıkça çekildi, var olmak için bir sebep yoktu artık ve yitip gitti.Pınarın kuruduğunu gören insanlar,başka bir su bulmak için yola çıktılar ne yitip giden pınar umurlarındaydı ,nede bencilliklerin farkın dalardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.