- 376 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
karalamalar (10)
Günler, uzamaya başladı. Pazardan eve dönmelerimiz akşam dokuzu buluyor.Akşam tez-
gahı toplama hazırlıklarına başlamıştık.O sırada yan taraftan gelen bir sesle irkildim.
"-Kolay gelsin Ayhan bey ."
Dönüp baktım.Pazarcı komşum.Kendisi emekli öğretmen.O da benim gibi karısı ile birlikte
pazarcılık yapıyor.Yıllardır pazarlarda beraberiz.İyidir,hastır ama tek negatif tarafı
çok konuşması.Bir anlatmaya görsün.Elinden bir türlü kurtulamazsın.Kaçsan kaçamazsın.
Dinlemesen elbiseni,kolunu ya da herhangi bir yerini çekiştirip zorla kendisini dinlettir-
meye çalışır.Sen de o zaman dinliyormuş görünecek ,arada bir konuşmalarını sözlü ya da kafanı sallayarak tasdik edeceksin.Başka çare yok.Biraz önce selam vermesinin de amacı
belliydi.Selamdan sonra kesinlikle seni esir almaya çalışırdı.Ben de gayri ihtiyari;selamına
karşılık verip hal hatır sordum.Kendisi bu eğitim yılı başında torpilini bulup Ankara’nın bi-
ze yakın bir semtinde öğretmenliğe(sözleşmeli) başlamıştı.Sabah erken saatlerde pazar
yerlerine gelip tezgahı kuruyor,karısı da akşam okul çıkışına kadar(geç saatler) kocasını
beklemek zorunda kalıyor.Hoca,öğretmenliğe döneli biraz maddi olarak rahatlamışlardı.Ama yine de çocuklar büyüyünce dertler de aynı oranda artıyordu. Karısı da zaman zaman "- Ne yapalım abi.Dayanmak zorundayız.Çocukların evlilik çağı geldi.Bi-
risi evli olduğu halde onun da sıkıntısı üzerimizde .Ne yapacağımıza şaşırdık.Mecburen
ölene kadar pazarlarda çalışmak zorundayız." diye derdini aktarırdı.Böylece kadıncağız
içindeki sıkıntıyı deşarz edip rahatlardı.Sanki benimki de onlarınkinden farklıydı.Büyük
oğlan bir doktor çıksaydı. Belki ben de o zaman rahatlardım.Üç-dört sene daha dişimizi
sıkacağız.Bakalım o günler geldiğinde ne olacak şimdiden onu da kestirmek zor...
Hocayla mecburiyetten sohbete girdik. "-Hocam,öğretmenlik nasıl gidiyor.On yıldan
sonra karşılaştığın zorluk var mı?"
"-Sorma arkadaş,sistem tamamen değişmiş.Çok zorlanıyorum.Geceleri de ekstiradan
kendimi hazırlıyorum.Yoksa öğrencilerin karşısında rezil olacağım."
"-Ne yapacaksın.Mecbursun.Çalşmak zorundasın.Yoksa hayat zor"
"-Haklısın"
Aldığı parayı sordum.Fena değilmiş.Sonra gırgırına takıldım.
"-Hocam,bana da okulun kantin işini ayarlasan olmaz mı? Neyse hava parasını veririm."
Gülüştük. Tabii şakaydı. Karısı biz konuşurken seslendi. "-Nusret,çabuk gelll"
Hoca,konuşmayı yarıda kesip fırladı,tezgahına doğru.Doğrusu ya saygı mıdır yoksa kor-
ku mudur;bizler hanımların karşında el pençe divan duruyorduk ...
(10.04.009 tarihli günlüğüm)
Ayhan SARIKAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.