köyden şehire...
Üzerine pudra şekeri serpilmiş dev un kurabiyelerini andıran dağları seyrede seyrede gidiyoruz...
Kulağımda teypten gelen türküler... Hayatım gözlerimin önünden geçiyor sanki... Tek tek köylerden geçiyoruz, sabah sabah su doldurmaya giden kadınlar, oluk başında su içen koyunlar, kuzular ;kenarda köşede çamurun içinde oyun oynayan minik yavrucaklar.Burunları kıpkırmızı olmuş soğuktan... Hepsi dikkatle küy minibüsüne bakıyor...İçim cız ediyor önce,gözden kaybolduklarında ise unutuyorum onları...
Gözlerim bizimle beraber geldiğini sandığım dağı arıyor. Önündeki iki dağın arasından bembeyaz yüzüyle gülümsüyor sanki bana, ben de ona...
İşte şehre indik, birkaç işimi halledip, bir de alışveriş yapıp akşama döneceğim tekrar o köye... Yolda minibüsü durdurup o küçük köy çocuklarına aldığım o şekerleri bir çırpıda dağıtmalıyım.(devam edecek)