8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1065
Okunma

Onur BİLGE
Akademi; Altıparmak’ta, işlek bir cadde üstündeydi. Gürültü ve soğuk gelmemesi için çift camlıydı. Bitişik nizam yapılmış, karşılıklı apartmanların altlarında iş yerleri vardı. Üst daireler çoğunlukla konut olarak kullanılıyordu. Okulun etrafında, özellikle öğrenciler için gereken her şey vardı. Demli Çay Bahçesi, Akademi Kitapevi, Kazıcı Sineması, Loş Restoran, Eflatun Kuaför, yiyecek ve giyecek satılan dükkânlar...
Akşam dersine girmek için biraz erken gelmişim. Bahçe kapısından girince, sola dönüp, ilk banka oturdum. Yoldan geçenlere, vızır vızır işleyen arabalara, arada kocaman afişlere bakıyorum. Sinema kapısının solundaki dükkânın vitrininde, mankenin üstünde, etekleri, yakası ve kol uçları kırmızı incecik biyelerle süslü, dışa kıvrılmış etek ucundan gördüğüm kadarıyla içi kar gibi miflonlu, parlak beyaz bir kaban var ki: “Al beni! ” diyor. Nereye baksam; dönüp, ona takılıyor gözlerim!
Aklıma, ‘Al beni, al beni de sar beni! ’ cümlesi, sonra da onu ilk duyduğum kişi, yer ve konu geliyor. Yani hukuk dersinde dekanın ‘alamet-i farika’ konusunda kolunu öne uzatıp, gözlüklerinin üzerinden bize bakarak, parmaklarını saya saya dediklerini anımsıyorum:
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 1
SEMİRAY - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15