- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
bitmemiş
Bir çok ağacın içinde küçük bir ağaç çok erken duymuş baharı yüreğinde...Sevindim...Baharın geldiğini, gelmekte olduğunu,geldiğini görmek beni her zaman sevindirir.Sonra içimden ne geldiyse yazıverdim:
-Hadi acele et,geç kalacağız yoksa.
Hazırlıksız yakalamışlardı tabiatı.Ağaçlar daha yeni süslüyorlardı kendilerini rengarenk çiceklerle ve daha sürmemişlerdi kokularını baharın.Toprak utancından kızarmıştı,öyle hazırlıksız yakalandığı için.Bir saat kadar sonra tepeye vardılar.Ağaclarının dibinde durdular.Kenan hızlı bir hareketle Orhan’ın gözlerini kapattı.Bütün çabalarına rağmen Orhan açamadı gözlerini.Sonra yavaşca Orhan’ı sağa doğru çevirdi.Sonra çok kısa bir süre için açtı gözlerini ve Orhan ne olup bittiğini anlamadan sadece bir an için etrafını görerek hemen tekrar kapattı gözlerini Orhan’ın.
-Hadi anlat...
-Neyi?
-Hadi anlat...
-Göl,ördekler,nilüfer,su...
Kenan yine beklenmedik bir anda çekiverdi ellerini.Ve sırtını döndü.Gülen yüzü birden asılmıştı.Gözleri de doldu.Elleri de titredi bir an için.O’nu asık suratlı görmek Orhan’ı da üzmüştü.Tam sarılacakken kaçtı Orhan’dan.Orhan elleri havada yüzünde şaşkınlık ifadesi ile öyle kalakalmıştı.Birisi kırgındı diğeri üzgün...Hava güneşliydi,bütün ağaçlar dışarı çıkacaklarmış gibi yapraklarla,çiceklerle süslenmeye ve bahar kokularını sıkmaya başlamışlardı bile.Kenan sırtı dönük bir şekilde ağacın dibine oturdu,ayaklarını uzattı.Elinin birini çenesine koydu,diğerini de toprağa bıraktı.
Geçen her saniye ikisini sakinleştireceğine,biraz daha artıyordu hüzünlerini...Kenan hiç bir zaman duygularını dizginlemeyen,bütün hislerini dolu dolu yaşayan bir adamdı.Uzun boyu,iri mavi gözleri,geniş omuzları ve boyuna göre ideal bir kilosu vardı.
-Şu kuğular
-Ne?
-Şu kuğular,diyorum.
-Ne olmuş o kuğulara,dedi hiç sırtını dönmeden.
-Şu kuğular göl ile yılın bu günü için anlaşma yapmış gibiler.Baksana!Ve göl onları kaybetmek istemiyor gibi.Yılın bu günü göl kuğular için en güzel yerlerine nilüferleri bırakıyor ve sazlıklarla süslüyor gölü.Ve suyun rengi her zamankinden daha güzel yılın bu günü.
-Geliyorlar...Geliyorlar...
İlkini bağırarak,ikincisini ise Kenan’ın duyabileceği kadar yüksek sesle söyledi.Şimdi hızlı olma sırası Orhan’daydı.Bir hamlede kaldırdı Kenan’ı ve aynı hızla kutladılar burada olmalarını dudaklarını dudaklarında birleştirerek.Sonra ikisi de ağacın dibine oturup ayaklarını uzattılar,elleri kenetlenmiş bir şekilde yaslandılar birbirlerine.
Göl kuğularla birlikte daha güzel daha izlenilesi bir hal almıştı.Bu göl bütün kuğular için aşk bahçesiydi.Birbirlerini etkilemek için yapılan dalışlar,uçuşlar,kanat çırpışlar,etrafında,peşinde dolaşışlar,rakiplerini alt etmek için verilen çabalar...Reddelişler,hayal kırıklıkları,yenilişler.Serenat yapıyorlardı birbirlerine.Müthiş bir aşk filmi oynuyor gibiydi.Yarım saat süren ve en içten en samimi duygularıyla filmi yaşayan kuğular,baktıkça gözlerinizi alamadığız bir tablo kadar mükemmel,yarım saat sonra bitecek kadar sonu olan-elbette bu son ikisi için-ve hava ve su kadar da gerçek.
Konuşmadan anlaşıp ayağa kalkıp sıkıca sarıldılar birbilerine...Ve ayrılık vakti gelmişti.İkisinde de aynı tebessüm Orhan Kenan’a kenetlenmiş bir şekilde istemeyerek de olsa hızlı bir şekilde geldikleri yolu silermişsine geldikleri yolu takip ederek geri döndüler.İlk caddeden sola saptılar,dar caddeleri de geçip Orhan’ın evlerinin arka sokağına geldiler.Konuşma fırsatları olmadığı için Kenan Orhan’a bir zarf verip hızla uzaklaştı.Orhan da yüzünde o biraz önceden kalma tebessüm ve sarhoşlukla evine girdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.