SOL YANIM BOŞLUK ŞİMDİ/HAYATIN BANA ANLATTIKLARI
__Bu bir kâbus olmalı! Evet evet! Ben birazdan uyanacağım ve yatağımda gözümü açacağım. Bu! Bu olanlar bir kâbustan öte olamaz… Şimdi Ayten! Gözlerini açacaksın ve evinde yatağında bulacaksın kendini…
Gözlerini yavaşça açtı Ayten. Ama işte yine hastanedeydi. Üzerinde hastane kıyafetleri… Günlerdir bu odadaydı ve her uykudan uyandığında; gözlerini hemen açmıyor önce bunun bir kâbus olduğunu söylüyordu kendine. Şu birkaç günün içerisinde neler neler yaşamamış ve neler neler geçmişti aklından. ‘’Çıldıracağım bu gidişle!’’ diye düşünüyordu.
__Sen daha çok beklersin! Sen ettiğini çekiyorsun. Sen göğüslerim bozulur diye emzirme el kadar bebeyi aha gör böyle cezalandırır Allah seni. Of Melike’m keşke emzirseydim seni. Bak içerime dert olmuş fark etmeden. Hoş Metehan’ı da emzirmedim. Verdiler iki hap kesildi sütüm. Tamam, işte oldu. Oldu da ne oldu. Bir ana yavrusundan sütünü esirger mi? Esirgerse Allah da ondan o göğüsleri esirger. Al işte al. Bak nasıl cezalandırılıyorsun gör.
Bu hastalığa yakalandığından beri kendi kendine konuşur olmuştu. Kim ne derse içindeki ses cevap veriyordu karşısındakine. Gerçi karşısındaki duymuyordu ama içindeki ses hiç susmuyordu. Sürekli monologlar yazıyordu kendi kendine.’’ Bir günce tutmalıyım dedi. ‘’Kanserli Günlerim!’’ ya da ‘’Kanseri nasıl Yendim?’’. Nasıl yeneceksin alacaklar göğsünü, oraya koca bir boşluk yerleştirip öylece bırakacaklar.
__Niye ödünç mü almıştınız birinden de şimdi alıyorlar geri?
__Yok, alınan benim göğsüm. Onların değil. Yani ben kimseden ödünç almamıştım. Ama aldılar elimden tekini işte. Meğer benim değilmiş! Kızı da oğlanı da emzirmedim ya bozulacaklar diye. Mademki kullanmamışım elimden almalılarmış. Kullanan birilerine vereceklermiş.
__ Yok, veremezler ki! Hastalıklı o!
__Önce iyileştireceklermiş.
__Nasıl yani?
__Ne bileyim hani çocuklar erken doğunca kuvöze falan koyuyorlar ya! Onu da camdan bir şeyin içine koyup sağına soluna elektrotlar bağlayacaklarmış. Kim bilir belki iyileşirmiş. Sonra alıp başkasına takacaklarmış!
__Olur mu? Hiç senin göğsün başkasına takılır mı?
__Niye takılmasın! Ölen birinin kalbi, ciğeri takılıyor da göğüs neden takılmasın. Hem onlara ben gözüm gibi baktım. Bozulmasınlar diye ne kızı ne oğlanı emzirmedim…
__Ama sen ölmedin ki! Biri şikâyet mi etmiş? Bunca yıl sonra niye alıyorlar senden?
__Az kullanılmış göğüsler bu aralar revaçta imiş. Ondan! Ne bileyim ya! Bana bilgi mi verdiler sanki geri alacaklarına dair! Zaten aklımı oynatmış durumdayım. Burada saf sapık seninle konuşuyorum…
__İyi sen uyu biraz ben sonra yine gelirim konuşuruz. Anlaşılan sinirlisin!
__Gelme! Neden geliyorsun ki; seni başıma nöbetçi mi koydular? Ben seni istemiyorum. Ben göğsümü istiyorum. Onun yerine seni koyamam ki!
__İyi gelmem bir daha o zaman ben de! Bakalım yalnız kalınca kiminle konuşacaksın?
__Git git! Yalnız kalmak istiyorum. Zaten yakında herkes beni yalnız bırakacak. Bakacaklar sol yanım boş. Bundan dost olmaz diyecekler. Göğsüm benim sırlarımı kapatırdı. Dışarı çıkmalarını engellerdi. Tam kalbimin üstünde. Kimsenin görmesine müsaade etmezdi. Ama şimdi bana güvenmezler ki! Kulağıma söyledikleri sırlar göğsümün boşluğundan dışarı çıkar. Ne engel olacak şimdi?
