- 1859 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
karışıklığa giden aşk
Yüksek rakımlı bir ilçe, anadolunun güzel köşelerinden, kalesiyle meşhur bir yer ve okumuş yazmış insanlarıyla ünlü, dolayısıyla okullarının bol olduğu şirin bir küçük şehirde yaşanmış bir hikayedir bu hikaye
Burda yaşayan,çobanlıktan okumaya gelen, orta halli bir ailenin en küçük oğlu.Kazasının yeni açılan bir okulu vardır,ilkokuldan sonra oraya kaydolur.Okumaya başlar,bayağı başarılıdır, ufak tefek biridir ama gün geçtikçe başlar sivrilmeye, çok zekidir, okulda sınıflar ilerledikçe kendini gösterir.Bir ara başka vilayete gider okumaya, iki yıl orda okur.Memleket özlemi ağır basar, döner geri memleketine ve okulun yani lise son sınıfı orada okur.Artık tam bir delikanlıdır, büyümüştür.
Bir başka okulda okuyan bir kızla yolları hergün sabah akşam kesişir.Fakat garibim çoban; açılamaz kıza.Kız hem lise birde, hem şehirli ama belliki oda bir şeyler hissediyor.Çocuk yani; delikanlı soramıyor kıza; adın ne?, kızda aynısı bekliyor ilk adımı.Delikanlı sonunda birinden arkadaşının arkadaşından haber göndermeye karar verir.Yazar bir mektup verir o arkadaşının kız arkadaşına.Adını bilmediği kızı tarif eder tariften anladığını o kız mektuba yazar.Anladığı Şükran dır.Delikanlı tamam der, emin olmadığı halde.Ertesi gün bakar bu iki kız beraber delikanlıyı süzüyorlar.Delikanlının içine kurt düşer; acaba hangisine verdi mektubu.Bu işte bir gariplik olduğu belli.Her ikiside dönüp dönüp bakarlar delikanlıya.Olay anlaşılmıştır.Kız mektubu Şükran a verir ama Şükran istediği kızın arkadaşıdır.İstediği kızsa Şenay’dır.Şenay da şaşar bu işe ama ne gelir elden.Delikanlı ise yanlıştan nasıl döneceğini hesap eder.Cesaret edemez söylemeye ve yine yanlışlığı yapan kıza düzelttirmek ister.Karar verilir söylenmesi için ve ikinci mektup çıkar yola.İşte ondan sonra ne olduysa olur.Her iki kız yani Şenay ve Şükran çarşıda yakalarlar genci; tamda çarşının ortasında delikanlıya etmedik küfür hakaret bırakmazlar ve rezil ederler, o günden sonra delikanlı doğduğuna pişman olur.Karanlıktır dünyası ama çok zoruna gider kızların yaptıkları bu hareket ve hakaretler.
Bir öğretmenleri vardır her iki okulada derse giden Hüseyin bey.Karar verir Hüseyin hocayla görüşmeye, olayı anlatmaya ve doğru onların okulunda gider bulur Hüseyin hocayı.Arkadaş gibidirler hocayla delikanlı,durumu anlatır ve derki hocam ben pişman oldum bu sevmeden ne olur söyle o kızlara ben artık onlardan uzağım yeterki bana hakaret etmesinler.Benimde bir gururum var der. Hüseyin hocadan sözünü alır ve gider ogün bugündür bu olay içinden çıkmaz delikanlının.
Delikanlı liseyi o yıl bitirir ve üniversiteyi kazanır.İkinci sınıfta birgün bir posta kartı gelir delikanlıya adsız yıl başını kutlar her kimse.Delikanlı zeki hisseder yazanı ve yılbaşının hiristiyan işi olduğunu bildiği için bunu ona anlatacaktır ve başlar bir sürü doneyle mektubunu yazmaya;yazar yazar dört sahife teksir kağıdını doldurur karınca kaderince.Kendince yazdığının muhatabını bulur yani kart postalı postalayanı,ve aradan bir ay geçer posta kutusunda bir zarf; mektup zarfı.Bakar muhatabına ulaşmış mektup ve hisslerin ne kadar işe yaradığını anlar,anlar ki; mektubu Şenay yazmış; sevdiği kız yazmış ; karışıklığa giden sevdanın muhatabı.Sevinçten uçacak gibi olur, havalanmak ister ama hava alanı bulamaz.1000 km lik yol vardır arada.Aracısız görüşmenin zevkini mektuplada olsa çıkarır.O gün içecekler delikanlıdandır.Herkes merakla bekler.Ama ser var, sır yok.Aylarca mektuplar gider gelir.Aşk alev alev kavurur iki yüreğide ve iki aşık bir birlerinin dedikleri herşeyi yaparlar.Alevli aşk bir haziran günü akşamı Şenay ın polis olma hevesiyle sarsılır.Üniversiteli genç polis olma isteğine karşı çıkar Şenay ın ve polis fitne gibi girer aralarına.Delikanlı şaşırır.Beklemediği bir istek .İkna çabaları başlar ama nafile; tam alev almış aşk yeniden küllenecek gözüküyor.Öyle bir zamandaki her iki taraf isteme pozisyonuna geçmişken,tamda anne babalar devreye girecekken ve sonrası malum başa dönülür idealistlik adına yanar her iki kalpte cayır cayır ömür boyu.
