- 607 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Başkayım bugün
Yatağından taşan bir nehir gibiyim bugün, deli dolu akan,bentleri yıkan.
Başında deli rüzgarlar esen ulu dağlar gibiyim.
Fırtınalarla yarışır haldeyim,lodos,poyraz karayel.
Bu gün bir başkayım,başkalık var bende,bana inat benden uzakta
bir hayatın içindeyim.Surlarla çevrili bir kalenin eşiğindeyim.
Uzak yollar yorgunu,görünmez dertler vurgunu .
derdine derman bulmaz avareler, biçareler gibiyim.Zamansız açan goncalar ,
belki erken beklide geç kalmışlığın biçtiği
elbiseler içinde daralmaktayım.Uzun uzun konuşacak birileri gerek bana,
anlatılmaz duyguların içindeyim.Güneş bugün başka doğdu,
başka battı,gece daha bir karanlık loş ışıklar içindeyim.
Kaç yıldız varsa gökte gözlerimin içine girercesine büyümekte,her emelim hevesim,yıldızlara inat bugün küçülmekte.Hangi nağmeyi dinlesem,
hangi faslın melodisini duysam gam bugün,
bana keder olan her an,başkasına düğün.
Yüreğin sızlamasına inat ne elem varsa yüklendim artık,
ben hamalım ben ameleyim,ben başkayım bugün.
Kime sorsam gamdan kederden anlatır,kime dokunsam bin bir figan bana yansıtır.
Hararet var içimde,gözlerim fersiz,
ne ben dünyaya biganeyim ne dünya bensiz.
Merkezindeyim bütün duyguların,geçmişin bugünün,gelecek yarınların.
Sevinçlerin ahların yalvarmaların.
Bir demet nergisin bir karanfilin bir solmakta olan goncanın,
derdine bile ağlamaktayım.Nice zamanların beni kuşattığı uzun soluklu yorgunlukların,ayaklarımdan çok ayakkabılarıma vuran sızısıyla
dağlanmaktayım.Bir can gerek bana,
beni anlayan,benimle gülüp benimle ağlayan.
Bedel derseniz, insanlık onuruna ödemeye hazırım,canı anlayacak can gelsin,
ben dahasına razıyım.Heyhat;ne günler görecekmiş bu can,
ne günlerin anlamsız tarzıyla geçecekmiş hayat.
Anlamını bilmediği kendi dilinden olmayan kitapların
tercümesiyele geçerken zaman,parantezler içinde hafızamda her kalan.
Derin düşlerin çizdiği sahih olmayan yollar,
her umut diye tutunupta elinde kalan kuru dallar.
Başkayım bugün ben,çok başka.Nasıl anlatsam bilmem,eşe dosta.
Hani demiştimya bir can bana,cana yazık şimdi,
ben kendimi anlayamadımsa.Verilmemiş hesapların beni saran korkusuyla,
gözlerim dehlizlerde,keder kuyularında.
Zamanın anlaşılmaz delisiyim sanki,bütün tabibler meftun bana,
benden uzaklaştıkça her şifa,mecbur kaldım dermansız yaşamaya.
Ne kadar ince gönül varsa bugün gerekli bana,ne kadar yüzü gülen adem oğlu.
Kalabalıklar içinde alışkın değilim yalnız yaşamaya,
kim söz etse kapımı çalsa,kabulümdür bu gün.Misafirperverim,
selem veren her canı severim,kim yüzüme gülecekse bugün,ben dizlerinin dibindeyim.Avuçlarımı açtım,yüzümse yere dönük,
başkayım bugün,içimdeki her heves her umut daha bir sönük.
Narin dallar gibiyim,ince zarif,bağrı yanık bülbüller gibi,
içimde saklı her his.Kaç pınara gittimse de,hararetim dinmedi,
kim ne teselli verse de içime sinmedi.
Uzak diyarların yolcusu gibi,bütün yetimlerin babası gibi,
bütün öksüzlerin anası gibiyim bu gün.İşte ellerim,uzattım ufka doğru,
tutsa bir can bileklerimden sımsıkı,çekse eksenime yakın yerlere,
derman olsa içimdeki avare hisler.
Biliyorum,ben başkayım bugün,ne söz anlatır beni ne romanlar.
Anlarsa ancak beni benim gibiler anlar.
Durmadan eyyy ediyorum her yana,Bir garip kul,halden anlayan olursa,
hiç çekinmeden yüksünmeden anlatacağım bana ait ne varsa.
Getirsin heybesinde olanları döksün önüme,eski zamanlara ait,
samimi hislerle efsane sözlerle oturup anlatalım sözü yormadan.
Kim gelirse derde derman olan,halden anlayan,kapımı çalan,
yanı yanımdır,bende ne varsa benden olan,
en sıcak iklimlerde en nadide açan,bir demet haseneyle birlikte
sunacağım gönlüne.
Yakup DÖĞER