- 927 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
"DEĞERLERİMİZ"
DEĞERİNİ BİLMEDİĞİMİZ “DEĞERLERİMİZ”
Bizim değerlerimiz, bizim “değerlerimiz”...
Değerlerimizse çocuklarımız...
Peki, ne kadar kıymetlerini bilip, değerlerini anlıyoruz?
Ve anladığımız bu değeri icâbınca yetiştiriyor/yetiştirebiliyor muyuz?
Öyle çok isterdim ki bu sorunun cevabının “evet” olmasını...
Çocuklarımız var kalemi, fırçayı güzel kullanan ve hayal gücü geniş olan. Ressam olabilecek, mimar olabilecek, hattat olabilecek kapasiteye sahip. Ama bakıyorsunuz ki bu çocuklar ayakkabı boyacısı, duvar boyacısı olmuş... Kalem, resim fırçası tutacak eller boya fırçası tutuyor...
İşaat mühendisi olabilecekken, inşaat işçisi olmuş...
Bilim adamı, dâhî olabilecek çocuklar, bakıyorsunuz ki üç kuruş ekmek parası kazanabilmek için basit işlerde çalışmak zorunda kalmış. Ama hep gönlünün bir yerlerinde çoğunun adını dahi koyamadığı bir özlem/bir yara var. “Olabilirdi” çünkü... Kapasitesi müsaitti...
(Bu cümlelerimiz, bu meslekleri küçümsemek için değil asla! İnsan, alnının teriyle “temiz para” kazansın da, hangi işi yaparsa yapsın. Bu saydığımız mesleklere sahip olup da çalıp çırpıyor, kanunsuz işler çeviriyorsa, onun mesleği de şöyle dursun!
Maddi imkansızlıklar sebebiyle gerekli eğitimi alamayan çocuklar veya çocuğuna bu eğitimi aldıramadığı için kahrolan anne babalar da var. Fakat bazıları öyle yetiştiriyorlar ki çocuklarını; iyi bir mesleği, yüksek bir rütbesi yok belki. Ama, hâzâ insan; insanoğlu! “Adam gibi adam” yani...
Diğer taraftan, istediği eğitimi almış, kâbiliyetine uygun işi yapıp da insanlıkla alakası olmayan nice şahsiyetlerimiz de var.)
Şöyle bir de espri boyutundan bakarsak konuya:
Avukat olabilecekken olamayıp, içinde vârolan güçlü savunma içgüdüsüyle karısına veya kocasına “illallah” dedirten...
Hâkim olabilecekken olamayıp, hükmedebileceği en küçük bir birim ele geçirdiğinde ağır hükümleriyle canlarından bezdiren...
Şarkıcı olabilecekken olamayıp, akşam sabah dilinden düşürmediği bıktırî makâmındaki şarkılarıyla ev halkını ve komşuları bıktıran...
İyi bir dedektif olabilecekken olamayıp, yanındakilerin her hareketinin ve sözünün altında gizli bir şeyler olduğunu düşünüp, öküzün altında buzağı arayan...
Doktor olabilecekken olamayıp, koyduğu teşhisler ve kullanmalarını söylediği ilaçlarla akrabây-ı taallûkatı görüp gözeten... Dolayısıyla bazen “candan” eden!..
Dînî konulara meyli olduğu halde iyi bir eğitim alamadığı için eğriyi doğrudan ayıramayan. Ve abuk sabuk kimselerin önüne koyduğu abuk sabuk kitaplardan öğrendikleriyle fetvâlar verip milleti “dinden” eden!..
..Çocuklarımız var...
Bir de kâbiliyetinin hangi mesleğe uygun olduğunu fark etmesine ve maddi imkanı da olmasına rağmen, yeterince çalışmadığı için gereken puanı tutturamayıp “bari öğretmen olayım(!)” diyerek öğretmen olan... Öğrenciler ondan (ve dolayısıyla okuldan), o da öğrencilerden nefret eden “çocuklarımız” var ki; onlar ayrı konu...
Çünkü bu insanların bünyelerinde o işi severek ve en iyi şekilde yapmalarına imkan verecek, diğer insanlardan farklı bir şeyler var. Ve onu bünyelerinden atmak zorundalar.
Onlar da atıyorlar bir şekilde!
Çocuklarımızı yaratılışlarında vârolan kâbiliyetlerine göre yüreklendirip, yönlendirmeye, yetiştirmeye ne eğitim sistemimiz uygun ve yeterli, ne de ebeveynler bilinçli. Eğitim sistemimiz buna uygun hale getirilebilseydi veya ebeveynler bilinçlendirilseydi; yani ikisinden “biri” dahi olsaydı bir dereceye kadar yeterli olabilirdi. Ama ikisi de olmayınca nice değerlerimize lâyık oldukları değer verilmeyerek ziyan ediliyor.
Herhangi bir taş zannedilip bina inşaasında kullanılan kıymetli bir “elmas parçası” gibi...
Hicran Seçkin
YORUMLAR
Oldukça reel bir yazıydı...Bir çok yerden irdelenebilecek konu...Sosyal...Ekonomik...Psikolojik vs....Söz konusu "çocuk"lar olunca ki çocuklar "gelecek",çocuklar "yarın"",çocuklar "umut" diyorsak ki diyoruz,bakacağın kadar çocuk zira sahiplenemediğin çocuk senin değildir ya emeği sömürülen bir çırak olur ya emir kulu ya da birilerine tetikçi.
Eşitlik...Ekonomi...Eğitim...Tüm çocuklara...Yazının dışına düşmüş olabilir yorumum ama çocuk denince söyleyecek çok sözü olanlardanım...Kutlarım...
Çocuklarımızı yaratılışlarında vârolan kâbiliyetlerine göre yüreklendirip, yönlendirmeye, yetiştirmeye ne eğitim sistemimiz uygun ve yeterli, ne de ebeveynler bilinçli. Eğitim sistemimiz buna uygun hale getirilebilseydi veya ebeveynler bilinçlendirilseydi; yani ikisinden “biri” dahi olsaydı bir dereceye kadar yeterli olabilirdi. Ama ikisi de olmayınca nice değerlerimize lâyık oldukları değer verilmeyerek ziyan ediliyor.
Herhangi bir taş zannedilip bina inşaasında kullanılan kıymetli bir “elmas parçası” gibi...
CANIM BENİM DUYARLI YÜREĞİNİ YÜREKTEN KUTLUYORUM..KEŞKE YANLIŞ DÜŞÜNÜYORSUN DİYEBİLSEYDİM..TEK KELİMEYLE HAKLISIN DİYEBİLİYORUM..ÇOCUĞU OLAN HER İNSAN SORUMLULUĞU OLDUĞUNU BİLMELİ..ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN HERKES ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMALI..SEVGİLERİMLE..
kader_48can tarafından 4/11/2009 12:35:06 PM zamanında düzenlenmiştir.