__Sen gerçekten iyi gözükmüyorsun. Yarın büyük gün. Bu gece vedalaş göğsünle.
__İnsan göğsüyle nasıl vedalaşır saçmalama! Kuzularım geldiğinde yaslanamayacakta artık. Biri yaslansa diğeri boşta. Hangisi yaslansa diğeri surat asacak. Benim göğsüm nerede diye!
__Hadi ama olayı dramatikleştirme.
__Göğüs senin değil konuşması kolay tabi. Of uyumalıyım. Uyuyayım ve bir daha uyanmayayım olmaz mı? Unutsunlar beni. Öleceksem göğsüm alınmadan öleyim de eksikliğim belli olmasın…
Yirmi gün önce başlamıştı bu kâbus. Banyo yaparken birden göğsündeki bir beze eline gelmiş bir ürperme ile’’Acaba?’’ sorusu aklına takılmıştı. O gece; sabaha kadar uyutmamıştı kafasındaki ‘’acaba?’’sorusu. Kendisinin bu durgun halinden şüphelenen Metin ısrarla sormuş; ilk önce yok bir şey dediyse de sonra söylemişti fark ettiği şeyi. Her ikisi de aynanın karşısında dakikalarca bu bezeyi incelemiş; tam emin olabilmek için ertesi gün bir doktora danışmaya karar vermişlerdi. Sağlık öyle ihmale gelecek bir şey değildi. Maazallah ya kanserse idi!
Kırk altı yaşındaydı Ayten. Ailesinde bildiği kadarıyla kanser olan da yoktu. Onun bildiği elli yaşından sonra olurdu bu tür şeyler. Doktorlar öyle söylüyordu risk guruplarını anlatırken. Kendi başına geleceğini hiç düşünmemişti. Yine de ihtimal vermek istemiyordu. Sabah bir doktordan randevu aldılar. Metin böyle bir durumda eşini yalnız bırakmak istememiş, işyerinden izin alarak o da eşi ile beraber hastaneye gitmişti. Yapılan mamografi de ele gelen bezenin bir kanser oluşumu olduğu anlaşılmıştı. Biyopsi yapılması gerekiyordu. Acaba bu oluşum iyi huylu muydu kötü huylu mu? Kanser hücreleri bakalım ne kadar yayılmıştı? Bunları dinlerken Ayten duyduklarına inanamıyordu. Ağlamalar, neden onun başına geldilerden oluşan bir dizi sinir krizi atakları geçirdi birkaç kez. Hiçbir şey için fazla beklemek istemiyorlar biran evvel sonucu öğrenmek istiyorlardı. Hemen biyopsi için gün aldılar. Bu birkaç gün hem çok uzun hem çok kısa geçti Ayten için. Hem bir an evvel sonucu öğrenmek istiyordu hem de bilmek istemiyordu. Biyopsi sonucu bir hafta sonra belli oldu.’’ Evre 3-A!’’. Nedir bu diye sordu Ayten doktora; bakışlarından rahatsız olmuş bir şekilde. Belli ki bu kötü bir şeydi.
__Bakın Ayten Hanım! Size güzel haberler vermek isterdim; ancak vereceğim haber çok güzel bir haber değil. Evre-3A dediğimiz evre; tümör kötü huylu ve koltuk altı lenf bezlerine ve göğüs dışı dokulara sıçramış durumda demektir. Bunun tedavisi; mastektomi ve devamında hem kemoterapi hem hormon tedavisidir.
__Yani?
__Yani göğsünüzü almamız gerekiyor. Bunu üzülerek söylüyorum. Ancak eğer bunu yapmazsak kanser başka hücrelere ve organlara da sıçrar.
__Nasıl olur doktor; yani ele gelen küçücük bir şey. Bu o kadar önemli mi?
__Tabi ki! Elbette büyüklükte önemlidir bizim tanımlamalarımız da ancak kanserli kitle giderek ilerliyor sizin hastalığınızda. Eğer müdahale edilmezse diğer organlarınıza da sıçrar ki bu da kesin ölümünüz demektir.
O içindeki ses ilk bu konuşmaların ardından çıkmıştı işte.
_(Ne yani doktor ölecek miyim ben şimdi? Bu genç yaşımda. Daha oğluma gelin bakacağım. Kızımın mürüvvetini göreceğim. Giyeceğim elbise bile hazır. Dekolteli. Şimdi göğsüm olmadan nasıl giyerim ben o elbiseyi. Nasıl salınırım şöyle oğlan anasıyım ama hala bakın genceciğim diye. Hem demeyecekler mi göğsü olmayan kadın o diye. Yapmayın doktor almayın benim göğsümü. Göğsüm size ne yaptı?) Fakat doktor göğsümü almaktan başka yol yok mu? Yani ne bileyim ilaç tedavisi falan ya da radyoterapi?
