BİZİM EROL
Kendi halinde birisiydi işte. orta boylu tıknaz,karayağız, deli desem deli değil, akıllı desem akıllı değil oda böyle bir ademdi işte...
Bazen gelir Mehmet abi avrattan korkuyor mu? der ve patlatır kahkahayı. bazende masa olur üstüne oturtturur ve elini ağzına götürür hava kaçırma numarası yapar.
yani safça birisidir. Ama saf dediysem elinden hiç bir şeyini alamazsın ha, yoo der veremem ablama götürecem. yani gelen giden takılır, kendi akıllarınca eğlenirler bununla.
Deliye yakın ama deli değil,ama fazla akıllıda değil safça biri işte, adı erol...
Sen kimsin? dediğimde Erol der, hangi Erol? dediğimde bizim Erol der... ismimi sorarım benim adım ne? Diye Mehmet der. Çünkü ona göre herkes Mehmet’tir. Çok nadir insanların adını bilir. Ben o kadar çabaladım ismimi öğretemedim.zorlamayla üçüncü seferde bilebiliyor. İşte kendi tabiriyle bizim Erol bu kendi halinde zararsız birisi.kendi dünyasında yaşamakta, onun için herkes Mehmet ve herkes karısından korkmakta. Bazen öyle sinirlendirirler ki bizim Erolu, dellenir ağzına ne gelirse söyler. Bağırır çağırır, kafasını taşlara vurur. Bu halde bile zararı kendinedir. Yapma Erol derim sen delimisin? Ya Mehmet abi şunlara bir şey de der. Tamam Erol ben onlara kızarım derim.Bir sigara ver der, sigarayı yakar Mehmet abi avrattan korkuyor mu? der ve patlatır kahkahayı. Kalbinde kötülüğün zerresi olmayan birisi. Anında parlayan, anında gülen ve dünya umurunda olmayan kendi halinde bir adem işte…
Birisi buna takılıyordu, diğeri yapmayın, takılmayın şuna dedi. Sen ne diyorsun buna biz bakıyoruz diye çıkışınca adam, Erol adama yaklaştı ve abi senin ev nerede? Dedi.
Ne olacak dedi adam Erol’a. Akşam size geleceğim. Niye ki dedi adam.Bana sen bakıyormuşsunya dedi. Adam ne diyeceğini şaşırdı öylece kalıverdi.Ben içimden gülüyordum…
Hey gidi Erol hey, kırk akıllının akıl edip söyleyemeyeceğini söylemişti işte…
Bir kış günüydü aylardan ramazan ayıydı. İftarı açtım camiye namaz kılmaya gittim içerde davudi bir sesle kuran okunuyordu. Namazı kıldım çıkacaktım ki kim bu kuran okuyan zat kim diye merak ettim. Mihraba doğru yöneldim.karşımda Erol belirdi. Kale almadım yürüdüm mihraba doğru. Kimsecikler yoktu. Kuranı kerim yerde ters çevrilmiş duruyordu. Erol’a döndüm kim okuyordu demin kuranı? Ben deyiverdi. İnanmadım. Tekrar kontrol ettim kimsecikler yoktu camide Erol’dan başka, Erol oku bakayım tekrar dedim. Güldü onu okuyan gitti dedi.
İşte böyle bunu gözlerimle görmüştüm. Artık Erol’a başka bir gözle bakmaya başlamıştım. İnsanı insan yapan içindeki ruh hali, manevi haliydi. Erol belkide bizlere saf, saf baktığında onunla alay edenlere içinden kıs, kıs gülmekteydi. Gülün, gülün biraz daha gülün her şey zamanla tükenir ve gülün ömrü bittiği gibi sizinde ömrünüz biter. Ve bende ozaman size gülerim der gibiydi….
12.04. 2001
Hatırlamıyorum ama bu yazıdan 3-4 yıl sonrası kaybettik onu…. Mekanı cennet olsun bizim Erol ün ….
Onu çok özlüyoruz çok….