Aradan yıllar geçer, görürler bir birlerini bir bankada,kız bankada memur, delikanlı mühendis olmuş para yatırıyor; yüklü miktarda.Kız nüfus cüzdanını eline alana kadar bakmıyor; kim gelmiş diye.Olacak o ya müdürde delikanlıyı kızın masasına yönlendirmiş.Şenay bakar kimliğe, başını kaldırır ve bir alev sarar o an bankayı ; tabiiki alev aşk alevi; kızarırlar her iki tarafta; eller dolanır bir birine ve belli etmek istemezler ama nafile; olan olmuştur.Delikanlı evlenmiş,Şenay evlenmiş.Hemde bir polisle.Konuşamazlar ama lisani halle anlarlar hallerinden o iki genç bu gün hala o anları yaşadıklarını söylerler.Kim bilir şimdi nerdeler ve kaç çocuk sahibidirler ama kalben yakın olmaları lazımdır diye düşünüyorum.
biz delikanlıyı biliriz delikanlıda Şenay’ı,Şükran dan haber yok; kimbilir hangi mevsimi nerde yaşıyorlar şimdi...
YORUMLAR
Hayat denilen kendi karmaşa zaten.. İçinde karışıklıklar olmuş çok mu:)) Unutulmaz o gönle düşen ilk sevdalar.. Unutulmaz iz bırakır.. Masumdur çünkü. Yoktur ne hesap kitap ne de çıkar.. Sadece sever yürek. O sevdalandığı için atar.. Hayat denilense hep her zaman yaptığı gibi sınar insanı.. Savurur rüzgarlar bu seven yürekleri.. Herkes çizer kendince yolunu, tutunur hayatın bir ucundan. Kader alın yazısı denilendir belki.. Kısmet nasip olmayandır belki de.. Hayır vardır bazen de şer sanılanda.. Kimbilir!
Ve hayat denilen tesadüflerden ibarettir.. Gene çakışır bir gün yollar. Saçlarda aklar, belki yaşanmışlıkların yüze aksettiği kırışıklıklarla.. İki sevdalı yürek apansız karşılaşır bir yerde. Parmakta alyanslar gizlice kaçamak bakışlar.. Sızlayan yürek.. Yeniden hatıralar canlanır, hatırlatır, hatırlanır..
Belki mutlu olunmayacaktır bile o çok sevdiğini söylenenle bir hayat birleştirilse..! Ama gene de, gene de 'ah keşke' denir içinden gizlice... Denir mi acep?!
Belki onca sevdiğini sandığın o kişi; o güzellik birden çirkin bir yürek olarak gelecektir ruhuna yüreğine/gözüne.
Belki de geçen zamanla birlikte sadece ve sadece nötr olacaktır kişide..
Kimbilir...!
Hayatın, hayatınız içinden bir kesit olan yaşanmışlığınızı okumaktan büyük keyif aldım..
Yazan yürek, kalem dert görmesin..
Saygı ve sevgilerimle...
sera. tarafından 7/14/2010 4:08:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
-tesekkür ediyorum Hayrettin... cok karmasik baslamis ama heyecanla entresan bir sekilde devam etmis...
-üzülmedim degil ama suzaninda yazdigi gibi, büyük asklar kavusamamislar hatta daha kavusmadan ayriligi tatmislar...
-aci bir son ama elden en gelir...
-bazen kavusmak icin seviyor olmakta yetmiyor...
-ama sevdiginin seni sevdigini bilmek dünyalara deger, azda olsa mutlu olman icin yeter diye düsünüyorum yinede...
*
__________her sey gönlünce olsun.... sevgilerimle...