__Maalesef Ayten Hanım! Zaten kemoterapiniz olacak. Ve hormon tedaviniz. Biliyorum bu süreç zor ve sıkıntılıdır. Psikolojik destekle beraber bunların hepsini size vereceğiz. Sizin de moralinizi yüksek tutmanız gerekiyor.
__(Bak şimdi şu doktorun dediklerine. Hem göğsümü alacaksınız hem eziyet edeceksiniz. Olmaz ki ama! Nasıl moralimi yüksek tutayım canım!) Peki, doktor bey göğsümü aldıktan sonra neden bitmiyor çok mu kötü durumum?
__Tabi ki hayır. Ama takdir Allahın. Biz tedavinizi yapacağız ve sonuçları beraber göreceğiz. Bölgeyi kanserli hücrelerden temizlememiz gerekiyor. Bu da göğsünüzü almakla olacak maalesef. Burada yapacağımız bir şey yok. Devamında tedavi ile yayılmasını ve başka organlarınıza sıçramasını engelleyeceğiz.
__(Tabi sana göre kolay. Giden benim göğsüm. Metin’im şimdi bana kadın gözüyle de bakmaz. Gider kendine iki göğsü yerinde olan birini bulur. Ben de pencere diplerinde yolunu beklerim. Hem tek göğüs için sutyen de satılmıyor. Hadi birini aldınız. Diğerini ne yapacağız. Ne diyeceğiz çamaşır satan satıcıya benimki yarım göğüs indirim isterim. Ben bunun yarı parasını mı öderim diyeceğiz. Adamlar ikizlere takke diye bağırıyor. Tekiz satmıyorlar ki. Birinin yüzünden diğerini niye cezalandırıyoruz. Hadi cevap ver bakalım?) Anladım doktor bey! Peki, aldığınız zaman yeri yani nasıl desem…
__Sizi anladım Ayten Hanım! Yeri ne olacak diyorsunuz. İsterseniz hemen göğsünüzün alınmasından sonra rekontrüksüyon ameliyatı yaparız. Yani protez göğüs. İçi silikon jel veya tuzlu su dolu silikon göğüsler. Tıp bu konuda çok ilerledi. Kendi göğsünüzden farkı olmayacak. Ama bizim tavsiyemiz genelde iyileşmeden yapmamak tarafa. Zira kanserli hücreleri temizleyip iyileşme durumu tamamlandıktan sonra estetisyenlerimizle bunu halledersiniz. Emin olun eskisinden de iyi olacaksınız.
__(Sen öyle zannet doktor. Hiç kendi göğsümün yerini tutar mı? Sizin yaptığınız eski göğsümle bir olur mu? Hem bakalım sağ yanımdaki göğüs ne diyecek buna! O isteyecek mi? Onu yenilediniz ya ben ne olacağım böyle kullanılmış kullanılmış demeyecek mi? Kızar da o da ben gidiyorum mademki derse? Buyur buradan yak! Yok, yok o göğüs ikilik çıkarır ikizlerimin arasında. Küser solar diğer göğsümde. Hem Metin’im bilmeyecek mi onun protez olduğunu? Git Metin git sen şimdiden bul kendine çıtır sevgiliyi! Ben beklerim tek göğsümle pencere diplerinde.) Bir de doktor bey; bu hastalık genetik diye biliyorum. Benim geçmişimde bildiğim kadarıyla yok ama artık bende olduğuna göre kızım!
__Tabi bu önemli Ayten Hanım! Artık sizde bir hasta hikâyesi olduğu için kızınızın sık sık mamografi yaptırması gerekecek. Bunu ihmal etmemeli.
__Teşekkürler doktor, peki ne zaman ameliyat olacağım?
__Yatışınızı yapalım. Tüm tetkiklerinizi tahlillerinizi yapıp gününüzü ona göre belirleyelim.
__(Bakıyorum da pek meraklı imişsin hemen ondan kurtulmaya. Alo! Bir dur! Bir düşün. Başka çözümü var mı?) Tamam, doktor bey!
Ameliyat günü gelmişti işte. Metin ve çocuklar başucundaydı. Ayten’e moral vermeye çalışıyorlardı.
__Anneciğim; sakın üzülme! Bak çok sağlıklı olacaksın! Biz seni çok seviyoruz.
__(Ama artık annenizin bir göğsü olmayacak. Nasıl paylaşacaksınız geriye kalanı? Kavga etmeyecek misiniz kardeşinle.) Biliyorum kızım. İyileşecek ve yine yanınızda başınızda olacağım. Bazen böyle şeyler oluyor hayatta. Merak etme korkmuyorum ben. Yeter ki sizlere bir şey olmasın!
