- 1612 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
8 - YÜZÜK
Onur BİLGE
Sınıfımızda bir mankenimiz vardı. Adı Ayşen’di, manken gibi olduğundan ona öyle derdik. Sarışın, iri, çekik, yeşile çalık açık kahve gözlü, oldukça uzun boylu, iri kemikli zayıf bir köylü kızıydı. Her gün iri bigudilerle dışa doğru sardığı, beline kadar gelen kat kat iri dalgalı sarı saçlarını havalandırarak yürür, bembeyaz dişlerle gülerek selam verirdi. Çok neşeli sayılmazdı. Güler yüzlüydü.
İlk geldiğinde birkaç kez dersten ağlayarak çıkmış, teneffüste nedenini sorduğumda:
“Millete baksana! Herkes neler giymiş, benim bi şeyciğim yok. Elbisemden, ayakkabılarımdan utandım. Bizim oralarda böyle uzun elbise giyerler, burda mini etek giyiyolar. Pantolonum bile yok. Girmiycem derslere.” demişti.
Makyajsız, hafif çilli yüzü, tepesinde toplayarak lastikle sımsıkı bağladığı atkuyruğu saçları, soluk, biraz eskimiş, kaba dikişli elbisesiyle sıradan bir köylü kızdı. Isparta’nın bir köyündendi. Bursa’dakilerin giyim tarzına ayak uyduramaması normaldi. Aramızda, her gelir seviyesinden ailelere mensup kızlar vardı.
Hele bir Neylan vardı;
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 1
SEMİRAY - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Önce anlatımın ve öykünün mükemmel olduğunu söylemeliyim.
Öyküdeki olay dersd verici adeta. Nice insanlarımız benzer nedenlerle yanlış işlr yapıyorlar. Kimi hırsız, kimi kaçakçı ve ne yazık ki kimi de fahişe olabiliyor. İnsan iradesinin gücü böyle durumlarda ortaya çıkıyor işte. Zayıf irade insanı alçaltıyor maalesef.