SUKUTUN ALTIN OLDUĞU ZAMAN
SUKUTUN ALTIN OLDUĞU ZAMAN
Sevgili dostlar, “Söz gümüşse sukut altındır” demiş atalarımız. Bu atasözümüzü hepimiz ilkokula başladığımız yıllardan itibaren duyarız. Dinleriz, ezberleriz.
Hatta üst sınıflarda bu sözü açıklayan kompozisyon yazma ödevi bile verilir bizlere öğretmenlerimiz tarafından.
Bizde bu ödevi büyüklerimize sorarız, onlar ne söylerse yazar, öğretmenimize teslim ederiz.
Ne ödevi yapan biz ne de ödevi bize yazdıran büyüklerimiz bu sözü tam manasıyla bize açıklayamazlar demeyeceğim. Eğer öyle deyiversem hemen tersleneceğimi biliyorum. Ne demek bilmemek denileceğini biliyorum.
O zaman şöyle söyleyeyim. Bu atasözümüzün ne anlatmak istediğini biliriz de hiç birimiz yaşantımıza aksettirmeyiz. Ne sukut eder altın kazanırız ne de konuşur gümüş kazanırız.
Biz hep bir şeyler kazanmanın peşindeyiz ya ondan böyle söyledim efendim.
Efendim ben yıllarca konuştum altın falan kazanamadım. Başka biri de bende yıllarca ağzımı açmadım fakat hiç gümüş kazanmadım diyecek böylece bu atasözü boşa çıkacak.
Eeee, devir değişti sultanım. Şimdi dolu konuşanlar dinlenmiyor ki sen altın kazanasın. Boş konuş bakalım neler kazanırsın. Hatta katmer katmer yalanda kat sözlerine bakalım kazancın ne kadar artıyor.
Sen, eyyyy sukut eden efendi, sende boş konuşanları dinle bakalım avuç avuç gümüş nasıl kazanılırmış.
Olmadı mı? Sözlerim hoşuna mı gitmedi, o zaman gerçekten kazanmak istiyorsan şu iki büyüğün konuşmalarını dinle belki kazanırsın.
Vakti zamanında kötü yollardan para kazanan bir adam kazandığı parayla bir inek alır. Neden sonra yaptıklarına pişman olur. Aldığı ineği Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerinin dergâhına götürüp dergâha bağışlamak istediğini söyle. İneği nasıl kazandığını da anlatır.
Hacı Bektaş-ı Veli haram diyerek geri çevirir.
Adam oradan döner günler sonra Konya’ya Mevlevi dergâhına gelir. Mevlana hazretlerine ineği bağışlamak istediğini söyler.
Hazreti Mevlana ineği kabul edince adam Hacı Bektaş-ı Veliye götürdüğünü ama haram diyerek almadığını söyler. Bunun sebebini sorar.
Hazreti Mevlana der ki, “Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. Biz kabul ederiz ama o kabul etmez” buyurur.
Adam üşenmez tekrar Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerine gelir Mevlana’nın ineği kabul ettiğini söyler. Sebebini birde ondan sorar.
Hacı Bektaşi Veli de şöyle karşılık verir.
“Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü bir okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü asla kirlenmez. Bu sebebden dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir” buyurur.
Şimdi sukut etme zamanı ama gevezeliğime verin de bir şiir koyalım sonra sukut edelim. Selam ve dua ile.
SÖZ SÖYLE Kİ
Söz söyle ki ipeklere eş olsun,
Söz söyle ki gönülleri yıkmasın.
Söz söyle ki tatlı olsun, hoş olsun,
Söz söyle ki dilimizi yakmasın.
Söz söyle ki duyguları yoklaya,
Söz söyle ki duyanları aklaya,
Söz söyle ki mücevherci saklaya,
Söz söyle ki orta yerde kokmasın.
Söz söyle ki âlimlerce korunsun,
Söz söyle ki kitaplardan barınsın,
Söz söyle ki iftiradan arınsın,
Söz söyle ki boğazıma çökmesin.
Söz söyle ki şöyle titretsin arşı,
Söz söyle ki olsun istiklâl marşı,
Söz söyle ki tokat zalime karşı,
Söz söyle ki kimse karşı çıkmasın.
Söz söyle ki beyni bulandırmadan,
Söz söyle ki bizi yalandırmadan,
Söz söyle ki sözü dolandırmadan,
Söz söyle ki dinleyenler bıkmasın.
Söz söyle ki aklın terinden gelsin
Söz söyle ki gönül erinden gelsin
Söz söyle ki kökü derinden gelsin
Söz söyle ki bir söz onu sökmesin
Söz söyle ki Ataroğlu’nu süze,
Söz söyle ki insin ovaya, düze,
Söz söyle ki açık olsun herkese,
Söz söyle ki başka mana çıkmasın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.