__Annem korkma sakın çıktığında, gözünü açtığında başucunda olacağız emin ol. Annem, ne olur üzülme olur mu?
__(Yok, siz göğsümün peşinden gidin. Bakalım ne yapacaklar zavallı göğsüme. Söyleyin canını çok yakmasınlar. Kaldırıp çöpe atmasınlar. Versinler bize biz ona cenaze töreni yaparız. Gömülüşünü göreyim ben de. Parça parça gömelim beni. Böylece tamamım öldüğünde ağır gelmez tabutum.) Yok, yavrum korkmuyorum. Üzülme sen. Biliyorum beni burada bekleyeceğinizi.
__Güzel karım benim! Hepimiz yanındayız ha! Beraber aşacağız bütün bu günleri. Seni ne çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?
__(Yok, Metin’im yok! Ben şimdi ameliyata sen hemen çıtır bulmaya. Hem de 90-60-90 olanından. Ne yapacaksın benim gibi tek göğüslü hatunu. Sarılacaksın boşluk. Dokunacaksın şeytan aldı götürdü. Biliyorum! Gelme Metin’im ben beklerim pencere diplerinde. Kaderimmiş der katlanırım. Ne yaparsın bu yaştan sonra ikizlerimden ayrılmakta varmış. İkizleri birbirinden ayırmıyorlar Metin’im beni senden ayırıyorlar.) Üzülme Metin! Biliyorum! Ben de seni seviyorum. O kapıdan hastalığımdan kurtulmuş olarak çıkacağım. Biraz zorlu günlerimiz olacak ama biz bir aileyiz değil mi?
__Annem hadi göreyim seni! Benim annem cesur bir savaşçıdır. Parti yapacağız parti. Hele bir iyileş!
__(Sen sakın ilerde göğsü elinden alınacak bir kızla evlenme emi oğlum! Bak böyle kötü oluyor. Sende Metin’im gibi iki göğsü olan birini bulmak zorunda kalırsın sonra. Gelinin toprağı kaynananın hamurundan olurmuş derler. Sakın benim gibi hamurumdan birini bulma. Söyle ona çocuklarından esirgemesin göğüslerim bozulacak diye sütünü. Sonra bak birini alıyorlar elinden) Tabii ki yavrum. İyileşeceğim. Daha ne günler yaşayacağız hepimiz. Evlendiğinizi göreceğim ikinizin de. Kız isteyeceğiz. Düğünler yapacağız. Siz üzülmeyin. Dayanamam üzülmenize. Ama her şeye rağmen hakkınızı helal edin. Ne hakkım varsa benimki helal sizlere…
Ayten uyandığında sol yanında artık koca bir boşluk vardı. İçindeki ses susmuştu. Konuşmuyordu artık. Uzunca bir süre yara yerine dokunamadı. Uzun tedaviler geçirdi. Göğsünden sonra aldığı kimyevi ilaçlardan dolayı saçları da döküldü. Hormon tedavisi uygulandı. İçinde bir yerlerde kadınlık duyguları köşelere en gizli ücralara saklanmıştı. Yataktaki yattığı yeri onca yıl sonra değiştirdi eşiyle. Uzunca süre sarılamadı kocasına. Sanki dokunursa ondaki boşluğu fark edecekti. Göğsünü değil de kadınlığını almışlardı elinden sanki. Uzun süre psikolojik destek aldı. Yara yeri iyileşmiş kanserli hücreler temizlenmişti tamamen. Gün aldılar ve protez göğsü taktırdılar. Diğerinden farkı yok gibiydi. Ama yine de sanki belliydi yabancı bir şey olduğu. Yaşamda tüm acı ve tatlı olayları sükûnetle karşılamalıydı. Dersler çıkarıp hayattan; ‘’Neden ben?’’ sorusunun cevabı ; ‘’Çünkü çıkarmam gereken dersler var, o yüzden bunu yaşamalıyım ve hayat bana ne diyor duymalıyım!’’ demeliydi. Sağlıklı günleriniz olsun…
YORUMLAR
hüzünlü bir okadar da ders verici bir yazıydı..
Rabbim Aytenlere sabır versin..yaşayan bilir elbet ama çok zor bir durum...
konu güzel,anlatım harikaydı...
yazan yüreğe sağlık...
saygı ve selamlar...
işteöylebirşey tarafından 4/13/2009 8:08:24 PM zamanında düzenlenmiştir.