- 1301 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
7 - CİN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Onur BİLGE
Bir gün akşam dersinden sonra eve döndüğümde; bizde, karşı apartmanın alt katında oturan komşumuz Zerrin Hanım’ın olduğunu gördüm. Babam diğer odadaydı. Gazete okuyordu. O da annemle sohbet etmekteydi. Her zamanki gibi canımı içeri aceleyle attım. Yorgundum; bir an önce üstümü değiştirmek ve dinlenmeye geçmek istiyordum.
Ben gelince kesilen sohbete kaldıkları yerden devam etmeye başladılar. Sesleri geliyordu. Ne konuştukları anlaşılmıyordu. Rahat bir şeyler giydim; elimi yüzümü yıkayıp, saçlarımı topladım; yanlarına geldim. Komşu hanım, gözlerini kocaman kocaman açmış, hararetle anlatıyordu. Annem de arada lafa giriyordu. Bir süre dinlemede kaldım. Önceki konuyu kaçırmıştım ama yine de zamanında yetişmiştim. Oldukça ilginç şeyler duydum. Tam da ilgi alanıma giriyordu. Olay duru görü ile ilgiliydi. Oldum olası olağanüstü olayları okumaya, dinlemeye bayılırım!
“Bu gün hava oldukça soğuktu. Akşama kadar kapı dışarı çıkmadım. Çok önemli birkaç işimin dışında hiçbir şeye elimi sürmedim. Sıkıca giyindikten sonra, televizyonun karşısındaki sedirde örgümü örüp, ara sıra sıcak bir şeyler içtim.
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 1
SEMİRAY - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Yaşamın içerisinde var olduklarına katen inandığımız ve de Kur-an da adı geçen cümle mahlukatlara bin selam olsun ki tamamı Allahın inayeti/insiyatifi ile bahşedilmişlerdir.
-Sevgili Onur günü doya doya yaşamak ve de gün sonunda anılarla buluşturmak bu olsa gerek.Kutluyorum dostumu.....
*Dikkatli bakınca nasıl da kayboldu! Var olsaydı, yok olmazdı.* demişsiniz...
Bir şiirimde
Var gibi görünen bir yokmuşum ben... demiştim hiçliği tarif ederken...
Her gördüğümüzü var olarak kabul etmemiz normal de...
Göremediklerimizi "yok" kabul etmemeliyiz bence.
Yokluktan gelen, yokluğa yolcu misafir namzetleri olarak...
Yine özen gösterilmiş bir çalışmaydı...
Saygılarla
Çok güzel bir anlatım...
herşey beşer aklın sınırları içinde değil.Mevlananın deyimi ile gönül gözüule desteklenmemiş akıl çamura saplanmış eşek den farksızdır.
hanımefendi yaptığı zikirlerle kalp gözünü clalamış.zikirlerine devam ettiği taktirde daha ilerisini de görmesi mümkündür.Karanlıklar içindekiler anlatılanlara kafirlerin bakış açılarıyla başka başka cevaplar arasalar da müminler bu tür şeyleri allahın varlığına delil sayaıp imanlarını güçlendireceklerdir.Hizmetiniz taktire şayandır.Bir kişiyi bile ateşten korumak ne büyük bir hayır..
selam ve saygılar..kaleminiz güzel..arı duru...
Merhabalar....
AZ ÖNCE BİR KONU İÇİN MUHTEREM HOCAMIN CEVABINI BURAYADA YAZDIM.
Her varda O var..adı ne olursa.
Tabiatın tabii oluşu genele,kula göredir.
Allah dilediğini dilediği nesne ile uyarır.Adı melek,adı ruh,adı cin,adı zebani ne fark eder.O her ne ise hakkın izniyle,hakkın kudretiyle,hakkın diliyle hitap eder.
Bazen adı ak sakalı bir dede,bazen cebrail,bazen hızır,bazen cin....çoğu zaman insan kılığında bizi uyaran da tehdit eden de,aldatan da,lutfeden de hakk tealadır.Bunun dışındaki bir düşünce tarzında gizli açık şirk vardır.
Zamanı Resulde bir kişi hakkında Efendimiz ölüm fermanı çıkarmıştı.Tam bir peygamber ve allah düşmanı idi.Epey zamandır aranıyor,takip ediliyordu..Sonunda bir izzetli sahabi onu öldürmeyi başardı.Gelip efandimize şöyle dedi.
---Ya resulullah o melunu Allah öldürdü.
Efendimiz ''cümleni düzelt'' demedi.Olduğu gibi kabul ederek kendisini mükafatlandırdı.Allah'ın bir adı Latıyfün'dür.
SEVGİ İLE...