ŞÜKRET
Güneşin mutlu doğduğu günlerdi çünkü bahardı kırlarda çiçekler açmış ağaçlar gelinler gibi dallarda çiçekler bu güzellik anlatılmaz. Güneş mutlu doğmuştu yine ışıklarını gönderdi yer yüzüne açan çiçeklere küçük papatyada güneşin ısısından açtı gözlerini tatlı tatlı
Gerindi oh dedi ne güzel bir hava mis gibi koktu doğa bakındı etrafına yalnızdı bir kaya dibinde yüksekçe idi yeri arkasında ağaçlar vardı biraz uzakça ve karşısında bahçeler ağaçlar arasında rengarenk çiçekler manzaraya hayran kaldı kendine benzer pek çok papatyalar sarmıştı bahçeleri aralarında kırmızı gelincikler ebe gömeci çiçekleri morca nede güzeldiler
Papatya cık üzgün baktı böyle kalabalık bir ortam varken kendisini çok yalnız hissetti duygulandı bir damla şebnem yuvarlandı gözünden işte o anda biri öpüverdi papatyacığı şaşkın bakarken ruzgar merhaba dedi papatya beni senmi öptün ruzgar gülümsedi kızdınmı niye seni öptüm diye yok kızmak ne ama şaşkınım rüzgar yine dolandı papatyanın etrafında üzgünsün niye niye olmasın baksana karşıya ne çok hemcinsim var oysa ben yalnızım ona üzüldüm onların yanında olmak isterdim
Rüzgar üzülme şükür et bak ne güzel bir yerdesin karşıdaki çiçekleri seyrediyorsun aralarında olsan böyle seyredemezdin şükret diye okşadı papatyayı papatya mahçup yapma utanıyorum niye ne bileyim rüzgar gülümsedi utanırsan yine öperim niye çünki çok güzelsin de ondan neyse ben gittim hoşça kal deyip sesler çıkarark ilerledi diğer çiçeklere doğru rüzgar geçtikçe çiçekler salınıyor du papatya ardından baktı rüzgarın ve çiçeklere baktı yine içi titriyerek
Gün güzel geçmişti papatya diğer çiçeklere
Gıpta ile bakarak gece başlarken rüzgar yine geldi şarkılar mırıldanarak papatya hoş geldin dedi rüzgar birazcık sert hoş bulduk ne o öfkelimisin yok birazcık esmek zorundayım gece başlıyor bende esicemki hava birazcık serinlesin diye iyi serinlet çok hoş oldu bak tatlı bir serinlik yayıldı rüzgar bak yıldızlar çıktı gök yüzüne bak diye papatyaya seslendi birazdan ayda çıkar gece güzel olur yıldızlar parlar mutluca papatya baktı evet çok güzeller elmas kandiller gibi parlıyor ya şu uzanan yıldız lar ne onlar çok başka saman yolu o bak şu parlaklar da kutup ayı derler onlara hepsi hepsi güzel güzeldirler rüzgar sertçe esince papatya of dedi çok salladın beni yoruldum uyu o zaman sabah görüşelim ben dolaşıcam deyip ayrıldı papatya uyumuştu günün ilk ışıkları uyandırdı yine baktı karşıdaki bahçeye çiçekler uyanmıştı derin bir iç çekip seyre daldı o güzelim rengarenk bahçeyi ne kadar mutluydular ve ne kadar güzeller diye hayıflandı oyine yalnızdı birkaç saat geçmişti ki kalabalık birileri göründü papatya şaşkın bunlarda ne ki diye dikkatle baktı rüzgar belirdi yanında öpmüştü yine papatyayı kızardı papatyacık sen dedi sen ne yaptın yine rüzgar gülümsedi e çok güzelsin bak dedi papatya karşıya bak gördüm onlar insan insan mı evet ne yapıyorlar ha piknik yapacaklar o ne demek hiç eğlenecekler nasıl yani bekle gör papatya şaşkın bekledi gelenler kılımler çıkarıp yazdılar oturdular papatya şaşkın aman allahım çiçeklerin üzerine oturuyorlar hepsi eziliyor diye nerede ise ağlayacak hale geldi çocuklar vardı papatyaları topluyor taç yapıyorlardı gelincik tomurcuklarını koparıp açıyor yerlere atıyorlardı papatya çok üzülmüştü ağlamaklı allahım dedi allahım öldürdüler güzelim çiçekleri rüzgar üzülme bu onların kaderi güzel olmak kolay değil işte böyle koparılıyor sen şükret onların arasında diğilsin yoksa sende giderdin bak şimdi çok yakında kardeşlerin açacak hep beraber çok mutlu yaşayacaksınız burada size kimse dokunmaz ama onları bir iki gün içinde biçerler niyeki ot yaparlar kışın hayvanlara yedirmek için biçerler bunları ama sen ve kardeşlerin burada yaşarsınız size kimse dokunmaz şükür et uzak ve yalnızsın ama mutlu olacaksın uzun bir süre yaz sonuna kadar mutlu yaşayacaksın şükret olurmu şükret
YAZAN HACI AYŞE KARAN